Özbekistan’da İslam Kerimov’un ölümü sonrası Aralık 2016’da yapılan seçimleri kazanan Şevket Mirziyoyev, ülke siyasetinde hızlı ve radikal sayılabilecek adımlar atarken, dış politikada da eski rejimin komşularla ve uluslararası toplumla olan bozulmuş ilişkilerini süratli bir şekilde düzeltmeye çalıştı.
Mirziyoyev yönetimi, bu süreçte daha önce başta sınır sorunları olmak üzere iletişim ve ulaşım gibi problemler yaşanan Kırgızistan ile de önemli ilerlemeler kaydetti. Eylül 2017’de Kırgızistan’a resmî bir ziyaret düzenleyen Özbek lider, 2010 yılından itibaren Kerimov rejiminin tek taraflı olarak kapattığı sınır kapılarını açtırdı. Ardından basit sayılabilecek ancak yıllardır devam eden bazı sınır sorunları çözüme kavuşturuldu. Ancak iki ülke arasında halen çözülmeyi bekleyen etnik konuların da dâhil olduğu karmaşık sınır problemleri devam ediyor.
Sovyetler Birliği’nin Orta Asya halkları arasındaki birliği engellemek amacıyla yapay sınırlar inşa etmesi, günümüzde bölgede yaşanan karmaşık sınır problemlerinin de temelini oluşturuyor. Kırgızistan’da Özbekistan’ın dört eksklavı[*] bulunurken, Özbekistan’da Kırgızistan’ın bir eksklavı bulunuyor.
Kırgızistan’da yer alan Soh, Şahimerdan, Taş-Döbö ve Çon Kara-Kalça gibi Özbekistan eksklavlarında yaşayan Özbek vatandaşları, her durumda Kırgız sınır bölgelerinden geçmek zorunda kalıyor. Aynı şekilde Özbekistan’daki Kırgız eksklavı Barak’da bulunan Kırgız vatandaşları da benzer sıkıntılar yaşıyor.
Özellikle Soh gibi 50.000’den fazla Özbek vatandaşının yaşadığı büyük bir bölgede zaman zaman yerel halk ile Kırgız sınır muhafızları arasında sorunlar çıkmıştır. Bölge halkının başlattığı isyanlar, Bişkek yönetiminin yol ve sınır kapatması ile sonuçlanmıştır. Taşkent’in Soh’u Özbekistan’a bağlayan bir yol yapılması talebi de Kırgız hükümeti tarafından onaylanmamıştır. Kerimov döneminde yaşanan bu gelişmeler, Taşkent-Bişkek ilişkilerini gerginleştirmiştir.
Ancak Mirziyoyev ile başlayan yumuşama, bu karmaşık sınır problemlerinin de çözülmesine dair bir beklenti oluşturdu. Nitekim Özbek ve Kırgız yetkililer devam eden sınır sorunlarını hızlı bir şekilde çözümlemek istediklerini sıkça dile getirmeye başladılar. Ancak iki ülke arasındaki bu karmaşayı sonuçlandırmak pek kolay görünmüyor.
2017’de Özbek ve Kırgız liderler, bir çözüm yolu olarak ufak bir toprak değişimi (takası) gerçekleştirdi. Bu adımla diğer sınır problemlerinin de takas yöntemiyle çözülebileceğine dair bir görüş ortaya çıktı. Bu noktada Özbekistan’daki Kırgız eksklavı Barak ile ilgili görüşmeler de bir süredir devam ediyor. Birkaç yıl öncesine kadar 1.000’in üstünde Kırgız’ın yaşadığı Barak’da, bugünlerde 70 kişinin yaşadığı biliniyor. Bölgede yaşayan Kırgız vatandaşlarının talepleri üzerine iki ülke arasında Barak’a eşdeğer bir alanın takas edilmesi gündeme gelmişti.
Ancak bu konudaki asıl mesele, takas edilen bölgelerdeki halkın tutumu olacaktır. Nitekim Soh gibi 50.000 kişinin yaşadığı büyük bir bölgede yapılacak değişim kritiktir. Asırlardır bölgede yerleşik olan Özbek halkının göç etmeye ikna edilerek takas edilen bölgeye yerleştirilmesi oldukça zor bir süreçtir.
Sınır problemlerinin çözümüne dair ortaya atılan ikinci bir seçenek ise eksklavlardan ana ülkeye giden koridorların oluşturulması ve bu arazilerin eksklav sahibi ülkelere verilmesidir. Bu durumdan ilk seçeneğe göre daha az insan etkilenecek ancak koridorların oluşturulmasının ardından sınır geçişlerini düzenlemek daha büyük bir karmaşa yaratacaktır. Bölgeler arası erişimde yeni problemlerin çıkma olasılığı bu seçeneğe dair en büyük endişedir.
Üçüncü seçenek ise Özbekistan ve Kırgızistan arasında tamamen özgür ve açık sınırların oluşturulmasıdır. Bu yolla Belçika-Hollanda sınırına benzeyen bir çözüm amaçlanmaktadır. Bir anlamda bu yöntem, eksklavlarda yaşayan halkların rahatça ana ülkelerine geçebilmelerini sağlayacaktır. Nitekim Mirziyoyev de iki ülkenin dostluk sınırlarına sahip olması gerektiğini sıkça dile getirmeye başlamıştır. Böyle bir kararın alınması, Bişkek-Taşkent ilişkilerini ileri bir seviyeye taşıyacağı gibi Orta Asya’daki diğer sınır problemlerinin çözümü açısından da cesaret verici olacaktır.