Temel Göstergeler | |
Resmi Adı | Brezilya Federatif Cumhuriyeti |
Yönetim Biçimi | Başkanlık Tipi Demokrasi |
Bağımsızlık Tarihi | 7 Eylül 1822 (Portekiz’den) |
Başkent | Brasilia (4.2 milyon) |
Yüzölçümü | 8.515.770 km2 |
Nüfusu | 210 milyon (2018) |
Nüfusun Etnik Dağılımı | %47.7 Beyazlar, %43.1 Mulatto (Melez), %7.6 Siyahiler, %1.6 diğer |
İklimi | Ülke genelinde tropikal iklim hakim olmakla birlikte, güney kesimlerde daha ılıman bir iklim görülmektedir. |
Coğrafi Konumu | Güney Amerika kıtasının doğusunda bulunan Brezilya, doğusu Atlantik Okyanusu, diğer kesimleri kıta ülkelerince çevrili bir Güney Amerika ülkesidir. |
Komşuları | Bolivya (3.403 km), Peru (2.659 km), Venezuela (2.137 km), Kolombiya (1.790 km), Paraguay (1.371 km), Guyana (1.308 km), Arjantin (1.263 km), Uruguay (1.050 km), Fransız Guyanası (649 km), Surinam (515 km) |
Dil | Portekizce |
Din | %87 Hristiyan, %8 Ateist, %5 diğerleri |
Ortalama Yaşam Süresi | 74.3 yıl (2018) |
Okuma-Yazma Oranı | %92.6 (2015) |
Para Birimi | Brezilya Reali |
Millî Gelir | 1.9 trilyon dolar (2018 IMF) |
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir | 9.895 Dolar (2017 IMF) |
İşsizlik Oranı | %12.8 (2017) |
Enflasyon Oranı | %3.4 (2017) |
Reel Büyüme Hızı | %1 (2017) |
Yoksulluk Oranı | %4.2 (2016) |
İhracat Ürünleri | Soya fasulyesi, demir cevheri, ham petrol, şeker pancarı, binek otomobil, kümes hayvanı eti, kimyasal odun hamuru, mısır, kahve, sığır eti, hava araçları, motorlu taşıtlar, turbojetler, altın, alüminyum |
İthalat Ürünleri | Petrol yağları, motorlu taşıt yedek parçaları, telefon cihazları, elektronik devreler, taşkömürü, ilaç, ham petrol, binek otomobil, kimyasal gübre, petrol gazları, motorlu taşıtlar, ziraat ilaçları |
Başlıca Ticaret Ortakları | Çin, ABD, Arjantin, Hollanda, Japonya, Şili, Almanya, Güney Kore, Meksika |
Ülke Tarihi
Bugünkü Brezilya topraklarını oluşturan bölgelere ilişkin yapılan arkeolojik çalışmalar, bu coğrafyanın bilinen tarihinin en az 11 bin yıl olduğunu ortaya koymaktadır. Güney Amerika kıtasının diğer bölgelerinde olduğu gibi Brezilya toprakları da Avrupa sömürgeciliğine kadar yerli kabileler arasında hakimiyet mücadelelerine sahne olmuş ve bu noktada özellikle Tupis, Guaranis, Ges ve Arawaks gibi kabileler öne çıkmıştır.
16. yüzyıl başında, 21 Nisan 1500 tarihinde Brezilya topraklarına ayak basan Portekizli sömürgeci Pedro Alveras Cabral, Hindistan sanarak geldiği Brezilya topraklarını Portekiz Krallığı adına işgal etmiştir. Yüzyılın ortalarına kadar parça parça işgal edilen Brezilya toprakları, 1580-1640 yılları arasında İspanya hakimiyetinde kaldıktan sonra yeniden Portekiz’in hakimiyeti altına girmiş, 16. ve 17. yüzyıllarda İngiltere, Almanya, Fransa ve İspanya’nın bölgeyi ele geçirme çabaları netice vermemiştir. 19. Yüzyılın başlarında Portekiz’in Napolyon Bonapart yönetimindeki Fransa tarafından işgali sırasında Portekiz kraliyet ailesi Brezilya’ya kaçarak yönetimlerini burada ilan etmiş, 1815 yılında yapılan yasal düzenleme ile Brezilya, Portekiz ile eşit statüde kabul edilmiştir. 1819 yılında işgalin sona ermesi ile birlikte dönemin Portekiz Kralı VI. Joao, oğlu Dom Perdo’yu Brezilya genel valisi tayin ederek 1821 yılında Portekiz’e geri dönmüştür. Ancak kısa süre sonra Brezilya’nın yeniden eski statüsüne döndürülmek istenmesi üzerine 7 Eylül 1822’de Brezilya İmparatorluğu adı ile bağımsızlık ilan edilmiş ve Dom Pedro devletin ilk kralı olarak taç giymiştir. Portekiz, Brezilya’nın bağımsızlığını 1825 yılında tanırken, bağımsızlık ilanından kısa süre sonra kurucu meclis dağıtılarak liberal bir anayasa hazırlanmıştır. Dom Pedro’nun 1831 yılında artan muhalefet ve Arjantin’e karşı kaybedilen savaşın ardından 1831 yılında henüz beş yaşındaki oğlu lehine tahttan feragat etmesi ile birlikte, yaklaşık yarım yüzyıl sürecek olan II. Pedro dönemi başlamıştır. 1840 yılında II. Pedro’nun resmen tahta çıkmasına kadar siyasi ve ekonomik çalkantılarla geçen dönemin ardından, ülkede belirgin bir toparlanma ve istikrar dönemi yaşanmış, 1889’da gerçekleştirilen darbe ile II. Pedro tahttan indirilerek ülkede cumhuriyet ilan edilmiştir.
1914 yılında siyasi birliğini tamamlayarak dünya devletleri tarafından tanınan Brezilya, 1980’lere kadarki yakın tarihinde pek çok askerî darbeye sahne olmuş, ancak son çeyrek yüzyılda sağlanan siyasî istikrar ve kalkınma hamleleri ile bölgesel ve küresel ölçekte güç merkezlerinden biri olma yolunda önemli adımlar atmıştır. Ülkenin aldığı bu yeni pozisyon küresel aktörler tarafından çeşitli müdahalelerle baltalanmaya çalışılmakta, ülke yolsuzluk, toplumsal olaylar, iç ayaklanma vb. yöntemlerle yeniden eski çizgisine çekilmeye çalışılmaktadır.
Siyasî Yapı
Dünyanın gerek nüfus gerek yüzölçümü bakımından beşinci büyük ülkesi olan Brezilya, başkanlık sistemi ile yönetilen federal bir cumhuriyettir. 26 eyalet ve 1 federal bölgeden oluşan ülkede, eyaletler kendi hükümetlerine sahip olup valiler halkoylaması ile seçilmektedir. Yasama organını oluşturan iki kanattan senato 83 üyeden, temsilciler meclisi ise 513 milletvekilinden oluşmaktadır. 4 yılda bir yapılan seçimlerle belirlenen ve en fazla iki dönem görev yapabilen devlet başkanı federal hükümetin en üst merciidir ve yürütme organının başında yer almaktadır.
2011-2016 yılları arasında görev yapan ve ülkenin ilk kadın devlet başkanı olan Dilma Rousseff’in küresel ölçekli sürdürülen ve yolsuzluk iddiaları ile temellendirilen bir süreç sonucunda 31 Ağustos 2016’da görevden alınmasının ardından başkanlığa Michel Temer getirilmiştir. Temer, seçimlerde aday olmayacağını açıklamış ve 2018 yılı Ekim ayında gerçekleştirilen seçimlerin ikinci turunda aldığı %55’lik oy oranıyla ipi göğüsleyen Jair Bolsonaro, 1 Ocak 2019 itibariyle Brezilya’nın yeni devlet başkanı olarak göreve başlamıştır.
Ekonomik Durum
Brezilya, geniş ve verimli toprakları, zengin yeraltı ve yerüstü kaynakları gelişmiş sanayisi, yoğun genç nüfusu ve sahip olduğu turizm potansiyeli ile dünyanın en büyük ekonomilerinden biri konumundadır. Önümüzdeki yıllarda kat etmesi beklenen mesafe ile Brezilya’nın dünya ekonomisindeki etkinliğinin daha da arması, 2050’li yıllarda en büyük beş ekonomiden biri haline gelmesi beklenmektedir. Brezilya 2018 verilerine göre 1.9 trilyonluk millî geliriyle halihazırda dünyanın 9. büyük ekonomisi konumundadır. Özellikle 90’lı yıllardan itibaren yaptığı atılımlarla gerek millî gelirini gerek kişi başı ortalama gelirlerini arttıran Brezilya, ekonomide sektörel çeşitliliği sağlamayı başarmış bir ülke görüntüsü vermektedir. Bununla birlikte ülkede gelir eşitsizliği ve işsizlik rakamları yüksektir, yoksulluk da ülkenin belirli kesimleri için kronik bir sorundur. Dış müdahaleler sebebiyle ülke yönetiminde yaşanan istikrarsızlıklar ekonomik dalgalanmaların en önemli nedenlerinden birini oluşturmaktadır.
Brezilya’da ekonomi büyük oranda hizmet sektörüne dayalı olup, bu kapsamda öne çıkan alanlar bankacılık, telekomünikasyon, bilgi işlem ve enerjidir. Hizmet sektörü millî gelirin %70’ten, işgücünün %50’den fazlasını tek başına karşılamaktadır.
Ülkede sanayide oldukça gelişmiş olup, istihdamın %30’u sanayi alanından karşılanmaktadır. Ülke sanayisinde öne çıkan sektörler tekstil, kimya ve petrokimya, gemi, sivil havacılık, silah, otomotiv ve yedek parça, motor, demir-çelik, ayakkabı, çimento ve kerestedir.
Tarımsal faaliyetler ülkenin sahip olduğu potansiyelin altında olup öne çıkan ürünler kahve, soya fasulyesi, mısır, buğday, pirinç, kakao, şeker kamışı ve narenciyedir. Öte yandan hayvancılık, ormancılık ve balıkçılık da gelişmiştir.
Brezilya orman ve su varlıkları bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Amazon ormanları dünyanın en büyük tropikal ormanları olup, Amazon nehri, Nil’den sonra dünyanın en uzun ikinci akarsuyudur ve Pantanal bölgesi de dünyanın en büyük sulak arazilerinden biri konumundadır. Ülkenin sahip olduğu bu zengin su ve orman varlığı, gerek ormancılık ve balıkçılık, gerek su ve rüzgar enerjisi, gerek bitki ve hayvan çeşitliliği açısından Brezilya’ya müthiş bir potansiyel kazandırmaktadır.
Dış ticarette Amerika kıtası ve AB ülkeleri ile olan güçlü ilişkilerini son yıllarda Afrika, Ortadoğu ve Asya gibi alternatif pazarlara doğru genişleten Brezilya, 2013 ve 2014 yıllarında toplam dış ticaret hacminde 500 milyar doları zorlamışsa da, 2015 ve 2016 yıllarında yaşanan siyasi ve ekonomik kaos nedeniyle bu rakamlarda belirgin bir düşüş gerçekleşmiştir. 2017 yılında ise dış ticaret hacmi 217 milyar doları ihracat, 150 milyar doları ithalat olmak üzere toplamda 367 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Başlıca ihracat kalemleri, soya fasulyesi, demir cevheri, ham petrol, şeker pancarı, binek otomobil, kümes hayvanı eti, kimyasal odun hamuru, mısır, kahve, sığır eti ve hava araçları; başlıca ithalat ürünleri ise ham petrol ve petrol ürünleri, motorlu taşıt yedek parçaları, telefon cihazları, elektronik devreler, taşkömürü, ilaç, binek otomobil, kimyasal gübre ve motorlu taşıtlardır. Brezilya’nın dış ticaretteki en önemli iki partneri Çin ve ABD’nin, gerek ithalatta gerek ihracattaki toplam payları %40 civarında olup, diğer önemli aktörler Arjantin, Almanya, Japonya, Güney Kore, Şili ve Meksika’dır.
Türkiye ile İlişkiler
Türkiye ile Brezilya arasındaki ilişkiler 1927 gibi oldukça erken sayılabilecek bir dönemde başlatılmış olmakla birlikte, coğrafî ve kültürel uzaklıkların yanı sıra iki ülke siyasetindeki farklı öncelikler sebebiyle bugüne kadar istenilen düzeye ulaşmamıştır. Ancak 2000’li yıllardan itibaren her iki ülkeden atılan olumlu adımlarla Brezilya ve Türkiye arasındaki ilişkiler giderek güçlenmektedir. İki ülke arasında devlet başkanlığı düzeyinde ilk ziyareti 1995 yılında Süleyman Demirel gerçekleştirmiş, 2010 yılında Başbakan unvanı ile R. Tayyip Erdoğan da Brezilya’ya bir ziyaret gerçekleştirmiş ve bu ziyaret esnasında iki ülke arasında “Stratejik Ortaklık Eylem Planı” imzalanmıştır. Buna mukabil Brezilya’dan devlet başkanlığı düzeyindeki ilk ziyareti 2009 yılında Lula da Silva gerçekleştirmiş, ardından 2011 yılında bir sonraki devlet başkanı Dilma Rousseff de ülkemizi ziyaret etmiştir.
İki ülke arasındaki ticarî ilişkiler 2000’li yılların başlarından itibaren gelişme kaydetmekle birlikte, her iki ülkenin ekonomik büyüklükleri göz önüne alındığında yeterli seviyede değildir. Bunda coğrafî, tarihî ve kültürel uzaklıkların payı büyüktür. Ancak son yıllarda iki ülke arasındaki ilişkilerde yaşanan yakınlaşmanın önümüzdeki yıllarda ticaret hacmini daha da yukarı çekmesi beklenmektedir. Bununla birlikte halihazırdaki rakamlar bile Brezilya’yı Türkiye’nin Güney Amerika’daki en önemli ticarî partneri yapmaya yetmektedir.
2007 yılında 1.4 milyar dolar olan toplam dış ticaret hacmi, 2011 yılında 2.9 milyar ile en yüksek seviyesine ulaşmış ve takip eden yıllarda da 2 milyar doların üzerinde seyrettikten sonra 2017 yılında 384 milyon doları Türkiye’den Brezilya’ya ihracat, 2.54 milyar doları ithalat olmak üzere 2.9 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’den Brezilya’ya ihraç edilen başlıca ürünler, karayolu araçları için yedek parça, karbonat, kuru meyve, iplik, sebze-meyve, çimento, kauçuktan lastik, motor parçaları ve tütündür. Türkiye’nin Brezilya’dan ithal ettiği başlıca ürünlerse demir-çelik, demir cevheri, kimyasal odun hamuru, pamuk, canlı büyükbaş hayvan, kahve, soya fasulyesi, gemi, kağıt, şeker pancarı ve iş makinalarıdır.
Müslümanların Durumu
İslamiyet’in Brezilya topraklarındaki bilinen tarihi 15. yüzyıldan başlatılmaktadır. 1400’lerin sonlarında İspanya ve Portekiz işgalleri ile sömürgeleştirilen Brezilya, bu ülkelerin diğer coğrafyalardaki sömürgelerinden getirilen Müslüman köleler aracılığıyla İslamiyet’le tanışmıştır.
Günümüzde ülkedeki Müslümanların sayısına ilişkin net bir sayı bulunmamakla birlikte, yaygın kanaate göre Müslümanların ülke nüfusu içerisindeki oranı %1 civarındadır. Ülke nüfusunun 200 milyonu aştığı göz önünde bulundurulacak olursa, Brezilya’da 2 milyondan fazla Müslümanın bulunduğu söylenebilir ki bu da oldukça yüksek bir sayıdır.
Ülkedeki Müslümanların en önemli sorunlarından biri, İslam’ı doğru kaynaklardan, kendi dillerinde ve kolayca öğrenebilecekleri yeterli bilgi, birikim, materyal ve donanıma sahip olmamalarıdır. Yüzölçümü bakımından dünyanın en geniş ülkelerinden biri olan Brezilya’daki cami sayısı 100 civarındadır. Ülkede 2 milyonu aşkın Müslüman olduğu düşünüldüğünde bu sayının çok az olduğu açıktır. Özellikle büyük şehirlerin dışında, düşük nüfuslu küçük şehirlerde ciddi bir ibadethane eksiği mevcuttur. Öte yandan camilerdeki imamların yarısından çoğu ülkenin anadili olan Portekizceyi bilmemektedir. Müslümanların dinlerini öğrenebilecekleri, başta Kuran-ı Kerim meali olmak üzere, Portekizce itikat, ibadet, ilmihal, ahlak, siyer, hadis, tefsir gibi temel dinî kaynakların sayısı son derece azdır. Ülkede İslamiyet’in sağlıklı bir şekilde yaşanabilmesi ve korunabilmesi için esaslı bir yayın faaliyetine ihtiyaç duyulmaktadır.
Ülke Müslümanlarının bir diğer önemli sorunu ise helal gıdadır. İslamî usullere göre kesim yapılan yerlerin sayısı son derece sınırlı olup, helal gıdaya ulaşmak Müslümanlar açısından oldukça zorludur.