Giriş

Son yıllarda, demokratikleşme ve ekonomik kalkınma sürecinde bir itici güç olarak sahip olduğu potansiyelin keşfedilmeye başlanmasıyla sivil toplum kuruluşları toplumsal değişim ve dönüşümünanahtar kavramlarından birisi haline gelmiştir.

Dünyadaki gelişimine bakıldığı zaman sivil toplum kuruluşlarının devlet merkezli olmaktan uzaklaşarak toplumsal inisiyatifle beslenen bir karakter kazanma ve küreselleşme eğiliminde oldukları görülmektedir.

Duruma Türkiye açısından bakıldığında, geçmişi Osmanlı’daki “vakıf” kavramına uzanansivil toplum kuruluşlarının sosyal ve siyasi yaşamda daha fazla kabul gören bir varlık alanı oluşturabilmesi için nicel anlamda yaygınlaştırılmalarının yanı sıra nitel anlamda da iyileştirilmelerinin gerekli olduğunu söylemek mümkündür. Bu çalışmada da bu gereklilikten yola çıkılmış ve ülkemizdeki sivil toplum kuruluşlarının sorunlarına iletişim odaklı bir perspektiften bakılarak çözüm önerileri sunulmaya çalışılmıştır.

Raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız.