Giriş
İzzet Şahin: Uluslararası arenada en önemli problem olan göç konusu için toplandık. Göç; Avrupa Birliği’ni (AB) dağıtacak, ülkeleri derinden sarsacak bölgesel ve küresel krize neden olan bir süreçtir. İslam öğretisinde “güvenlik” ve “maişet” ifadesi geçmektedir. Biri eksik olursa insanlar başka bir noktaya yönelir. Bu kadar insanın hicret etmesindeki gerçek sebep doğal afetlerden ziyade beşeri afetlerdir. Sürecin ana nedeni siyasi yönelimlerdir ve bu yönelimlerin göçe etki oranı %85 olup geriye kalan %15’lik oran ise doğal afetlerden kaynaklanmaktadır. Nitekim bu veriler Birleşmiş Miletler (BM) toplantısında zikredilmiştir. Doğal afetleri azaltma konusunda ciddi bir gayret olup BM özelinde faaliyet gösteren bir birim vardır ancak güvenlik boyutu ile bağıntılı olan “beşeri problemler” ile ilgili BM Güvenlik Konseyi (BMGK) ana aktör olmakla birlikte ne yazık ki problemlere bir çözüm önerisi sunamamaktadır. AB, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Arap Ligi (AL) gibi uluslararası ve bölgesel kurumlar da maalesef çözüm üretememektedir. STK’lar olarak bu alanda başarılı örnekleri görmeyi ve uygulamayı arzu ediyoruz. Göç bağlamında Irak hem göç alan hem de göç veren bir ülke konumundadır. Ülkede 5 milyon insan yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalmıştır. Irak’ın göçe ilişkin politikası “vatandaşlarını geri getirme” odaklı olup, bu programda başarı kaydedilmiştir. Irak’ın vatandaş kimliği altında bu süreci başarmış olması, göçe yönelik çözüm ortaya koyma açısından çok değerli bir örnektir. Bir STK olan İHH da bu süreçte Irak hükümetine yardımcı olmuştur. Dolayısıyla Irak Cumhuriyeti ve İHH’nın bu ortak faaliyeti, hükümet-hükümet dışı aktörlerin göçe yönelik ortaya koyduğu çözüme ilişkin rol model mesabesindedir.
İHH’nın Irak Çalışmaları
Av. Cihangir Şamil Yıldırım: İHH İnsani Yardım Vakfı, 1995 yılından beri Irak’ta insani yardım çalışmaları yapmaktadır ve Irak’ta sürdürdüğü faaliyetlerden biri de vakfın ana çalışma alanlarından biri olan, 2000’li yılların başlangıcında literatüre kazandırılan ancak temeli II. Dünya Savaşı dönemine dayanan “insani diplomasi” çalışmalarıdır.
Afet yönetimi programı altında yapılan arama kurtarma çalışmaları kapsamında vakfımız Irak’ta vuku bulan Süleymaniye ve Sincar depremleri ve Musul’da Dicle Nehri’nde yaşanan feribot faciası için arama kurtarma faaliyetleri yapmıştır. Bu çalışmalara ek olarak muhtelif Iraklı STK’lara verilen arama kurtarma eğitimleri de Irak halkı ve devleti ile yaptığımız insani diplomasi faaliyetleri dışında önemli çalışmalardır. Irak’tan Lübnan’a geçerken şehit olan merhum yönetim kurulu üyemiz Emre Yerli, bu çalışmaların yapılmasında ve başarılı olmasında pay sahibidir, rahmetle anıyoruz. Aynı dönemde bütün Ortadoğu’yu etkileyen su kaynakları ve temiz suya erişim probleminden en çok etkilenen ülkelerden biri de Irak’tır. İHH bu dönemde Irak’ın kuraklık problemi ile başa çıkabilmesi için yardım çalışmaları yapmıştır.
DAEŞ’li teröristlerin ailelerinin (kadın ve çocuklar) tutulduğu Rusafa Hapishanesi’ndeki mahkumların ülkelerine iadesi için de ortak çalışma yapmaktayız. Ayrıca Suriye’ye çeşitli nedenlerle göç etmek zorunda kalan ve savaştan etkilenen 14.000 Irak vatandaşı ülkelerine geri dönmüştür. Onların yeniden normal hayata entegre olmaları için Irak Göç ve Mülteciler Bakanlığı ile ortak çalışma yaptık.
Sunum 1: İç Göç
Amer Abbas Zghair: İlk olarak Irak Göç Bakanlığı’nın selamını ve teşekkürlerini iletmek istiyorum. İHH’ya bizi davet ettiği için ve tecrübe paylaşma imkanı tanıdığı için teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ayrıca diğer katılımcılara da teşekkür ediyorum. Faydalı bir program olmasını temenni ediyorum.
Irak, 2003 ve 2005’te siyasi devrimlerden ve krizlerden dolayı büyük problemlerle karşı karşıya kalmıştır. Bu dönemde ülke içerisinde büyük göçler meydana gelmiştir. 2014 yılı Irak’ta göçün en çok yaşandığı yıl olmuştur. Bu göç, savaş sebebiyle olsa da göçler sadece savaş sebebiyle yaşanmamaktadır. Mesela iklim değişikliği ve kuraklık sebebiyle son zamanlarda 17.000 aile göç etmek zorunda kalmıştır.
Öncelikle belirtmek isterim ki Irak’ta çok sayıda farklı etnik topluluk, farklı din ve mezhep bir arada yaşamaktadır. Ancak şunu açıkça söylemek isterim ki, Irak’ın bir dönem en büyük problemi olan mezhepçilik ve ırkçılık şu an Irak’ta yoktur. Birçok savaşa ve göçe sebebiyet veren bu problemi çözmek göçün yerinde engellenmesi için en önemli husustur.
Değineceğimiz konular birkaç başlık altında aşağıda sıralanmaktadır:
- Göçün nedeni olan insani krizler ve doğal afetler
- Irak diasporası
- Kürt olmalarından dolayı daha önce vatandaşlıkları iptal edilenler[1]
-
- Irak’a göç edip vatandaşlık isteyen yabancılar
- Filistin’den Irak’a göç eden mülteciler
Çalışmalarımızı üç aşamada ele alabiliriz:
Sunum 2: Göçmenlerin Geri Dönüşünün Çözümü
Amer Abbas Zghair: Bizler kişilerin zorla geri gönderilmesine karşıyız, zira bu tekrar göç manasına gelmektedir. Almanya’da yaşayan 31.000 Iraklıdan bir kısmı Kuzey Irak Kürdistan Bölgesi’ne zorla geri gönderilmiştir. Almanya’da hayat kurup vatandaşlık alma umuduyla bekleyen bu kişilerin zorla geri gönderilmelerinden dolayı psikolojik travma vakaları vuku bulmuştur. Dolayısıyla geri dönüşün “onurlu ve gönüllü” olması gerektiğini düşünüyoruz. Irak toplumunda aileden bir kişinin yurt dışına ekonomik göç için gönderilmesi yaygındır. Hemen hemen her ailenin bir ferdi yurt dışında çalışarak ailesinin ekonomisine katkı sağlamaktadır. Bu sebeple göçmenleri daha iyi anlayabiliyoruz.
Geri dönüşün ikinci önemli şartı, toplumsal kabuldür. Üçüncü şart güvenlik, dördüncü şart ise Kuran’ı Kerim’de “kendilerini besleyip açlıklarını gideren ve onları korkudan emin kılan” minvalindeki düsturu temel alan istihdamdır. Bakanlık olarak istihdama ilişkin önemli bir karar çıkarttık. Buna göre göçmen daha önceden devlet memuru ise göç ettiğinde yine devlet memuru olarak istihdam edilecektir. Özel sektörde çalışıp da işsiz kalan kişilereyse aylık 240.000 dinar (160 dolar) ödeme yapılmaktadır.Aldığımız bu kararları Irak sathında uygulamaya çalışsak da Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile göç koordinasyonunda bazı sorunlar yaşamaktayız. Bu sebeple de kararlar tam manasıyla uygulanamamaktadır.
Kolaylık sağladığımız ikinci husus ise evrak eksikliğinin giderilmesidir. Türkiye’ye sığınan 115.000 Iraklı mültecinin evraklarını düzenledik. Bir diğer husus hapishanedeki Iraklıların durumu ve geri döndürülmesi meselesidir. Adi suçlar yüzünden yurt dışında hapse giren Iraklı vatandaşlarımızı da ihmal etmiyoruz. Her ne kadar bir suç işlemiş olsalar da cezalarını çektikten sonra veya cezalarını çekmek üzere ülkelerine dönmelerine yardımcı oluyoruz. Geri dönen göçmenlere sadece ilk yardım sağlayarak kaderlerine terk etmiyoruz, düzenlerini yeniden kuruncaya kadar yardım etmeye devam ediyoruz.Geri dönen göçmenlerin başvuru ve kayıtları sırasında 32 sorudan oluşan bir mülakat ve test uygulayarak cevaplarına göre ülkeye yerleştirme sürecini ilerletiyoruz. Gönüllü geri dönüş yapan kişilerle gelecekleri hakkında kendi kararlarını verecekleri zamana kadar ilgileniyoruz.
Duyarlılık hususu: Mülteci “Avrupa’ya giderek müreffeh bir hayat sürme” hayali ve hedefiyle yola çıkmaktadır fakat organ mafyası veya kaçakçıların kurbanı olma ya da oturum izni alamama gibi birçok sorunla karşılaşmaktadır. Bakanlığımız düzensiz göçle mücadele konusunda bir planlama yapmıştır:- Gayrinizami kişilerin (kaçaklar) geri dönmesi
- Toplumsal anlaşmazlıklardan dolayı gidenlerin geri dönmeleri için toplumsal barışın sağlanması
- İç göçmenlerin evlerine/yurtlarına geri dönmesi
Düzensiz göçle mücadelede yardımlaşma gereklidir; zira bu konu Göç ve Mülteciler Bakanlığı’nın tek başına üstesinden gelebileceği bir sorun değildir. Bu nedenle diğer bakanlıkları da sürece katarak hareket etmekte ve göç meselesinde hem devlet kurumları hem de STK’lar arasında koordinasyonu sağlamaktadır. Göç meselesi çok yönlü ele alınarak yerel yönetimler ve STK’ların ortaklığında çözülebilir.
Göç Bakanlığı’nın öncelikli görevi kayıt almak, tasnif etmek, akabinde yardıma muhtaç kişilerin ihtiyaç duyduğu yardım türlerini belirleyerek çözüm üretmektir. Ancak süreçte karşılaşılan büyük engeller vardır. Örneğin yurt dışında yaşayan Irak vatandaşlarının sayısını tam olarak bilemiyoruz. Bu sebeple onlara yönelik titiz bir çalışma yapamıyoruz. Bu sorunu çözmek için yurt dışında diplomatik misyonlara bağlı faaliyet gösteren temsilcilikler açmak istedik ancak şimdiye kadar bu isteğimizi sadece Türkiye ve İran kabul etti.
Sürecin Çıktıları
Göçle mücadele ve geri dönüş süreçlerinin üç önemli çıktısı vardır: Öncelikle “bireysel çözümlere odaklamaktan ziyade toplumsal boyutu ilgilendiren çözümlere odaklanılmalıdır” ve size de bunu tavsiye ederiz. Diğer önemli çıktılar ise geri dönüşlerin gönüllülük esasında olmasıdır; zira zorla geri döndürülen kişiler tekrar göç etmek istemektedir. Bir diğer önemli ders ise, göçe ilişkin çalışmaların tüm devlet kurumları ile birlikte yapılmasıdır. Göç Bakanlığı veya Göç İdaresi gibi kurumların yalnız başına bu süreci başarılı bir şekilde sonuçlandırması mümkün değildir.
Sunum 3: Irak Hükümeti’nin el-Hol Kampındaki Iraklı Vatandaşlara Yaklaşımı
Vivian Faeq Yakoob: Tüm bakanlıklarla “Merkez’ul Ced’an” adlı bir kurum kurduk. Bu kurum Hol Kampı’ndaki kişilerin durumuyla ilgilenmektir. Hol Kampı şu an PYD’nin kontrolü altında olan eski DAEŞ militanlarının ve ailelerinin kaldığı Suriye’deki bir kamptır. Kampta Suriye vatandaşlarından sonra en yüksek nüfus Iraklılarındır. Bu kampta şu an 24.000’i Irak vatandaşı olmak üzere muhtelif ülkelerden toplam 64.000 kişi yaşamaktadır. Bu kişilerden Irak’a dönmek isteyenlerle mülakat yapmaktayız. Dönmek isteyenler arasından öncelikli grupları belirleyerek dönüş sürecini başlatıyoruz. İnsanları herhangi bir saldırıya uğramamaları için akşam vakitlerinde otobüslerle alıp Merkez’ul Ced’an rehabilitasyon merkezine getiriyoruz. Buraya geldikten sonra üç aylık bir rehabilitasyon sürecine dahil edilen göçmenlerden başarılı olanların topluma karışmasını sağlıyoruz. Tabii burada şunu özellikle belirtmek isterim ki, bu kişileri topluma karıştırsak da güvenlik güçleri onları belirli periyotlarla takip ederek tekrar radikal ve aşırılıkçı görüşlerden etkilenip etkilenmediklerini izlemektedir. Merkez’ul Ced’an’da çok sayıda kurs verilmektedir. Sayın Bakanımız merkezi sık sık ziyaret etmektedir. Rehabilitasyon merkezinde dul kadınlara meslek dersleri verilerek kişisel gelişimleri desteklenmektedir. Merkezde acil durumlar için sağlık hizmeti de verilmektedir. Dullara, yetimlere, kadınlara ve gençlere yönelik meslek eğitimleri, rehabilitasyon çalışmaları düzenlenmektedir. Buraya alınan kişiler Merkez’ul Ced’an’dan çıktıktan sonra da toplumsal uyum süreçleri takip edilerek rehabilitasyon sürecinin başarılı olup olmadığı gözlemlenmektedir. Aynı zamanda kanuni destek sağlanmakta, çalışma hayatına geri dönmeleri için yardımcı olunmaktadır. Geri dönenlere yönelik herhangi bir haksızlık yapılıp yapılmadığı bakanlığımızca araştırılmaktadır. Almaları gereken bir hak veya tazminat varsa bakanlığımız yardımcı olarak haklarını almalarını ve tazminat ödenmesini sağlamaktadır. Sonuçları bakımından geri getirilen ailelerin belli bir dönem gözetim altında tutularak rehabilite edilmesi, başarılı bir değişim olarak yansımaktadır.
Bu kişilerin Merkez’ul Ced’an’da kaldıkları süreçte verdikleri bilgiler DAEŞ terör örgütüne karşı güvenlik olarak da devletimize çok fayda sağlamıştır. Bu bilgiler örgütün çözülmesine katkı sağladığı gibi aşırılıkçı fikirde olup da rehabilite olmayı reddeden kişileri tespit etmemize de imkan vermiştir. Ayrıca mezunların verdiği bilgiler, Hol Kampı’ndan rehabilitasyon merkezine vatandaşlarımızı alacağımız zaman da büyük katkı sağlamaktadır. Daha önce kamptan merkeze gelip olumlu değişim gösteren, radikal fikirleri terk eden kimselerin verdiği bilgiler, Hol Kampı’ndan çıkarak ülkeye dönmek isteyenler arasında öncelik tanıdığımız kişileri belirlememizde de yardımcı olmaktadır. Zira bu radikal görüşler Irak halkına çok zarar vermiştir. Bu sebeple bu rehabilitasyon çalışması çok önemlidir.Erbil’de, Irak’ta nasıl yaşanılacağına dair bir çalıştay düzenledik. Gençler için faaliyet alanlarının konu edindiği bu programda, DAEŞ’e katılıp ayrılanların süreci ele alınmıştır. Birçok uluslararası kurumun katıldığı bu süreçte, başarılı projelerimizden biri de ziraat projesidir. Gözlem altındaki geri dönen göçmenlerin kaldığı kampa yakın bir alanı organize ederek ziraat yapılabilecek alanlar oluşturduk. Bu projenin kamp sakinlerinin psikolojik durumuna olumlu katkıda sağladığı gözlemlenmiştir.
Soru Cevaplar
– Hol kampındaki Irak vatandaşları ile nasıl iletişime geçiyorsunuz, geri dönenlerden cezalandırılanlar oldu mu?– İletişimde en büyük kaynağımız güvenlik güçleridir. PKK kontrolündeki bu silahlı güçler, bakanlık vesilesiyle gece alınıp emniyet güçlerine getirilmektedir. Yargılama gereken kişileri yargılıyoruz.
– Rehabilitasyon sürecinde verdiğiniz eğitime rağmen toplumsal uyum için yeterli olmayan vakalar için ne yapıyorsunuz?
– İyileşmediğini düşündüğümüz kişilere ilave rehabilite süreleri veriyoruz.
– İklim değişikliği ile birlikte göç alan bölgeler hangileridir?
– 17.000 aile iklim değişikliğinden dolayı göç etmiştir. Göçler ekseriyetle bölgedeki daha elverişli bir ilçe, kasaba, köy veya şehre olmaktadır ancak kültürel farklılıklar bazen olumsuzluğa yol açmaktadır. Zikar ve Nasıriye göçten en çok etkilenen şehirlerdir.
– DAEŞ’in olduğu bölgelerde yaşayan sivil vatandaşlarla ve oradan göç eden iç göçmenlerle ilgili olumlu bir tablo çizdiniz fakat duyumlar bahsettiğiniz hususlarla biraz çelişmektedir. Mesela göçmenlerin savaşta yıkılan evleri yeniden inşa edilebiliyor mu veya hükümet dışı örgütlerin özellikle Haşdi Şabi’nin el koyduğu evler tespit edilip hak sahiplerine geri tevdi ediliyor mu?
– Bahsettiğiniz durum yaşanmış ve bununla ilgili 101. madde çıkartılmıştır. Başvuru yapanlara evleri teslim edilmektedir. Böylece bu problem çözülmüştür.
– Yıkılan evlerin tekrar imar durumu nedir?
– Savaşta zarar görüp yıkılan ev sayısı maalesef çok fazla ve bu yük Irak Devleti’nin tek başına altından kalkabileceği bir maddi yük değil. Bu yüzden yeniden imarla ilgili uluslararası STK’ların ve kurumların yardımıyla bir süreç yürütmekteyiz.
– İran-Irak sınır güvenliği ve teröre karşı sınırlarınızın durumu nedir?
– Şu an süreç çok daha iyi durumda.
– Bağdat-Ankara arası “Kalkınma Yolu Projesi” ile alakalı İran’ın coğrafyadaki desteği ve dahil olma durumu nedir?
– Kalkınma süreci olduğunu biliyorum. Proje olumlu şekilde devam ediyor. Ancak ben göç politikalarıyla ilgilendiğim için bu konuda detaylı bilgiye haiz değilim.
– 1951 Mülteci Sözleşmesi’ne taraf mısınız ve Lübnan’dan gelen mülteciler için koruma maddesi var mı?
– 1951 Sözleşmesi’ne taraf değiliz. Ancak taraf olmamamız mültecileri kabul etmeyeceğimiz anlamına gelmemektedir. Biz gelenleri mülteci statüsünde kabul etmeyeceğiz ama savaştan kaçan herkese kapılarımız açık. Statü vermememizin nedenini bir kez daha söylüyorum; bunun birtakım maddi yükümlülükleri var ve hükümetimiz mevcut zaman diliminde bu yükümlülükleri karşılayabilecek imkana sahip değil.
– Vatandaşlık başvurusu hususunda Filistinlilere özel bir kısıtlama var mı?
– Filistinliler için özel bir şart istenmiyor, onlar da diğer uyruklu insanlar gibi başvuru yaptığında süreç başlatılıyor. Ayrıca Filistinli göçmenler için oy verme hariç her hak mevcuttur.
Sonuç ve Öneriler
- 2014 yılında Irak’tan Türkiye’ye 300.000 kişi göç etmiştir. 170.000 kişi Ankara ve Samsun’da yaşamaktadır. 130.000 göçmenin ülkesine geri gönderilme süreci icra edilmiştir. Türk makamlarına bilhassa evrak noktasında gösterdikleri yardımdan dolayı teşekkür ederim.
- Her ne kadar burada bahsettiğimiz konu bireysel problemler olsa da bu problemleri kitlesel ve toplumsal düzeyde çözmek daha kalıcı ve doğru olandır. Diğer yandan tekrar ifade etmek gerekir ki, geri dönüş gönüllü olmazsa göç daimi surette tekerrür edecektir. Geri dönüşün gönüllü planlama esas alınarak yapılması kurumlara tavsiye niteliğinde değildir, bunun mecburi kılınması gerekmektedir.
- Göçü yerinde engelleme yönünde çalışmalara öncelik verilmelidir.
- Uluslararası kurumlarla ve STK’larla çalışmanın faydasını Irak’ta tecrübe ettik, bu nedenle tavsiye ederiz.
- Hol Kampı A, B, C, D olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır: A bölümünde aşırılıkçı kişiler diğer bölümlere doğru gittikçe daha az aşırılıkçı olanlar tutulmaktadır. Çoğu devlet bu kamptaki vatandaşlarını almayı kabul etmemiştir ancak Irak, vatandaşlarını geri alarak hayata entegre ederek aşırılıkla mücadelede örnek bir sürece imza atmıştır.