Temel Göstergeler | |
Resmi Adı | Guatemala Cumhuriyeti |
Yönetim Biçimi | Başkanlık tipi demokrasi |
Bağımsızlık Tarihi | 15 Eylül 1821 (İspanya’dan) |
Başkent | Guatemala City (2,5 milyon) |
Yüzölçümü | 108.889 km2 |
Nüfusu | 18 milyon (2020) |
Nüfusun Etnik Dağılımı | %60 Melez, %39 Maya, %1 diğer |
İklimi | Tropikal iklimin hâkim olduğu ülkenin alçak kesimlerinde hava sıcaklıkları ve nem yüksek, yüksek kesimlerinde ise daha düşüktür. |
Coğrafi Konumu | Orta Amerika ülkesi olan Guatemala’nın kuzeyinde Meksika, güneyinde Honduras ve El Salvador, doğusunda Belize ve Karayip Denizi, batısında ise Pasifik Okyanusu bulunmaktadır. |
Komşuları | Meksika (958 km), Belize (266 km), Honduras (244 km), El Salvador (199 km), kıyı şeridi (400 km) |
Dil | İspanyolca (resmî), Maya dilleri |
Din | %88 Hristiyan, %11 dinsiz, %1 diğer |
Ortalama Yaşam Süresi | 72,6 yıl (2021) |
Okuryazar Oranı | %81,5 (2015) |
Para Birimi | Quetzal |
Millî Gelir | 76,191 milyar dolar (2020 IMF) |
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir | 4.240 dolar (2020 IMF) |
İşsizlik Oranı | %2,5 (2019) |
Enflasyon Oranı | %2,1 (2020) |
Reel Büyüme Hızı | %3,5 (2019) |
Yoksulluk Oranı | %59,3 (2014) |
İhracat Ürünleri | Muz, şeker kamışı, kahve, palm yağı, Hindistan cevizi, tekstil ürünleri, papaya |
İthalat Ürünleri | Mineral yakıtlar, binek araçlar ve motorlu taşıtlar, telefon cihazları, doğal gaz, mısır, taş kömürü, tıbbi ilaç |
Başlıca Ticaret Ortakları | ABD, Çin, Meksika, El Salvador, Honduras, Kosta Rika, Panama |
Ülke Tarihi
Guatemala topraklarındaki ilk yerleşimlerin izleri MÖ 18.000 ila 20.000’ler arasına tarihlendirilmektedir. Bölge MÖ 3.000’li yıllardan itibaren Mezo-Amerika kültür ve tarihi içerisinde yer almıştır. Bu tarihten MS 250’li yıllara kadar olan bölge tarihi pre-klasik dönem, 250-900 yılları arası ise klasik dönem olarak adlandırılmaktadır. Özellikle MÖ 7. yüzyılda yükselişe geçen, MS 3. yüzyılda altın çağına ulaşan ve 900’lü yıllara kadar varlığını sürdüren Maya uygarlığı, bölgenin hâkim kültürünü teşkil etmektedir. Mayalardan sonra sömürge dönemine kadar geçen yaklaşık altı asırlık süreçte bölgede yerel yönetimler söz sahibi olmuştur.
16. yüzyılın başlarından itibaren İspanyolların sömürge faaliyetlerine maruz kalan bu coğrafyada, Guatemala da 1519’dan itibaren İspanya hâkimiyeti altına girmiş ve Meksika’nın bir parçası olarak konumlandırılmıştır. Guatemala üç asır boyunca İspanyol sömürgesi olarak kalırken El Salvador, Nikaragua, Honduras, Kosta Rika ve Guatemala’dan oluşan Guatemala Kaptanlığı 15 Eylül 1821’de İspanya’ya karşı bağımsızlığını ilan etmiştir. 1823’te bölgedeki yeni bağımsız devletlerin kurduğu Orta Amerika Federal Cumhuriyeti içinde yer alan Guatemala, kısa ömürlü bu federatif yapıda 1838 yılına kadar kalmış ve 21 Mart 1847’de bağımsız bir cumhuriyet olduğunu ilan etmiştir.
1844’te yönetimine gelen Rafael Carrrera, 1865’teki ölümüne kadar devlet başkanlığını sürdürmüştür. Ülke 1870’lerden itibaren J. Rufino Barrios yönetiminde liberalleşme sürecine girmiş, kahve üretimi gelişmiş, pek çok alanda modernleşme hareketi başlamıştır. Barrios, Orta Amerika’yı yeniden tek çatı altında toplama hedefi uğrunda El Salvador’la girişilen savaşta (1885) yaşamını yitirmiştir.
20. yüzyılın başlarından itibaren ve özellikle Büyük Buhran’ın yaşandığı 1929’dan sonra büyük ekonomik krizlerle karşı karşıya kalan Guatemala, 2. Dünya Savaşı’nda ABD’nin yanında yer alarak Mihver Devletlere karşı savaş ilan etmiş ve Panama Kanalı’nın korunması gerekçesiyle ABD’ye ülkede bir üs kurma izni vermiştir. Bununla birlikte 1931-1944 yılları arasında devlet başkanlığını yürüten Jorge Ubico, savaş ilan ettiği devletlerin başkanlarına (Hitler ve Mussolini) olan hayranlığıyla tanınmıştır. Ubico, savaşın ardından istifaya zorlanmış ve takip eden süreçte Jacobo Arbenz Guzman başkanlığında gerçekleşen CIA destekli askerî darbe ile görevden uzaklaştırılmıştır. Guzman daha sonra cunta kontrolünde ülkeyi liberal kapitalist ekonomiye eklemlendirmeyi amaçlayan J. Jose Arevalo’nun kazanacağı bir seçim tertip etmiştir.
1950’li yılların başlarından itibaren Guatemala’daki gidişattan memnun olmayan ABD, ülkeye müdahale etmeye başlamış, H. Truman dönemindeki girişimlerin ardından D. Eisenhower döneminde Guzman istifaya zorlanmıştır. Ülkenin içine düştüğü siyasi kaos ortamı ve özellikle Küba’daki Fidel Castro rejiminin bölge ülkeleri üzerindeki etkisi ile Guatemala 1960’ların başlarında bir iç savaşa sürüklenmiştir. Tam 36 yıl süren savaşta 150.000 ila 200.000 kişinin öldüğü, 1 milyondan fazla kişinin evini terk etmek zorunda kaldığı tahmin edilmektedir. Birleşmiş Milletler ve bazı devletlerin arabuluculuğunda sona eren savaşın ardından ülke yeniden toparlanma sürecine girmişse de iç savaşın etkileri hâlâ yakıcı şekilde devam etmektedir.
Siyasi Yapı
2021 yılında bağımsızlığının 200. yıl dönümümü kutlayan Guatemala, başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Yürütme organının da başı olan devlet başkanı, başkan yardımcısı ile aynı pusulada, dört yılda bir düzenlenen seçimlerle belirlenmektedir. Ülkede son başkanlık seçimleri 2019 yılı Haziran ve Ağustos aylarında iki tur hâlinde yapılmış olup ilk turda yalnızca %14 oy alabilen Alejandro Giammattei, ikinci turda oyların %58’ini alarak yeni başkan seçilmiş ve Ocak 2020’de göreve başlamıştır. Bir sonraki seçimlerin Haziran 2023’te yapılması planlanmaktadır.
Ülkenin yasama organı 160 sandalyeli parlamentodur ve seçimler dört yılda bir başkanlık seçimleriyle birlikte gerçekleştirilmektedir. Son seçimlerde başkan seçilen Giammattei’nin partisi Vamos, yalnızca %8 oy alarak 16 sandalye kazanırken, ilk turu birinci bitirdiği hâlde ikinci turda başkanlığı kazanamayan Sandra Torres’in partisi Ulusal Umut Birliği (UNE) ise 53 sandalye kazanmıştır.
Ekonomik Durum
Dünyada yoksulluk oranının en yüksek olduğu ülkelerden biri olan Guatemala, 36 yıl devam eden ve 1996 yılında sona eren iç savaşın izlerini hâlâ taşımaktadır. Savaşın bitmesinden bu yana geride kalan çeyrek asırlık sürede, ülke yeniden toparlanma sürecine girmiştir. Ekonomi politikaları büyük oranda ABD’ye endeksli olan Guatemala, ABD’deki ekonomik dalgalanmalardan önemli ölçüde etkilenmektedir. Orta Amerika’da nüfus ve genç nüfus bakımından ilk sırada yer alan ülkede yoksulluk, nitelikli iş gücü eksikliği, gelir dağılımı eşitsizliği, güvenlik zafiyetleri, yetersiz altyapı gibi sorunlar acilen çözülmeyi bekleyen öncelikli meselelerdir. Hâlihazırda ülke nüfusunun yaklaşık %60’ı yoksulluk sınırı altında, %23’ü ise aşırı yoksulluk içinde yaşamaktadır.
Ülkenin en önemli geçim kaynağı tarımdır. İstihdamın üçte biri ve millî gelirin %13’ü tarım sektöründen karşılanırken, ihracat gelirlerinin üçte ikiden fazlasını da tarım ürünleri teşkil etmektedir. Başlıca tarım ürünleri; muz, pamuk, kahve, şeker kamışı, papaya ve Hindistan cevizidir.
Her yıl %5 oranında büyüyen hizmet sektörü, 2017 itibarıyla istihdamın %55’ini karşılamaktadır. Sanayi sektörü ise özellikle madencilik ve tekstil alanlarında yoğunlaşmış olup petrol alanında rezerv beklentisi ile girişilen yatırımlar henüz beklentiyi karşılamamıştır. Turizm sektörü ise iç savaştan kalan olumsuz imajın silinmesine yönelik çabalarla önümüzdeki yıllarda gelişmesi muhtemel bir potansiyele sahiptir. Guatemala doğal kaynaklar bakımından da zengin bir ülkedir. Ülkede petrol, nikel, çinko, demir ve kurşun yatakları bulunmaktadır.
Ülke dış ticarette geçmişten bugüne taşınan kronik sorunlar sebebiyle potansiyelinin altında bir hacme sahiptir. Hem Güney hem Kuzey hem de Orta Amerika pazarı açısından stratejik bir noktada yer alan Guatemala, bölge ticaretinin girişi olma yolunda çevre ülkelerle rekabet içerisindedir. Ülkenin dış ticaret hacmi 2011 yılından bu yana 25 ila 30 milyon dolar aralığında seyretmektedir. 2019 yılında 19,8 milyar doları ihracat, 11,1 milyar doları ithalat olmak üzere toplam dış ticaret hacmi 30,9 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Ülkede tarım ürünleri ihracat gelirlerinin yarısından fazlasını karşılamaktadır.
Guatemala’nın dış ticaretteki en önemli partneri ABD’dir. Özellikle son yıllarda yapılan anlaşmalardan sonra ABD, Guatemala ekonomisinde çok daha belirleyici bir pozisyona sahip olmuş ve dış ticaret hacminin %40’a yakınını tek başına karşılamaya başlamıştır. ABD’den sonra öne çıkan diğer ülkeler, ithalatta Çin ve hem ithalat hem de ihracatta ticaretin büyük bölümünün yapıldığı Meksika, El Salvador, Honduras, Kosta Rika ve Panama gibi bölge ülkeleridir.
Türkiye ile İlişkiler
Yakın döneme kadar diğer Orta Amerika ülkeleriyle olduğu gibi Guatemala ile ilişkiler de sınırlı düzeyde seyrederken özellikle 2010’lu yıllarda iki ülke arasındaki ilişkilerde her bakımdan önemli mesafeler kat edilmiştir. 2015 yılında Türkiye’nin, 2017 yılında Guatemala’nın büyükelçiliklerini hizmete açması ve Türkiye’nin Orta Amerika Entegrasyon Sistemine (SICA) üye olması, bu açıdan kayda değer gelişmelerdir. Guatemala’nın ayrıca İstanbul’da bir fahri konsolosluğu bulunmaktadır. İki ülke arasında bugüne kadar devlet başkanlığı düzeyinde resmî ziyaret gerçekleşmemiş olup son yıllarda bakanlık düzeyindeki ziyaretlerde artış gözlemlenmektedir.
Türkiye ile Guatemala arasındaki ticari ilişkiler son dönemde önemli bir ivme kazanmıştır. 2000’li yılların başlarında 4 milyon dolar civarında olan toplam ticaret hacmi, takip eden yıllarda sürekli artmıştır. 2019 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 53,5 milyon doları Türkiye’den Guatemala’ya ihracat, 10 milyon doları ithalat olmak üzere toplamda 63,5 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’den Guatemala’ya ihraç edilen başlıca ürünler; demir-çelik ürünleri, kâğıt ve kartonlar, gıda müstahzarları, çok katlı yalıtım camları, plastik eşya ve temizlik malzemeleridir. Guatemala’dan ithal edilen başlıca ürünlerse; muz, yaprak tütün, kahve, Hindistan cevizi ve diğer tropik meyvelerdir.
İki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesi, bölge siyasetine de katkı sağlamaktadır. Guatemala ile Belize arasındaki sınır sorunlarının çözümü noktasında Türkiye’nin üstlendiği yapıcı misyon, bu bakımdan son derece önemlidir. Türkiye, söz konusu sorunun çözümü için Amerikan Devletleri Örgütü bünyesinde kurulan komisyona maddi manevi katkı sağlamaktadır.
Müslümanların Durumu
Guatemala topraklarının İslamiyet’le ilk temasının İspanyol sömürgeciliği döneminde Afrika kıtasından köle olarak getirilen Müslümanlar aracılığıyla olduğu tahmin edilmekle birlikte, o döneme ait kesin veriler mevcut değildir.
Günümüzde Guatemala halkının büyük çoğunluğu Hristiyan olup son yıllarda Protestanlık ülkede giderek yaygınlaşmaktadır. 1970’li yıllarda başlayan ve 1990’larda iç savaşın sona ermesinin ardından daha da hızlanan bu dönüşümle birlikte, özellikle Evanjelistlerin oranında ciddi artış yaşanmış ve ülkedeki Katoliklerle Protestanların oranı neredeyse eşitlenmiştir. Öte yandan ülke nüfusunun %10’dan fazlası, yapılan son nüfus sayımında herhangi bir dine bağlı olmadığını söylemiş ya da inancını açıklamamıştır. Nüfusun oldukça küçük bir kesimi ise İslamiyet, Yahudilik, Budizm ve yerel inançlara bağlıdır. Bunlar içerisinde Müslümanların sayısına dair kesin bir veri bulunmamakla birlikte, bu sayının 5.000’i aşmayacağı tahmin edilmektedir. Guatemala’daki Müslümanların tamamına yakını Filistinli Araplardan oluşurken çok az bir kısmı ise yerli ya da başka ülkelere mensup Müslümanlardır.