Keşmir’de son aylarda gündeme gelen bir dava, halkı büyük bir endişeye sevk etmiş durumda. Bu endişe, Hindistan’ın bölgede demografik değişikliğe gideceği ihtimali çerçevesinde günden güne büyüyor. 2014 yılında Hindistan Yüksek Mahkemesi’ne “We the Citizens” adlı Hindu milliyetçisi olduğu ifade edilen bir STK tarafından anayasadaki 35A Maddesi’nin iptali için bir başvuru yapılmıştı. Hindistan Yüksek Mahkemesi 29 Ekim 2017’deki duruşmada davanın görüşülmesini Şubat 2018’e erteledi.

35A Maddesi nedir ve Keşmirliler açısından neden çok önemlidir?

Ağustos 1947’de İngilizlerin Hint alt kıtasına bağımsızlık vermesiyle aynı zamanda, Hindistan-Pakistan ayrışması gerçekleşti. Sömürge idaresindeki 560 prenslik de din temelli bir ayrışmayla oluşan bu iki ülkeye katılmada, halklarının ve yöneticilerinin tercihine göre, serbest bırakılmıştı. Çoğunluğu Müslüman olan Keşmir halkı Hindistan’a katılmak istemezken Keşmir’in gayrimüslim olan yönetimi belli şartlar çerçevesinde, Hindistan Birliği’ne katılmayı kabul etmişti. Bu şartlar ise; Hindistan merkezî yönetiminin savunma, dışişleri ve iletişim dışında Keşmir’in içişlerine karışmamasıydı ve bu, Hindistan Anayasası’nda meşhur 370. Madde ile kanunlaşmıştı.

Bugün söz konusu olan 35A Maddesi de bu doğrultuda 1954 yılında Hindistan Anayasası’na eklenmişti. Bu madde, Jammu ve Keşmir’de mülk ve toprak edinmeyle ilgili düzenlemeleri ve kamusal işleyişi Jammu ve Keşmir Eyalet Yasama Meclisi yetkisine bırakmaktaydı. Böylece, 35A Maddesi ile yapılan bu düzenlemeyle Hindistan Parlamentosu’nun Jammu ve Keşmir Eyaleti’ne yönelik kanun yapıcılığı engellenmişti. Bu durum Hindistan Yüksek Mahkemesi tarafından 1961’de tartışılmaya başlandı ve bugüne dek çözümlenemeyen bir soru olarak kaldı.

35A Maddesi’nin iptaline yönelik dönem dönem açılan davalar, Hindistan’ın kurucu ve uzun süre iktidarda kalmış Kongre Partisi hükümetleri tarafından reddedilmiş, ancak bu durum Keşmir’e diğer Hindistan eyaletlerinden ayrıcalık tanındığı iddiasındaki Hindu milliyetçisi yapılarca protesto edilmişti. Oysa bugün Keşmir’in zikredilen şartlar çerçevesinde özel bir statüyle Hindistan Birliği’ne katıldığı ve problemin bu statünün Hindistan tarafından ihlal edilmesiyle tırmandırıldığı gerçeği, başta iktidar partisi BJP ve diğer Hindu milliyetçisi yapılar tarafından göz ardı edilmekte.

Hindistan’ın askerî olarak ele geçiremediği bölgeyi bu gibi yasal düzenlemelerle demografisini değiştirerek işgal edeceğini savunan Keşmirli oluşumlar ise, bu davayla ilgili olarak söz konusu yasanın iptaline karşı birlikte hareket edeceklerini ilan ettiler. Bütün bu oluşumlar, 1948’den beri Hindistan tarafından engellenen plebisitin düzenlenmesi durumunda, bölgenin değiştirilen demografisinin de etkisiyle Keşmir’in Hindistan’a katılması olasılığından endişe etmekteler. Bu plebisit kararı ise 1948 yılında Birleşmiş Milletler’in Keşmir halkına Pakistan ya da Hindistan’a katılımda kendi kaderlerini belirleyecekleri konusunda verilmiş bir söz.

Şubat 2018 ile tekrar gündeme gelecek olan bu dava, Keşmir’de 2016 Temmuz’undan[1] bu yana artan şiddet ortamını daha da ısıtmış durumda. Keşmirliler, eyaletin demografisinin değiştirilmesiyle ilgili ciddi endişe içerisindeler. Onlar bu maddenin delinmesiyle kaderlerinin topraklarından edilen Filistinliler, Suriyeliler ve hatta Rohingyalarınkine benzeyeceklerine inanıyorlar. Bu noktada Keşmir halkı için en büyük emsali ise Yahudi yerleşimcilerle demografisi değiştirilerek işgal edilen Filistin toprakları teşkil ediyor.[2]

 


[1] http://insamer.com/tr/kesmirde-cozumsuzlukte-yeni-bir-donum-noktasi_357.html
[2] http://www.aljazeera.com/indepth/features/2017/10/kashmir-court-hear-plea-article-35a-171029125650722.html