Ortadoğu’nun Kaderini Değiştiren Mektup: Balfour Deklarasyonu
Seda Özalkan
“Bu öyle bir belgedir ki, onunla bir millet, diğer bir millete üçüncü bir milletin toprağını büyük bir gösterişle vâdetmiştir. Üstelik kendisine vaatte bulunulan o millet, daha millet bile değil, sadece dinî bir toplulukken ve toprak da, vâdedildiği sırada dördüncü bir millete, yani Osmanlı’ya aitken…”.
Bugün Balfour Deklarasyonu’nun bir mirası olarak Filistin’de bir halkın en temel haklarından dahi mahrum edildiği uygulamalara karşı dünyanın dört bir yanında giderek artan sayıda gösteriler düzenlense de, demokrasi, insan hak ve özgürlükleri gibi ‘en ileri değerlerin’ temsilcileri olduğunu iddia eden devletler, Filistin’de bir asırdır yaşanan trajediyi görmezden gelmektedir.
Makalenin tümüne ulaşmak için tıklayınız.
Balfour Deklarasyonu’nun Yüzüncü Yılında Filistin Meselesi
Latife Ahmed
Bugün, Balfour Deklarasyonu’nun yüzüncü yılında, yerlerinden edilmiş 5.5 milyon Filistinli mülteci ve birbiri ile coğrafi bağlantısı kesilmiş Kudüs, Batı Şeria ve Gazze bölgelerinde ise “kendi kaderini tayin hakkı” şöyle dursun, en temel insan haklarından dahi yoksun bir şekilde yaşamak zorunda bırakılmış 4.5 milyon Filistinli bulunmaktadır.
Makalenin tümüne ulaşmak için tıklayınız.