BURA’nın İNSAMER işbirliğiyle organize ettiği “İslam Coğrafyası’nı Anlamak” isimli atölye çalışmasının ilk oturumu ‘’Balkanlar’da Siyasi Fay Hatları’’ başlığıyla Balkanlar bölgesi üzerine yapıldı. İNSAMER araştırmacımız Emin Emin’in sunumu ile gerçekleşen ilk oturuma mezun ve öğrenci arkadaşlarımızın katılımı yoğun olurken katılımcılar, soru ve yorumları ile atölyeye katkıda bulundular.
Balkanlar’ın tarihsel oluşumunun anlatılması ile başlayan sunum, bölgedeki hassas dengelerin analizleri ile devam etti. Etrafı AB ülkeleri ile çevrili olup AB’ye alınmayan Sırbistan, Bosna-Hersek, Kosova, Karadağ, Arnavutluk ve Makedonya üzerinde tek tek durulan programda özellikle yakın komşular başta olmak üzere Balkan ülkelerinin diğer ülkelerle ilişkileri ele alındı. Etnik grupların birbirlerine karşı tutumları bölgesel riskleri arttırırken, Balkan’ları 500 yıldan fazla yöneten Osmanlı idaresi sonrasında ciddi yönetim zafiyetleri göze çarpmakta. Her ülkenin etrafındaki ülkelerin etnik yapısı, toprağı, kaynakları ve manevi değerleri üzerinde iddialarda bulunduğu bir coğrafya olan Balkanlar, uluslararası güçler için de bir çıkar alanı olmaya devam ediyor.
Bu dengeler arasında varlığını sürdürmeye çalışan Müslümanlar, siyasi sıkıntıların yanı sıra sosyal sorunlarla da başa çıkmak durumunda kalıyor. Sırbistan’a bağlı Sancak ve Yunanistan’a bağlı Batı Trakya bölgelerinde devletin atadığı ve halkın seçtiği olmak üzere çift müftülü bir sistem işlerken, sekülerleşme ve modernleşme karşısında değişen hayat tarzları Balkan Müslümanlarının önemli meselelerinden birisi. ‘’Türkiye hapşırırsa Balkanlar nezle olur’’ deyiminin Balkan Müslümanları arasında yaygın olduğunun altını çizen Emin Emin, Türkiye’nin bölge üzerindeki etkisinin popülist söylemden ziyade daha stratejik planlar çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.