18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Çin orduları tarafından sık sık istilaya uğrayan, 1949’da işgal edilen ve 1955’te resmî olarak Çin’in otonom bölgesi ilan edilen Doğu Türkistan, hâlen işgal altında. Tarihî Türkistan topraklarında, Kaşgar’da, Urumçi’de, Turpan’da insanlık suçları işleniyor.
61 yıldır Doğu Türkistan halkının temel insan hakları gasp ediliyor. Çin nüfusunun sistemli bir şekilde Doğu Türkistan’a yerleştirilmesiyle halk gerek Doğu Türkistan içerisinde göç etmeye gerekse dünyanın farklı bölgelerinde diasporada yaşamaya zorlanıyor. Katı doğum kontrol yöntemleriyle anne adaylarından çocuklarının çalınması; oruç tutmanın, camiye gitmenin yasaklanması; eğitimin zorunlu olarak Çince yapılması; eğitim, istihdam, sağlık hizmetlerinin kısıtlanması; zorunlu işçi uygulaması, sürgün, gözaltı ve haksız hapis cezaları gibi uygulamalar Doğu Türkistan halkı için günlük yaşamın bir parçası olmuş durumda.
Nesillerdir baskı altında yaşayan bir halkın hikâyesi, uluslararası ilişkilerin reelpolitiği, dezenformasyon ve karartmalar nedeniyle dünya kamuoyunda yer bulamıyor. Bu çalışma, bölge halklarının tarihten günümüze değin maruz kaldığı hukuksuz uygulamaların deşifre edilmesini; bölgenin sivil insan hakları kuruluşlarının denetimine açılmasını; Doğu Türkistan’ın tüm bölgelerine insani yardımın ulaşabilmesi için çalışmalar yapılmasını; Doğu Türkistan halkı için hak ve adaletten yana bir çözüme ulaşılması için resmî ve sivil, yerel ve uluslararası mercilerin çözüme dâhil edilmesini hedefleyen Hür Doğu Türkistan Sempozyumu’nun tebliğlerinden oluşmaktadır. Türkçe, İngilizce, Uygurca ve Arapça olarak dört dilde hazırlanan çalışmanın, Doğu Türkistan meselesinin anlaşılmasına katkıda bulunmasını temenni ediyoruz.
Eser hakkında daha fazla bilgi edinmek için tıklayınız.