Mısır’da yaşanan siyasi kriz ve onu takip eden askerî darbe, Mısır’ın modern tarihi için bir dönüm noktası oldu. Yönetime el koyan ve demokrasiye yeni bir darbe indiren cunta idaresi, tüm uluslararası sözleşmelerde belirtilen değerler, hukuk ve muamele ilkeleri ve normları hiçe sayarak sivil halkı en temel haklarından olan düşünce özgürlüğü ve barışçıl toplanma ve protesto hakkından mahrum etmekte. Darbe yönetimi, 25 Ocak devrimiyle sona erdirilen diktatör Mübarek rejimi dahil, bugüne kadar hiçbir yönetimin cesaret edemediği toplumun kırmızı çizgisini aşmaktan da çekinmedi ve 2013 Temmuz ayından bu yana kadınlara yönelik işkence uygulamalarına imza attı. Son bir yıldır birçok Mısırlı kadın öldürüldü veya gözaltına alındı. Dünyanın gözü önünde Mısır’da yaşanan bu vahim durum, cinayet ve gözaltılarla da sınırlı değil. Birçok kadın darbe güçleri tarafından dayak, taciz, suistimal ve fiziksel saldırıya maruz kalmakta. Ülkenin en önemli eğitim kurumlarından olan al-Azhar Üniversitesi’nin kampüsünde kız öğrencilere yönelik gerçekleştirilen çirkin fiziki ve sözlü saldırılar bunun en açık örneklerinden.
Al-Marsad al-Masry Hak ve Özgürlükler Merkezi ve Darbeye Karşı Kadınlar Hareketi, geçen aralık ve ocak aylarında kadınlara yönelik gözaltı ve tutuklamaları izleyerek değerlendirmeye aldı. Bu süre zarfında yapılan gösteriler sırasında birçok insan hakkı ihlalinde zirveye ulaşıldı, çok sayıda cinayet ve tutuklama olayı yaşandı. Edinilen bilgilere göre iki ay içinde Mısır genelinde tutuklanan kadın sayısı 200’ü aşmış, özellikle gösteri yapmayı yasaklayan kanunun kabulünden sonra gözaltına alınan kadınların bir kısmı hapis cezasına çarptırılmıştır. Rapora ulaşmak için tıklayınız.