Temel Göstergeler | |
Resmi Adı | Avustralya |
Yönetim Biçimi | Anayasal monarşiye bağlı federal parlamenter cumhuriyet |
Bağımsızlık Tarihi | 1 Ocak 1901 (İngiltere’den) |
Başkent | Kanberra (430.000) |
Yüzölçümü | 7.686.850 km2 |
Nüfusu | 25,9 milyon (2021) |
Nüfusun Etnik Dağılımı | %65 İngiliz, İrlanda ve İskoç asıllılar, %3 Alman, %3 İtalyan, %3 Çinli, %1,5 Hintli, %1,5 Yunan, %1 Hollandalı, %2 yerliler, %15 diğer, %5 belirtilmeyen |
İklimi | Güney ve doğu kesimlerde ılıman iklim, kuzey kesimlerde tropikal iklim, orta kesimlerde ise karasal iklim hâkimdir ve kuraklık yüksektir. |
Coğrafi Konumu | Okyanusya kıtasının ana karasını oluşturan Avustralya, Hint Okyanusu ile Pasifik Okyanusu arasında yer almaktadır. |
Komşuları | Hiçbir ülke ile kara sınırı olmayan Avustralya’nın kıyı şeridi 25.760 km’dir. |
Dil | İİngilizce (resmî), Mandarin, Arapça, Vietnamca, Kantonca, İtalyanca, Yunanca |
Din | %52 Hristiyan, %30 dinsiz, %3 Müslüman, %2,5 Budist, %2 Hindu, %9,5 inancını belirtmeyen, %1 diğer |
Ortalama Yaşam Süresi | 82,8 yıl (2021) |
Okuma-Yazma Oranı | %99 (2015) |
Para Birimi | Avustralya Doları |
Millî Gelir | 1,61 trilyon dolar (2021 IMF) |
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir | 62.619 dolar (2021 IMF) |
İşsizlik Oranı | %4,8 (2022) |
Enflasyon Oranı | %2,1 (2022) |
Reel Büyüme Hızı | %2,8 (2018) |
Yoksulluk Oranı | %13,6 (2020) |
İhracat Ürünleri | Taş kömürü, sığır eti (taze ve dondurulmuş), petrol gazları, altın, ham ve işlenmiş alüminyum, ham petrol, bakır, buğday ve mahlut, yün ve yapağı, koyun ve keçi eti, şarap, çinko, pamuk |
İthalat Ürünleri | Petrol yağları, sığır eti, ham petrol, telefon cihazları, motorlu taşıtlar, bilgisayar, tıbbi ilaç, tıbbi cihazlar, altın, kara yolu taşıtları için yedek parça, iş makineleri, TV alıcıları ve monitörler |
Başlıca Ticaret Ortakları | Çin, Japonya, Güney Kore, ABD, İngiltere Almanya, Hindistan, Yeni Zelanda, Tayland, Malezya |
Ülke Tarihi
Avustralya topraklarındaki ilk insan izleri on binlerce yıl öncesine dayanmakta olup buradaki yerli kültür dünyanın en eski kesintisiz kültürlerinden biri kabul edilmektedir. Avrupa sömürgeciliğinden çok daha önce, başta Çin olmak üzere bölgedeki medeniyetlerin Avustralya topraklarından haberdar olduğu bilinmektedir. Öte yandan Marco Polo’ya ait bir haritada da Avustralya’nın güney sahillerinin yer alması, kıtanın Avrupa tarafından da sömürge öncesi dönemde bilindiğini göstermektedir. 16. yüzyılda Avustralya’ya ulaşan ilk sömürgeciler Portekizliler olsa da 17. yüzyıl başlarında Hollandalılar adayı ilk kez bağımsız bir ana kara olarak tanımlamıştır. Yüzyılın ortalarına doğru Hollandalı denizci Abel Tasman, batı ve kuzey kıyılarını “Yeni Hollanda” (New Holland) olarak isimlendirmiştir.
İngilizlerin bölgeye olan ilgisi bu yüzyılda başlamışsa da bu ilginin kalıcı hâle gelmesi 18. yüzyılın ikinci yarısını bulmuştur. Önce 1770’te James Cook doğu kıyılarına ulaşarak buraya “Yeni Güney Galler” (New South Wales) adını vermiş, ardından Amerika’daki kolonilerin kaybedilmesinin de etkisiyle yeni sömürge bölgesi arayan İngiltere, Arthur Philip komutasındaki koloni filolarını göndererek 1788’de Sydney’de ilk kolonilerini kurmuştur. İngiltere’nin bölgedeki kolonizasyonu yaklaşık bir asırlık bir zaman dilimine yayılırken, bu süreçte Avustralya’ya İngiltere’den hızlı bir göç süreci başlamıştır. Demografik yapı değiştirilerek Avrupa kökenliler ülkede çoğunluk hâline getirilirken, bir taraftan da insanlık tarihinin en vahşi soykırımlarından biri gerçekleştirilmiştir. Avustralya’ya gelen Avrupalılar salgın hastalıklara yol açmış ve bu nedenle binlerce insan hayatını kaybetmiştir. Ülkede zengin maden yataklarının tespit edilmesiyle birlikte toprakları ellerinden alınan Aborjinler, kendi vatanlarında köle durumuna düşürülerek maden ocaklarında zorla çalıştırılmış, sömürge yönetimine karşı yürütülen isyanlar büyük katliamlarla bastırılmıştır. Öyle ki 1780’lerde 750.000 civarında olduğu tahmin edilen yerlilerin sayısı, 20. yüzyılın başlarında 50.000’in altına düşmüştür. İngiltere, bu acımasız soykırım politikasını uydurduğu bilimsel argümanlarla da desteklemeye çalışmış ve Aborjinleri insan evriminin en alt tabakası olarak konumlandırmıştır. 19. yüzyılın başlarında Avustralya yerlilerinin modern insanla onun atası kabul edilen primatlar arasında hayvanla insan arası bir canlı olduğu yalanı yaygın bir şekilde kabul görmüş, bu nedenle yerlilere karşı girişilen soykırım hareketi ahlak dışı görülmemiştir. Ele geçirilen bölgeler Terra Nullius (sahipsiz ülke) olarak kabul edilmiş ve bu teori üzerinden ülkedeki İngiliz hâkimiyeti meşrulaştırılmaya çalışılmıştır. 1869 yılında çıkartılan “Aborjin Koruma Yasası”yla da yerli aileler parçalanmış ve binlerce çocuk ailesinden kopartılarak asimile edilmiştir.
1883 yılında gerçekleştirilen Sydney Konferansı’yla bir federal meclis kurulması kararlaştırılmış, bu karar 1885 yılında İngiltere tarafından da kabul edilmiştir. 1891 yılında hazırlanan anayasa, 1899’da kabul edilmiş ve 1901 yılında İngiltere tarafından onaylanmış, böylece İngiltere’nin Avustralya’daki altı kolonisinin bir araya gelmesiyle Avustralya Federal Devletleri teşekkül etmiştir. 1931 yılındaki Westminister Tüzüğü sonrasında İngiltere ile Avustralya arasındaki anayasal bağlar zayıflatılmış, 1986 yılında yürürlüğe giren Avustralya Yasası’yla da sona ermiştir.
Bağımsızlık sonrasında ülkeye göçmen girişi yasaklanmış ve bu karar İkinci Dünya Savaşı sonrasına kadar yürürlükte kalmıştır. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’nda İngiltere’nin yanında savaşa giren Avustralya, Yeni Zelanda ile birlikte ANZAC (Australian and New Zealand Army Corps) birliklerini kurmuştur. Barış yanlısı imajı ile bilinen Avustralya hem dünya savaşlarında hem de İngiltere ve ABD’nin işgal ve askerî operasyonlarında yer almıştır. 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bölgesel iş birliklerini arttıran Avustralya, aynı zamanda dünyanın farklı ülkelerinden göçmenlere de kapılarını açmaya başlamıştır.
Siyasi Yapı
Anayasal monarşiye bağlı federal bir cumhuriyet olan Avustralya, İngiliz Milletler Topluluğu’nun bir üyesidir. 1901 yılından bu yana devam eden federal sistem ve aynı tarihten itibaren geçerli olan anayasası ile hâlihazırda dünyadaki en istikrarlı yapılardan biri olma özelliği taşımaktadır. Ülke idari olarak altı eyalet (Yeni Güney Galler, Victoria, Batı Avustralya, Güney Avustralya, Queensland ve Tazmanya) ve iki bölgeye (Australian Capital Territory ve Northern Territory) ayrılmıştır.
Devlet başkanı İngiltere kralı/kraliçesi olup, ülkede bir genel vali ile temsil edilmektedir. 2019 Haziran’ından bu yana Avustralya Genel Valisi David Hurley’dir.
Yasama organı iki kanatlı parlamentodur. Bu organlardan senato 76 sandalyelidir ve üyelerin yarısı altı yıl için göreve gelmektedir; diğer yarısı da üç yılda bir yenilenmektedir. Senatoda altı eyaletin her biri için 12, bölgeler içinse ikişer sandalye ayrılmıştır. Parlamentonun diğer kanadını 150 sandalyeli temsilciler meclisi oluşturmaktadır. Her iki kanadın da son seçimleri Mayıs 2019’da yapılmış olup bir sonraki seçimlerin 2022 yılında düzenlenmesi planlanmaktadır. Son temsilciler meclisi seçimlerini %41,4 oy oranı ve 77 sandalye ile Liberal-Ulusal Koalisyon kazanmış, %33,3 oy oyanı ve 69 sandalye ile İşçi Partisi ikinci sırada yer almıştır. Liberal Parti Lideri Scott John Morrison, Ağustos 2018’de devraldığı başbakanlık görevini, seçimler sonrasında da sürdürmektedir.
Dış politikada tarihî süreçte İngiltere ekseninde hareket eden Avustralya, ABD ve İngiltere’nin öncülük ettiği pek çok işgal ve askerî operasyonda yer almıştır. Son yıllarda ABD ile ilişkilerini güçlendiren Avustralya, Pasifik ülkeleriyle de bölgesel iş birlikleri gerçekleştirmektedir.
Ekonomik Durum
Dünyanın en büyük 13. ekonomisine sahip olan Avustralya, istikrarlı büyüme trendi, sağlam finansal yapısı ve kontrollü kamu borçlarıyla oldukça olumlu bir ekonomik yapıya sahiptir. Açık pazar ekonomisini benimsemiş, ihracat odaklı ve rekabetçi bir ekonomisi olan Avustralya, 1,6 trilyon doları aşan gayrisafi yurt içi hasılası (GSYİH) ve 60.000 doların üzerindeki kişi başı ortalama yıllık geliriyle dünyanın en müreffeh ülkelerinden biridir. Bu olumlu göstergeler pek çok küresel değerlendirmeye de yansımıştır. Öyle ki Dünya Bankası’nın 2018 verilerine göre Avustralya, insani gelişmişlik endeksinde üçüncü, ekonomik serbestlik endeksinde beşinci, küresel rekabetçilikte on dördüncü ve iş yapma kolaylığında da on sekizinci sırada yer almaktadır.
Ülke ekonomisinin taşıyıcı gücü hizmet sektörüdür. GSYİH’nin ve istihdamın %70’ten fazlası bu sektörden elde edilmektedir. Sanayi sektörü ise %25’ler civarındadır. Başlıca sahalar; madencilik, gıda işleme, çelik, ulaşım ekipmanları ve kimyasallardır. Ayrıca tarım ve hayvancılık da son derece gelişmiştir; büyük ve küçükbaş hayvan ile buğday ihracatı dış ticaretin önemli kalemleri arasındadır. Öne çıkan diğer tarım ürünleri arpa, şeker kamışı ve meyve çeşitleridir.
Avustralya doğal kaynaklar bakımından oldukça zengindir. Başta kömür olmak üzere demir, bakır, altın, doğal gaz, uranyum, kalay, gümüş, nikel, tungsten, kurşun ve çinko rezervlerine sahip olan Avustralya’da maden ihracatı ülke ekonomisi açısından büyük önem taşımaktadır. Hâlihazırda dünyadaki kömür ihracatının yaklaşık %30’unu gerçekleştiren Avustralya, bu alanda açık ara ilk sırada yer almaktadır. Ayrıca yaklaşık 2 trilyon metreküplük kanıtlanmış doğal gaz rezervine sahip olan ülke yıllık 70 milyar metreküpe yaklaşan ihracatıyla bu alanda altıncı sıradadır. Ayrıca yenilenebilir enerji kaynakları da yabancı küresel yatırımcıların ilgisini çekmektedir.
Dış ticaret rakamları son yıllarda 450 ila 500 milyar dolar aralığında bir seyir takip etmektedir. 2020 yılında dış ticaret hacmi 254 milyar doları ihracat, 203 milyar doları ithalat olmak üzere toplamda 457 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Avustralya’nın dış ticaretteki en büyük partneri toplamda 153 milyar doları bulan seviyesiyle toplam hacmin üçte birini karşılayan Çin’dir.
Türkiye ile İlişkiler
Türkiye ile Avustralya arasındaki ilişkiler Birinci Dünya Savaşı esnasında (1915) Çanakkale Cephesi’nde başlamıştır. Müttefik Devletler safındaki ANZAK kuvvetleri, Çanakkale Cephesi’nde yer almıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra ise, siyasi ilişkiler karşılıklı dostluk ve barış anlayışı çerçevesinde sürdürülmektedir. Diplomatik ilişkiler ilk olarak 1960’lı yılların ikinci yarısında kurulmuş, 1967 ve 1968 yıllarında karşılıklı olarak büyükelçilikler açılmıştır. Büyükelçilikler dışında Avustralya’nın İstanbul’da bir başkonsolosluğu ve Çanakkale’de bir konsolosluğu, Türkiye’ninse Melburn ve Sidney’de birer başkonsolosluğu ve Brisbane’de bir fahri konsolosluğu bulunmaktadır. İki ülke arasındaki son üst düzey ziyaret, 2015 yılında İstanbul ve Çanakkale’de düzenlenen Çanakkale Savaşları’nın 100. Yıldönümü Anma Etkinlikleri programı kapsamında yapılmıştır. Etkinliklere dönemin Avustralya Başbakanı Tony Abbott iştirak etmiş, ağustos ayında Gelibolu’da düzenlenen anma törenlerine de dönemin Avustralya Genel Valisi Peter Cosgrove katılmış ve Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan ile de bir görüşme gerçekleştirmiştir. 2015 aynı zamanda iki ülkede karşılıklı olarak kültür yılı ilan edilmiştir.
Türkiye ve Avustralya arasındaki ticari ilişkiler son yıllarda kazandığı ivmeyle güçlenerek sürmektedir. Ancak coğrafi uzaklığın çok fazla olması, Avustralya’nın Çin, Hindistan ve Uzak Doğu ülkeleri, Türkiye’ninse Avrupa ülkeleriyle sürdürdüğü güçlü ticari ilişkiler, iki ülke arasındaki ticaretin daha yüksek seviyelere çıkmasının önündeki en önemli engeldir. 2008 yılındaki istisna dışında 2010’lara kadar 1 milyar doların altında seyreden karşılıklı ticaret hacmi, 2017 yılında 2,7 milyar dolarla en yüksek seviyesine ulaşmış, 2020 yılında ise 726 milyon doları Türkiye’den Avustralya’ya ihracat, 407 milyar doları ithalat olmak üzere toplamda 1,1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’den Avustralya’ya ihraç edilen başlıca ürünler; nakliye araçları, demir-çelik profiller, inşaata elverişli taşlar, üzüm, beyaz eşya, kabuklu meyveler, kıymetli metaller, dokunmuş halılar, elektrikli cihazlar ve traktördür. Avustralya’dan ithalatın büyük bölümünü taş kömürü ve altın oluşturmaktadır. Diğer öne çıkan ürünler; pamuk, canlı sığır, koyun ve keçi eti, tıbbi ilaç ve demirdir.
1960’lı yılların ikinci yarısından itibaren göçmen işçi statüsünde Avustralya’ya giden ve bugün üçüncü jenerasyonuna ulaşan Türk diasporası, iki ülke arasındaki kültürel ve toplumsal ilişkilerin en önemli ayağını oluşturmaktadır. Günümüzde Avustralya’da yaşayan Türklerin sayısının 150.000’in üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Ülkedeki Türkler bugün yalnızca işçi değil, işveren pozisyonunda da yoğun olarak bulunmaktadır. Türklerin faaliyet gösterdiği başlıca sektörler gıda, inşaat, otomotiv, tekstil ve mobilyadır.
Müslümanların Durumu
Avustralya topraklarında İslamiyet’in izleri 10. yüzyıla kadar dayanmaktadır. Bu dönemde bölgeye gelen ilk Arap Müslümanlardan sonra 16. yüzyılda da Endonezyalı Müslümanların Avustralya’ya geldikleri bilinmektedir. Bununla birlikte Avustralya topraklarındaki ilk Müslüman yerleşimciler, 19. yüzyılın ikinci yarısında sömürgeci İngilizler tarafından kıtanın iç bölgelerini keşfetmek için develeriyle birlikte getirilen Afgan çobanlar olmuştur. Yine 1860’larda Endonezya ve Malezya’dan gelen Müslümanlar da ülkenin kuzeybatı bölgelerine yerleşmeye başlamıştır. Yine Güney Asya ve Çin coğrafyasından gelen sınırlı sayıda Müslümanla birlikte 20. yüzyılın başlarında ülkede 5.000’in üzerinde bir Müslüman topluluğu oluşmuştur. Ülke yönetiminin 20. yüzyılın ikinci yarısına kadar yalnızca Avrupalı göçmenlere kapılarını açması sebebiyle yüzyılın ilk yarısında Avustralya’ya gelen Müslüman göçmenler genellikle Avrupa kıtasında kalan Osmanlı topraklarının yitirilmesiyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan Türkler ve Balkan Müslümanları olmuştur.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye, Balkanlar, Mısır, Suriye ve Lübnan başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinden Avustralya’ya Müslüman göçleri yoğunlaşmaya başlamış, 1968 yılında çıkartılan yasayla bu süreç devlet yönetimince de hızlandırılmıştır. Böylece 1970’lerden itibaren ülkedeki Müslümanların sayısı hızla artmıştır. 1980’lerde 100.000’i bulan Müslüman sayısı, 2000’lerin başlarında 300.000’e ve 2016 yılında da resmî rakamlara göre 600.000’e ulaşmıştır. 2022 yılı itibarıyla bu sayının 750.000’i aştığı tahmin edilmektedir ki, bu sayı ülke nüfusunun yaklaşık %3’üne tekabül etmektedir. Bugün Müslümanlar, Hristiyanlardan sonra ülkedeki en kalabalık ikinci dinî grubu oluşturmaktadır. Ülkedeki Müslümanların %70’ten fazlası Sydney ve Melbourne şehirlerinde ikamet etmektedir. 60’tan fazla unsuru barındıran Müslüman toplum içerisindeki en kalabalık gruplar Türkler, Boşnaklar, Lübnanlı Araplar, Afganlar, Pakistanlılar, Endonezyalılar ve Bangladeşlilerdir.
Müslümanlar Avustralya’da 19. yüzyılın sonlarında teşkilatlanmaya başlamıştır. 1889 yılında ilk kültür merkezi kurulmuş, 1896’da ise ilk cami ibadete açılmıştır. Günümüzde ülkede 100’den fazla ibadete açık cami ve mescidin yanı sıra Müslümanlar tarafından kurulan onlarca sivil toplum kuruluşu bulunmaktadır. 1964 yılında kurulan ve 1976’da Avustralya İslam Konseyleri Federasyonu (Australian Federation of Islamic Councils-AFIC) adını alan kuruluş, ülke Müslümanlarının çatı kuruluşudur ve hükümet tarafından da resmî olarak muhatap alınmaktadır.