Myanmar Devlet Başkanı U Htin Kyaw, sağlık sorunlarını gerekçe göstererek 21 Mart 2018’de istifa etti. Aung San Suu Kyi’nin çok önemli bir müttefiki olan U Htin Kyaw’ın istifası, Suu Kyi’nin uluslararası toplum tarafından iyice hedef tahtasına oturtulduğu bir dönemde geldi. Ciddi sağlık sorunları olduğu iddiaları daha öncesinde hükümet tarafından reddedilen Kyaw’ın istifasının yine hükümet baş danışmanlığı ofisinden “sağlık sorunları” gerekçesiyle duyurulması ise, bazı soru işaretlerine sebep oldu. Açıklamada, Kyaw’ın görev süresi dolmadan kendi talebiyle ayrılması sebebiyle de aslında pozisyonu gereği alması gereken tazminat ve diğer hak edişleri alamayacağı bildirildi. Bu durumun gerekçesi olarak da “Kyaw’ın durumu belirlenmiş herhangi bir kritere uymuyor” açıklaması yapıldı.
Kyaw, Myanmar’ın 1962’den sonra ordu kökenli olmayan ilk devlet başkanıydı. 2008 Anayasası’na göre çocuklarının ikinci bir ülke vatandaşlığı bulunmasından dolayı devlet başkanı olamayan Aung San Suu Kyi tarafından 2016’da yönetimdeki Demokrasi İçin Ulusal Birlik (National League for Democracy/NLD) partisinden aday gösterilmişti. Dostlukları çocukluklarına kadar uzanan Aung San Suu Kyi, Kyaw üzerinden nüfuzunu güçlendirdi.[1] Fakat gelinen noktada 30 Mart 2016’da göreve başlayan Kyaw’ın iki yıl sonra görevi bırakmasının, Aung San Suu Kyi’nin konumu ve ordu karşısında git gide azalan nüfuzu üzerinde nasıl bir etki yapacağı ilerleyen günlerde açıklık kazanacak.
Kyaw’ın ani istifasına dair birçok tahmin ve yorum yapılırken parti içinden gelen bilgiler, onun aslında uzun süreli bir devlet başkanlığını asla istemediğini ortaya koyuyor. Kyaw, Myanmar siyasetinin karakteristiği haline gelen siyasi hırs ve yolsuzluk gerçeğine karşın ne politik hırsları ne de herhangi bir yolsuzluk geçmişi olan, toplumda itibar gören bir şahsiyet olarak biliniyor.[2]
Soldan-Sağa: Htin Kyaw, Aung San Suu Kyi, Win Myint
Htin Kyaw’ın yerine gelmesi muhtemel isim ise Win Myint. Myint, 8888 İsyanı olarak bilinen ve 8 Ağustos 1988’de ülke çapında başlayan demokrasi talebiyle yapılan gösterilerdeki rolünden dolayı hapsedilmiş bir isim. 1990’daki genel seçimlerde Ayeyarwady bölgesinden milletvekili olmasına rağmen ordu tarafından bu görevi engellenmişti. Siyasi kariyerine 2012 yılındaki Myanmar seçimleriyle yeniden başlayan Myint, Pathein seçim bölgesinde bir alt meclis olan Pyithu Hluttaw’a (Temsilciler Meclisi) seçilmiş ve parlamentonun hukuk komitesinin sekreteri olmuştu. 2015 yılında yapılan genel seçimlerde Tamwe kasabası için temsilciler meclisine milletvekili seçildi. 2016’dan 2018’e kadar Myanmar Temsilciler Meclisi Başkanı olarak görev yapan Myint, 21 Mart 2018’de bu görevinden istifa etti. Myint’in 23 Mart 2018’de başkan yardımcısı adayı seçildiği ve bir sonraki Myanmar başkanlığı için seçim sürecine girdiği de doğrulandı. Parlamento seçimlerinde, ana muhalefet partisi olan Birlik Dayanışma ve Kalkınma Partisi (Union Solidarity Dvelopment Party/USDP) adayı Thaung Aye’nin de girdiği seçimlerde 27 oya karşı 273 oy alarak seçimleri kazandı.
Win Myint’in Myanmar Ordusu’nun Meclis’teki temsilcileriyle olan mücadelesi, önümüzdeki süreçte onun orduyla ilişkilerinin daha da sorunlu hale gelebileceği değerlendirmelerine sebep oluyor. Myint’in başkanlık ve yönetim yetkileri, 2008 Anayasası tarafından sağlanmış durumda. Ancak anayasal haklarını kullanması halinde ülkede halen politik ve ekonomik gücü elinde tutan generallerle yüzleşmek zorunda kalacağı anlaşılıyor. Bütün bunların yanı sıra, yapılan bazı yorumlara göre, Aung San Suu Kyi’nin kendisine daha fazla inisiyatif vereceği ve onun Htin Kyaw’ın aksine, konumunu daha da etkin kullanacağı ifade ediliyor. Myint’in ülkedeki belli başlı azınlıklarla barış sürecine müdahil olup görüşmelerde daha aktif rol alacağına dair yorumlar da yapılıyor.[3]
Bütün bu gelişmeler üzerine son olarak 25 Mart’ta Aung San Suu Kyi’nin görevi bırakacağına dair bazı haberler çıktı. Bu haberler NLD temsilcisi tarafından reddedildi, ancak temsilci, partinin yönetimi ele alması ve etkili bir işleyiş kazanmasından sonra Aung San Suu Kyi’nin görevi bırakma gibi bir düşüncesinin hep var olduğunu da sözlerine ekledi. Bununla birlikte Suu Kyi’nin görevi bırakmak istediğine dair söylentilerin bizzat kendisi tarafından 24 Mart Cumartesi günü parti üyeleriyle bir araya geldiği toplantıda dile getirdiği ifade ediliyor.[4]
2010’dan bu yana demokratikleşme yönünde bir siyasi geçiş sürecine giren Myanmar siyaseti oldukça çetin günlerden geçiyor. Ülkede 1988’den itibaren başlayan demokratikleşme taleplerine 2010’dan sonra ordu kontrolünde kısmi olarak kapı açılmaya başlanmış fakat reform sürecine girer girmez ülkede eş zamanlı olumsuzluklar da yükselişe geçmişti. 2015’te yapılan seçimleri NLD’nin kazanması ve 2016’da 53 yıl sonra ordu kökenli olmayan U Htin Kyaw’ın başkan seçilmesi, ülke için umut vericiydi. Fakat bütün bu olumla gelişmelere rağmen ordunun ülke yönetimini NLD ve Aung San Suu Kyi’ye asla bırakmayacağı öngörüsünde de bulunulmuştu.[5]
Son gelinen nokta ve 2010’lardan itibaren başlayan demokratikleşme çabaları, ordunun hedef olmaktan kaçınmak adına kontrollü olarak başlatılmış bir süreç olarak da yorumlanabilir. Gelecek seçimlerin 2020’de yapılacağı Myanmar’da Aung San Syuu Kyi hükümeti hem uluslararası arenadaki meşruiyetini sürdürebilmek hem de içeride ordu, demokratikleşme ve azınlıklarla barış süreçlerinin yönetilmesi konularında oldukça sıkışmışa benziyor.