PKK’nın kontrolündeki Şengal Demokratik Özerklik Meclisi, Sincar’da geçtiğimiz günlerde demokratik özerklik ilan etti.

Irak merkezi hükümeti ile IKBY arasındaki idari statüsü tartışmalı bölgeler arasında bulunan Sincar, son birkaç yıldır PKK’nın kontrolü altına almaya çalıştığı bölgelerden biri.

Musul’dan başlayan ve Suriye’nin kuzeyinde PKK/PYD’nin kontrolünde bulunan Haseke kentine kadar uzanan M47 isimli otoban üzerinde bulunan Sincar, zaman içinde bölgesel bir mücadelenin merkezi haline geldi.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi içerisindeki karmaşık güç dinamikleri ve yönetimin Şii Bağdat yönetimi ile sorunlu ilişkileri, PKK’nın bölgesel hırsları ve İran’ın bölgedeki yayılmacı faaliyetleri Sincar’ın durumunu daha karmaşık bir hale getirmektedir.

Farklı ülke ve güçlerin Sincar üzerinde örtüşen emelleri, Suriye savaşının da etkisiyle bölgedeki mücadelenin iki kutup üzerinden şekillenmesine yol açtı: Bir yanda Barzani liderliğindeki KDP (Kürdistan Demokratik Partisi) ve Türkiye diğer yanda PKK, Bağdat hükümeti ve İran.

Sincar'da PKK Varlığı

PKK’nın Sincar’daki varlığı, 2000’li yılların başında örgütün Irak, Suriye ve İran’da başlattığı yapılanma hareketi çerçevesinde ele alınabilir.

2004 yılında PKK’nın desteği ile Sincar’da TEDVA (Yezidi Demokratik Hareketi) kuruldu. Ancak TEDVA kurulduğu ilk zamanlarda Yezidi halkının desteğini almayı başaramasa da PKK’nın bölgedeki ilk kurumsallaşmış yapısı olmasından ötürü dikkat çekiciydi.

2014 yılının Ağustos ayında IŞİD’in Sincar’a saldırması karşısında peşmerge güçlerinin geri çekilmesi üzerine PKK’nın Sincar’a girmesinin yolu açıldı. Çoğu Suriye’nin kuzeyinden gelen PKK ve ona bağlı yapılar IŞİD saldırılarına maruz kalan Yezidileri kurtarmak bahanesi ile Sincar’a yerleşmeye başladı.

IŞİD’in Sincar’dan çıkarılmasının ardından bölgeyi terk etmeyen PKK, 2015 yılının Kasım ayından bu yana bölgedeki varlığını gerek askeri gerekse siyasi yönden sağlamlaştırma yoluna gitti.

2016 yılının Haziran ayında var olan yapısı ile Irak seçimlerine katılamayan TEDVA, altıncı kongresinde siyasi parti haline gelme kararı aldı ve PEDA’yı (Yezidi Özgürlük ve Demokrasi Partisi) kurduğunu açıkladı.

Bağdat yönetimi PEDA’yı resmi bir parti olarak kabul ettiğini açıkladı ki bu PKK’nın siyasi oluşumlarından biri olan PEDA’nın 2018 yılında düzenlenecek olan Irak genel seçimlerine katılma hakkını kazanması demekti.

PKK bu yolla Suriye’nin kuzeyinde PYD tarafından oluşturulan kantonlara benzer bir yönetim biçimini Irak’ın Sincar bölgesinde de hayata geçirmeye başlamış oldu.

Bununla da kalmayarak idari birimlerin yanında, Suriye’de PYD kontrolündeki bölgelerde olduğu gibi, “Asayiş” adını verdiği güvenlik güçlerini teşkil etti.

Bağdat Hükümeti-PKK İşbirliği

Bağdat hükümeti Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ve Türkiye’yi bölgede sıkıştırmak amacı ile Sincar’daki PKK varlığının daha fazla kuvvetlenmesine imkân tanıyor.

Bağdat hükümetinin PKK ile yakınlaşması PKK’nın, Suriye uzantısı PYD eli ile kazandığı güç sayesinde KDP ve Türkiye’ye karşı iş birliği minvalinde hız kazandı. Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin referandum kararına şiddetle karşı çıkan PKK’nın Bağdat hükümet ile ilişkilerini PYD’nin Suriye’nin kuzeyinde konfederasyon ilanından sonraki dönemde geliştirdi.

PKK, Bağdat hükümeti ile ilişkilerini askeri olarak Yezidilerden oluşan Şengal Direniş Birlikleri (YBŞ) isimli örgüt üzerinden şekillendirdi. PKK komutasındaki YBŞ, bu ilişki sayesinde Bağdat hükümeti tarafından 2016 Kasım ayında resmî ordunun bir parçası olarak ilan edildi.

Sincar’daki bu durum Bağdat hükümetinin PKK ile ilk iş birliği değildi. Bağdat hükümeti, IŞİD’in Haziran 2014’te Musul’u ele geçirmesinden önce Suriye sınırındaki Rabia kapısının PKK/PYD tarafından militan ve silah geçişi için kullanılmasına izin vermişti.

PKK, Suriye’de PYD üzerinden ABD’nin en önemli müttefiki iken yaklaşık 50 km mesafedeki Sincar bölgesinde ABD’nin en büyük rakibi olan İran ile iş birliği yaparak gerek bölgesel rakiplerine gerekse Türkiye’ye karşı etki alanını genişletme hamleleri gerçekleştirmeye devam ediyor.

PKK - Peşmerge Çatışması

Sincar, 2005 Irak Anayasası’nın 140. maddesine göre Bağdat hükümeti ile IKBY arasında idari statüsü belirlenmemiş “tartışmalı bölgeler” arasında yer almakla birlikte 2003’ten bu yana IKBY’nin güvenlik kontrolü altındadır.

PKK, IKBY hükümetinin ısrarlı ve Bağdat hükümetinin kısmi çağrılarına rağmen 2015 yılında IŞİD’den kurtarılan Sincar’dan çıkmayı reddetmektedir.

IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani, 2016 yılının Aralık ayında PKK’ya Sincar’dan çıkması çağırısında bulunarak aksi takdirde Kürt Bölgesel Yönetimi’nin askeri müdahale yoluyla kendilerini bölgeden çıkaracaklarını söyledi.

PKK’nın Neçirvan Barzani’nin çağrısına uymaması üzerine 3 Mart 2017 tarihinde Sincar dağlarının kuzeyinde bulunan ve bir PKK üssüne dönüşen Hanasur bölgesinde, KDP’nin Suriye kökenli peşmergeleri ile PKK arasında şiddetli çatışmalar yaşandı.

1990’lı yıllardan bu yana PKK ile KDP arasında Hanasur bölgesinde gerginlikler yaşanmaktaydı ancak ilk kez bu şekilde silahlı ve sert çatışmalar gözlendi. Hanasur bölgesindeki çatışmalarla KDP’nin bölgesel manada Suriye’den Irak içine kadar uzanan PKK hattını bölmeyi amaçladığını söylemek mümkün. Zira daha önce, 2015 yılının sonunda KDP, Suriye’den Sincar’a uzanan yolu kapatarak PKK’ya bağlı PYD güçlerinin Sincar’daki PKK güçleri ile temasını engelleme yoluna girmişti.

İran'ın Sincar Üzerinden Akdenize Ulaşma Düşüncesi

Musul’un IŞİD’ten alınmasının ardından Suriye’ye doğru uzanan havzada IŞİD’in Telafer bölgesindeki varlığı sürerken, Bağdat hükümetine bağlı Şii örgütlerden müteşekkil Haşd-i Şaabi örgütü Mayıs 2017’de Sincar’ın güneyinden Suriye sınırına doğru hareketlendi.

Haşd-i Şaabi’ye bağlı İran destekli Şii yapılanmalar olan Bedir Grubu ve Kata’ib-i Hizbullah, Sincar’ın güneyinden ilerleyerek Suriye sınırına 50 km uzaklıktaki Baaj bölgesine düzenlediği operasyon neticesinde Telafer ile Suriye sınırı arasındaki çöllük arazide yaklaşık 100 km’lik bir alanı ele geçirdi. Bu operasyon sırasında merkezi Irak ordusu karadan ve ABD uçakları da havadan Haşd-i Şaabi milislerine destek verdi.

Haşd-i Şaabi bu operasyonu ile Suriye’nin doğusunda Haseke’nin güneyindeki Şedadi sınırına ulaştı. Aynı zaman diliminde Esed rejimi ve İran destekli Şii örgütler Tabka’nın güneyinden Deyr ez-Zor’a ve oradan Irak sınırına ulaşma hedefini açıkça ortaya koymuştu. Böylece, IŞİD’in sınır alanlarındaki varlığına son verilmesinin ardından Musul – Deyr ez-Zor hattında Akdeniz’e uzanan bir İran koridoru ihtimalini güçlendiriyordu.

Zira Haşd-i Şaabi’nin Telafer’in doğusunda gerçekleştirdiği bu operasyon Şii militanlar ile Sincar’daki PKK/PYD ve YBŞ arasındaki bağlantıdan doğan ilişkiyi operasyonel bir iş birliğine dönüştürmüş oldu.

PKK İçin Sıçrama Tahtası: Sincar

PKK’nın kontrolünde olan Şengal (Sincar) Demokratik Özerklik Meclisi, 14 Ocak 2015’te olduğu gibi 20 Ağustos 2017 tarihinde Sincar’da yeniden demokratik özerklik ilan ettiğini açıkladı.

Meclis’in kurulduğu 2017 yılının Mayıs ayında açıklanmış ve “Demokratik Özerklik devrimin kendisidir” ifadesiyle PKK’nın “demokratik konfederalizm” anlayışının bir uzantısı oldukları sinyali verilmişti.

Yezidi azınlığı kullanarak kendisine alan açan ve Bağdat hükümetinin KDP karşıtı politikalarla üstü kapalı şekilde desteklediği PKK’ya bağlı Şengal Demokratik Özerklik Meclisi, 27 Temmuz’da PKK’nın tutuklu lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması için Sincar’da bir yürüyüş düzenlemişti.

Burada özerklik ilanı için bir komisyon kurulacağı ve bunun Irak, KYB, PKK ve Rojava temsilcilerinden oluşacağını vurgulayıp Bağdat-PKK, KYB-PKK ve PKK ile rojava minvalinde PYD ilişkisini tekrar etmek daha iyi olur.

Üstteki hatırlatmalardan sonra Suriye sınırına 50 km mesafedeki Sincar’ın M-47 yolu ile hem Şedadi’ye hem de Rabia’ya uzanan kara hinterlandının PKK için Suriye ve Irak arasında bir sıçrama tahtası durumunda olduğunu belirtmek gerekiyor.

Türkiye Açısından Senaryolar

Bölgesel anlamda Kuzey Irak’ta, Türkiye’nin gerek KDP gerekse Türkmen azınlık üzerinden geliştirdiği politikalar da yerleşik güçlerin arasındaki iş birliklerinin daha güçlü çıkarlar ve düşmanlıklar üzerinden dalgalanma gösteriyor. Her ne kadar KDP öncülüğündeki bağımsızlık referandumuna şiddetle karşı çıksa da Türkiye ilerleyen dönemlerde zor tercihlerle karşı karşıya kalabilir.

Türkiye açısından ana ekseni güvenlik politikalarına dayanan Kuzey Irak’taki varlığının Bağdat hükümeti ve PKK arasındaki ilişki üzerinden şekillenme ihtimali oldukça güçlü. Zira Bağdat hükümeti, Türkiye’nin sık sık gündeme getirdiği PKK ve ona bağlı grupların Sincar’daki varlığına son vermek karşılığında Türkiye’ye Başika’daki güçlerini çekmesi teklifinde bulunabilir.

Türkiye’nin bu teklifi kabul etmesi durumunda İran-Bağdat- Suriye hattının Şii militanların eline geçmesini sağlayan Başbakan Abadi, 2018 seçimlerinde önemli bir üstünlük elde etmiş olur. Türkiye ise Musul-Kerkük-Erbil hattından uzaklaşmış ve İran’ın Bağdat üzerinden PKK ile kurduğu ilişkinin farklı aktörlerle genişlemesine karşı savunmasız kalır.

 

Kaynakça

Florian Neuhof, “Forces Fighting ISIS Turning on EachOther as Iran Opens Land Corridor to Syria”, The Daily Beast, 25 Mayıs 2017.

Michael Knights, “Turkey’s Waiting Game in Sinjar”, Turkey Scope, Vol.1, No.8, Temmuz 2017.

TomasKavalek, Competing Interests in ShingalDistrict: Examiningthe PKK-linked Structures, Defusing Tensions, MERI-K, June 2017.

Tomas Kavalek, “Yet Another War in Shingal: The Sword of Democles”, MERI-K, Vol.4, No. 3, 5 Mart 2017.

Wladimir Van Wilgenburg, “Baghdad-Erbil Competition Complicates Battle Against ISIS in Sinjar”, Now Media, 8 Aralık 2016.