Temel Göstergeler
Resmi AdıKore Cumhuriyeti
Yönetim BiçimiBaşkanlık tipi demokrasi
Bağımsızlık Tarihi15 Ağustos 1945 (Japonya’dan)
BaşkentSeul (9.8 milyon)
Yüzölçümü99.720 km2
Nüfusu51.5 milyon (2018)
Nüfusun Etnik DağılımıNüfusun tamamına yakını Korelilerden oluşur. Etnik yapı homojendir.
İklimiÜlkede genel olarak ılıman iklim hakim olup, kış mevsimi soğuk ve yağışlıdır.
Coğrafi KonumuDoğu Asya’da Kore Yarımadası’nın güney yarısını oluşturan Güney Kore, Japon Denizi ve Sarı Deniz tarafından çevrilidir.
KomşularıKuzey Kore (237 km), kıyı şeridi (2.413 km)
DilKorece
Din%56 Ateistler ve yerel inançlara mensup olanlar, %27 Hristiyan, %15 Budist, %2 diğer
Ortalama Yaşam Süresi82.5 yıl (2018)
Okuma-Yazma Oranı%97.9 (2015)
Para BirimiWon
Millî Gelir1.538.030 trilyon dolar (2017 IMF)
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir29.938 dolar (2017 IMF)
İşsizlik Oranı%3.7 (2017)
Enflasyon Oranı%1.9 (2017)
Reel Büyüme Hızı%3.1 (2017)
Yoksulluk Oranı%14.4 (2016)
İhracat ÜrünleriElektronik entegre devreler, binek otomobiller, petrol yağları, her çeşit gemi, kara yolu taşıtları yedek parçaları, telefon cihazları, yüzer vinçler ve sondaj makineleri, hidrokarbonlar, elektrik pil ve bataryaları
İthalat ÜrünleriHam petrol, elektronik entegre devreler, yarı iletkenlerin yapımında kullanılan makineler, petrol gazları ve yağları, taşkömürü, telefon cihazları, binek otomobiller, otomatik bilgi işlem makineleri, demir cevheri
Başlıca Ticaret OrtaklarıÇin, ABD, Japonya, Hong Kong, Vietnam, Almanya, Suudî Arabistan, Avustralya, Tayvan, Hindistan

Ülke Tarihi

Kore Yarımadası’nın bilinen tarihi, M.Ö. 2333 yılında Kral Dangun tarafından kurulan Gojoseon Krallığı ile başlatılmaktadır. M.Ö. 2. yüzyılda parçalanan bu devletin yerine Üç Krallık Dönemi olarak bilinen süreç başlamış ve M.S. 7. yüzyıla kadar Kore Yarımadası Goguryeo, Baakje ve Silla Hanedanları bölgenin hakimiyetini ele geçirmiştir. Bu üç krallık 676 yılında Silla’nın hakimiyeti altında birleşmiştir. 10. yüzyılın başlarında yarımadanın hakimiyetini ele geçiren Goryeo Hanedanı, 13. yüzyıldaki Moğol istilalarına rağmen, kurulan siyasî ilişkiler ve ödenen vergiler sayesinde 1388 yılındaki yıkılışına kadar varlığını sürdürmüştür. Bu tarihte kurulan Joseon Krallığı ile başkent Seul’e taşınmış, önceki döneme etki eden Budizm yerine Konfüçyüsçülük öne çıkmaya başlamıştır.

20. yüzyılın bağımsızlığını koruyan Kore, 1910 yılında Japonya tarafından işgal edilmiş ve 1945 yılına kadar Japonya’nın hakimiyeti altında kalmıştır. Bu dönemde Korece yasaklanarak büyük çaplı bir asimilasyon politikası uygulanmıştır. Japonya’nın 2. Dünya Savaşı’nda yenilgiye uğraması ile ülke 38. paralel sınır kabul edilerek ikiye bölünmüş, kuzey kesimini SSCB, güneyi ise ABD tarafından işgal edilmiştir. 1948 yılında ülkeler bağımsızlıklarını ilan etmiş, iki küresel aktörün kontrolü altındaki yarımada, 1950-1953 yılları arasında devam eden 20. yüzyılın en kanlı savaşlarından birine sahne olmuştur. 2.5 milyonu sivil olmak üzere 3 milyondan fazla insanın yaşamını yitirdiği savaş 1953 yılında imzalanan ateşkes antlaşması ile fiilî olarak sona ermişse de, barış antlaşması imzalanmadığı için resmiyette halen devam etmektedir. 2018 yılı içerisinde Kuzey ve Güney Kore liderlerinin sınır hattında gerçekleştirdiği görüşme ve verilen mesajlar, önümüzdeki süreçte savaşın resmî düzeyde de bitirilmesi planlandığını ortaya koymaktadır.

Savaşın ardından Güney Kore, savaşın bütün olumsuz etkilerine karşın hızlı bir toparlanma sürecine girmiş, her alanda yapılan atılımlarla siyasal, ekonomik, kültürel iyileştirmeler gerçekleşmiştir. Bu kalkınma süreci ülkenin siyasî atmosferinde yaşanan çalkantılara ve askerî darbelere karşın devam etmiştir. 1991’de BM’ye 1997’de OECD’ye üye olan Güney Kore, 1988’de Seul Olimpiyatları’na, 2002’de Japonya ile birlikte FIFA Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmıştır. Son yarım yüzyıllık süreçte Güney Kore, küresel bir aktör olma yolunda hızla ilerlemektedir.

Siyasî Yapı

Başkanlık tipi demokrasi ile yönetilen Güney Kore’de, cumhurbaşkanı beş yılda bir gerçekleştirilen seçimlerle belirlenmektedir. Başbakan ve bakanları belirleme, meclisi feshetme gibi yetkilere sahip olan cumhurbaşkanı, yürütmenin başıdır. Yasama merci olarak görev yapan ulusal meclis 300 üyeden oluşmakta ve üyeler dört yılda bir gerçekleştirilen seçimlerle belirlenmektedir.

Halihazırda devlet başkanı 9 Mayıs 2017’de gerçekleştirilen erken seçim sonucunda göreve gelen Moon Jae-in’dir. Bir önceki cumhurbaşkanı Park Geun-hye, 25 Şubat 2013 tarihinde ülkenin ilk kadın cumhurbaşkanı olarak göreve başlamış fakat adının karıştığı bir skandal sebebiyle 9 Aralık 2016 günü meclis tarafından görevden uzaklaştırılmıştır. Mart 2017’de kararın Anayasa Mahkemesince onanması üzerine Park Geun-hye ülke tarihinde görevden alınan ilk Cumhurbaşkanı olmuştur.

Ülke idarî olarak 17 ana bölüme ayrılmıştır. Bunlardan altısı büyükşehir ve sekizi eyalet olup, birer tane de özel şehir (Seul), özerk eyalet (Jeju) ve metropol özerk şehir (Sejong) bulunmaktadır.

Ekonomik Durum

20. yüzyılın ikinci yarısında yaşadığı büyük savaş sonrasında dünyanın en yoksul ülkelerinden biri konumuna düşmesine karşın, takip eden yarım yüzyıllık süreçte büyük bir atılıma imza atan Güney Kore, bugün dünyanın en gelişmiş 11. ekonomisi konumuna yükselmiş, millî geliri 2004 yılında 1 trilyon doları, 2017 yılı itibariyle 1.5 trilyondoları aşmıştır. 60’lı ve 70’li yıllardaki çift haneli büyüme rakamlarının ardından yakalanan istikrarla daha düşük seyreden büyüme trendi sürdürülmüş, 2000’lerin sonlarındaki Asya ekonomik krizi Güney Kore’yi olumsuz etkilemişse de, etkileri kalıcı olmamıştır. Düşük enflasyon ve işsizlik oranları olumlu göstergeler olarak öne çıkmakla birlikte, özellikle genç işsizliği yaygındır. Öte yandan yaşlı nüfusun giderek artması, gelir eşitsizliği, zorlu mesai şartları ve işgücü verimsizliği ve yolsuzluk gibi sorunlar, önümüzdeki yıllarda Güney Kore ekonomisinin baş etmek zorunda olduğu sorunlar olarak öne çıkmaktadır.

Ülke ekonomisi büyük oranda sanayi sektörüne ve ihracata dayalıdır. Elektronik, telekomünikasyon, otomotiv, demir-çelik, kimya ve gemi endüstrisi oldukça gelişmiştir. Özellikle Samsung, LG, Hyundai, Kia Motors, Shinhan Financial Group, KB Financial Group, Korea Telecom ve Kepco gibi küresel şirketler, Güney Kore’nin dünya çapındaki en gözde markaları olarak öne çıkmaktadır.

Güney Kore topraklarının ekilebilir alanları oldukça sınırlıdır. Buna karşın ülke büyük bir orman ve su/deniz varlığına sahiptir. Ormanlık alanlar genellikle ticarî amaçlar doğrultusunda kullanılmaktadır. Ülke doğal kaynaklar bakımından zayıftır. Ülke ekonomisinin taşıyıcı gücü olan sanayi için ihtiyaç duyulan demir, çelik, petrol, kömür gibi temel madenler genellikle ithalat yoluyla temin edilmektedir. Güney Kore’nin sahip olduğu tungsten madeni son çeyrek yüzyıldır üretilmemekte, bakır, çinko ve kurşun gibi madenlerse çok düşük miktarlarda üretilmektedir.

Güney Kore’nin toplam dış ticaret hacmi son yıllarda 1 trilyon dolar civarında seyretmektedir. Son olarak 2017 yılında 573 milyar doları ihracat, 478 milyar doları ithalat olmak üzere toplam 1.051 trilyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Başlıca ihracat kalemleri elektronik entegre devreler, binek otomobiller, petrol yağları, her çeşit gemi, kara yolu taşıtları yedek parçaları, telefon cihazları, yüzer vinçler, sondaj makineleri ve hidrokarbonlardır. Başlıca ithalat kalemleri ise ham petrol, elektronik entegre devreler, yarı iletkenlerin yapımında kullanılan makineler, petrol gazları ve yağları, taşkömürü, telefon cihazları ve binek otomobillerdir. Dış ticarette Güney Kore’nin en önemli partneri, ithalat ve ihracatta%20’yi aşan payı ile Çin’dir. Son yıllarda Güney Kore için en cazip pazar haline gelen Çin’in dışında diğer önemli ticaret ortakları ise ABD, Japonya, Vietnam, Almanya, Avustralya, Hindistan, Suudî Arabistan, Hong Kong ve Tayvan’dır.

Türkiye ile İlişkiler

Türkiye ile Güney Kore arasındaki ilişkiler siyasî, kültürel ve ekonomik açıdan oldukça iyi durumdadır. Kültür, coğrafya ve inanç alanlarındaki uzaklığa rağmen, Türkiye’nin Kore Savaşı sırasında Güney Kore’ye verdiği destek, iki ülke arasındaki sıcak ilişkiler için bir maya görevi görmüştür. İki ülke arasındaki diplomatik misyonlar, çeşitli seviyelerdeki resmî ziyaretler, özel sektördeki yaygın ticaret ağları, turizm sektöründeki karşılıklı rağbet bu ilişkiyi besleyen ve güçlendiren öğeler olarak öne çıkmaktadır. Öte yandan iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler 2012 yılında stratejik ortaklık seviyesine yükseltilmiş ve iki ülkenin ulusal meclislerinde karşılıklı olarak dostluk grupları kurulmuştur.

Türkiye ile Güney Kore arasındaki ticarî ilişkiler oldukça güçlüdür. Bununla birlikte Güney Kore, Türkiye’nin dış ticaret açığının oransal olarak en yüksek olduğu ülkelerden biridir. 2009 yılında 3.3 milyar dolar olan toplam dış ticaret hacmi, 2010 yılında 5 milyar dolara, 2014’te de en yüksek seviyesi olan 8 milyar dolara yükselmiş, son olarak 2017 yılında 584 milyon doları Türkiye’den Güney Kore’ye ihracat, 6.6 milyar doları ithalat olmak üzere toplam 7.19 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu noktada Güney Kore’nin, Türkiye’nin ithalattaki en önemli 10 partnerinden biri olduğu görülmektedir.

Güney Kore’ye ihraç edilen başlıca ürünler insan ya da hayvan kanı, serum, aşı gibi ürünler, kurşun, molibden, motor parçaları, çinko ve petrol yağlarıdır. Başlıca ithalat kalemlerimiz ise karayolu taşıtları aksamı, paslanmaz çelik ve demirden hadde mamülleri, polimerler, farklı türde gemiler, binek araçları, monitörler ve tv alıcıları, iş makineleri, televizyon ve telefon cihazları, kauçuk ve motordur.

Müslümanların Durumu

Güney Kore topraklarının İslamiyet’le ilk tanışması 7. yüzyılda Arap ve Fars Müslüman seyyah ve tacirler aracılığıyla olmuştur. Ancak coğrafî ve kültürel uzaklık İslam’ın bu topraklarda yaygınlaşmasını zorlaştırmıştır. İslam tarihi kaynaklarında Kore halkı ile Müslümanlar arasındaki doğrudan ilişkilerin 9 ila 16. yüzyıllar arasında kurulduğu ifade edilmektedir.

Kore yarımadasının İslamiyet’le yakın dönemde tekrar irtibatı, 1950-53 yılları arasında gerçekleşen Kore Savaşı yıllarında bölgeye giden Türk askerleri aracığı ile olmuştur. Türk askerinin Kore halkına karşı gösterdiği dayanışma ve fedakarlık halkta büyük ilgi uyandırmış, savaş esnasında ve sonrasında yürütülen çalışmalarla binlerce insan Müslüman olmuştur. İlerleyen yıllarda başta Malezya olmak üzere Güney Asya ve Arap ülkelerinin girişimleri de, ülkede İslamiyet’in gelişimine katkı sağlamıştır.

1955 yılında bir avuç Müslüman tarafından kurulan Kore Müslümanları Cemiyeti, 1967 yılına gelindiğinde Kore Müslümanları Federasyonu’na dönüşerek resmiyet kazanmış, devlet tarafından federasyona tahsis edilen arazide inşa edilen Seul Cami 1976 yılında ibadete açılmıştır.

1970’li yıllardan itibaren Güney Kore ile başta Arap ülkeleri olmak üzere Müslüman ülkelerle ilişkilerini güçlendirmesi, ülkede İslamiyet’e olan ilgi ve yakınlığı arttırmıştır. Öte yandan 11 Eylül Olayları da, Kore toplumunda İslamiyet’e olan ilgiyi arttıran bir başka unsur olarak öne çıkmıştır. 11 Eylül sonrasında ülkeye göç eden Müslümanların sayısı da artmıştır. Günümüzde ülkede 50 bini Koreli olmak üzere 150 binden fazla Müslümanın yaşadığı tahmin edilmektedir.

Halihazırda ülkede 20’ye yakın cami ve 60’tan fazla mescit bulunmaktadır. Ancak bu ibadethanelerin ülkedeki Müslümanların ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığı ifade edilmektedir. Öte yandan Müslümanlar dinî eğitim, mezarlık hizmetleri ve helal gıda gibi konularda da sıkıntılar yaşamaktadır. Bu konularda hayata geçirilen kimi çözümler söz konusuysa da, bunların kalıcı çözümler olduğu söylenemez.

Ülkede İslamiyet’in yaygınlaşmasının önündeki en önemli engel, kültürel uzaklıktır. Toplumsal yaşama yön veren güçlü sabitelere sahip Kore toplumunda, Müslüman olmak isteyen Korelilerin, yaşamlarında gerçekleşecek değişiklikler sebebiyle sosyal hayatta karşılaşmaları muhtemel pek çok problem bulunmaktadır. Öte yandan tebliğ faaliyetlerinin yetersizliği, İslam coğrafyasının bu konudaki ilgisizliği gibi gerekçeler, yarım yüzyılı geride bırakan geçmişine karşın, ülkedeki Müslüman sayısının  halen sınırlı düzeyde kalışını açıklamaktadır.