Temel Göstergeler | |
Resmi Adı | Haiti Cumhuriyeti |
Yönetim Biçimi | Yarı Başkanlık Tipi Demokrasi |
Bağımsızlık Tarihi | 1 Ocak 1804 |
Başkent | Port-au-Prince (1 milyon) |
Yüzölçümü | 27.750 km2 |
Nüfusu | 11,4 milyon (2020) |
Nüfusun Etnik Dağılımı | %95 siyahîler, %5 diğerleri |
İklimi | Genel olarak tropikal iklim hâkimdir. Doğudaki dağlık kesimde yarı kurak iklim görülür. |
Coğrafi Konumu | Karayipler’de, Karayip Denizi ve Atlantik Okyanusu arasında Dominik Cumhuriyeti’nin batısı, Küba ve Jamaika’nın doğusunda yer alır. Dominik Cumhuriyeti ile birlikte bir ada oluşturur. |
Komşuları | Dominik Cumhuriyeti (376 km), kıyı şeridi (1.771 km) |
Dil | Fransızca (resmî), Kreyol (resmî) |
Din | %83 Hristiyan, %10 ateist, %7 yerel inançlar ve diğerleri |
Ortalama Yaşam Süresi | 65,3 yıl (2020) |
Okuma-Yazma Oranı | %61,7 (2016) |
Para Birimi | Gourde |
Millî Gelir | 8,347 milyar dolar (2020 IMF) |
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir | 732 dolar (2020 IMF) |
İşsizlik Oranı | %13,8 (2019) |
Enflasyon Oranı | %22 (2020) |
Reel Büyüme Hızı | %-1,1 (2019) |
Yoksulluk Oranı | %58,5 (2012) |
İhracat Ürünleri | Tekstil ürünleri, yağlar, kakao, canlı balık, kabuklu deniz canlıları, mango, hurda demir, kahve |
İthalat Ürünleri | Petrol yağları, pirinç, tıbbi ilaç, şeker pancarı, palm yağı, demir-çelik, binek otomobil, buğday, kümes hayvanı eti |
Başlıca Ticaret Ortakları | ABD, Çin, Fransa, Kanada, Hindistan, Türkiye, Endonezya |
Ülke Tarihi
Haiti topraklarının ilk yerleşimcilerinin Taiwolar olduğu tahmin edilmektedir. Bölgenin bilinen tarihi daha çok 15. yüzyıl sonlarında bölgenin sömürgeleştirilmesiyle başlatılmaktadır. Kristof Kolomb’un bölgeyi ele geçirmesinin ardından bugünkü Haiti topraklarının da bulunduğu ada Hispaniola adını almıştır. 1492’deki işgali takip eden ilk yıllarda bölgede milyonlarca insanın katledildiği, Katolik rahip Bartolome de Las Casas’ın Kızılderili Katliamı adlı eserinde anlatılmaktadır. Adanın bugün Haiti’yi oluşturan batı kesimleri 17 ve 18. yüzyıllarda Fransız korsanlarının kontrolü altında kalmış ve Fransa burayı daha çok bölgedeki başlıca rakipleri olan İngiliz ve İspanyollara karşı kullanmıştır. Fransa kontrolünde olduğu dönemde adanın ismi Saint-Domingue olarak değiştirilmiştir. Bu yıllarda kahve ve şeker üretiminde oldukça önemli bir pozisyona yükselen ada, 18. yüzyılda Fransız İmparatorluğu’nun en zengin sömürgelerinden birine dönüşmüş ve Avrupa’nın kahve ve şeker ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılar hâle gelmiştir.
Fransız İhtilali’nden sonra bölgede bağımsızlık iddiaları dillendirilmeye başlanmış ve Toussaint Louverture önderliğinde verilen mücadelenin ardından, onun yardımcısı Jean-Jacques Dessalines tarafından 1 Ocak 1804 tarihinde Haiti ismi ile bağımsızlık ilan edilmiştir.
ABD, Haiti’nin bağımsızlığını 1862 tarihine kadar tanımamış, daha sonra da 1915-1934 yılları arasında ülkeyi bilfiil işgal etmiş, 1947 yılına kadar da ekonomik denetim altında tutmuştur.
Tarihi sömürge yönetimleri, işgaller, askerî darbeler ve dikta yönetimleri ile dolu Haiti, 1957-1971 yılları arasında François Duvalier, onun ölümünden sonra da 1986 yılına kadar oğlu Jean-Claude Duvalier tarafından yönetilmiştir.
Ülkedeki ilk demokratik seçimler 1990 yılında yapılmış, seçimleri kazanan Jean Bertrand Aristide, bir yıl sonra darbe ye görevinden uzaklaştırılmıştır. Ülkedeki bu çalkantılı dönemde ABD 1994’te Haiti’ye 20.000 asker göndermiş ve Aristide yeniden göreve getirilmiştir. 2000 yılında Amerikan güçlerinin yerini Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü alsa da ABD 2004 yılında yeniden ülkeye girmiş ve 2017 yılına kadar varlığını sürdürmüştür.
Ülke son yıllarda doğal afetler sebebiyle büyük yara almıştır. 2010 yılında gerçekleşen büyük depremde resmî rakamlara göre 200.000’in üzerinde insanın yaşamını yitirdiği açıklansa da bu rakamın gerçekte 300.000’e yakın olduğu tahmin edilmektedir. Depremde yaşanan büyük can kaybının yanı sıra ülkenin altyapısı, okullar, hastaneler ve kamu binaları da büyük oranda tahrip olmuştur. Bu büyük depremin sancıları henüz atlatılamadan 2016 yılında gerçekleşen Matthew Kasırgası, ülkede büyük zarara yol açmıştır. Haiti bir taraftan bu zorlu sürecin sonuçlarıyla bir taraftan da kronik hâle gelen yoksulluk, işsizlik ve siyasi istikrarsızlıkla mücadele etmektedir.
Siyasi Yapı
1804 yılında Fransa’dan ayrılarak bağımsızlığını kazanan ilk ülke olan Haiti, yarı başkanlık sistemiyle yönetilen bir cumhuriyettir. 200 yılı aşan tarihinde ABD işgali, askerî darbeler, dikta yönetimleri ve siyasi istikrarsızlıklarla boğuşan Haiti, son yıllarda da doğal afetlerle oldukça sıkıntılı bir süreçten geçmektedir. ABD, 1915’te başlayan ve yaklaşık 20 yıl süren işgalin ardından günümüze kadar Haiti üzerindeki etkinliğini sürdürmüş, ülkedeki siyasi süreçlere doğrudan müdahalelerde bulunmuştur. 1994 yılında Haiti’ye 20.000 asker gönderen ABD, daha sonra BM üzerinden buradaki kontrolünü devam ettirmiştir.
Devlet yönetiminin başında bulunan cumhurbaşkanı beş yılda bir düzenlenen seçimlerle belirlenmektedir. 2016 yılı Kasım ayında yapılan son seçimi, ilk turda aldığı 55,6’lık oy oranıyla kazanan Jovenel Moise, Şubat 2017’den bu yana görevdedir.
Yürütmenin başında başbakan vardır. Başbakan tarafından belirlenen hükümet cumhurbaşkanı tarafından onaylanmakta ve yasama organlarından güvenoyu almaktadır. Başbakanlık makamında Mart 2020’den bu yana Joseph Jouthe bulunmaktadır.
Yasama organı senato ve temsilciler meclisi olmak üzere iki kanatlı parlamentodur. 30 kişiden oluşan senatoda üyeler seçimle belirlenmekte ve iki yılda bir yapılan kısmi seçimlerle üçte bir oranında yenilenerek toplamda altı yıl görev yapmaktadır. 119 üyeden oluşan temsilciler meclisi ise dört yılda bir düzenlenen seçimlerle belirlenmektedir.
Ekonomik Durum
Batı yarı kürenin en yoksul ülkesi olan Haiti, aynı zamanda dünyadaki en yoksul ülkelerden biridir. Halkın yaklaşık %60’ının yoksulluk sınırı altında yaşadığı tahmin edilmektedir ve kişi başı yıllık gelir ortalaması 1.000 doların altındadır. Ülkenin en önemli sorunlarından biri olan işsizlik genç nüfusta %40’lara ulaşmıştır. Kırılgan ekonomik koşullar sebebiyle oldukça yüksek seyreden enflasyon da 2020 itibarıyla %20’nin üzerindedir.
Haiti’nin başlıca geçim kaynağı olan tarım, en önemli istihdam alanı olup ülke gelirlerinin yaklaşık %30’u bu sektörden karşılanmaktadır. Yetiştirilen başlıca ürünler; kahve, kakao, mango, şeker kamışı, pirinç ve mısırdır. Buna karşın ülkedeki tarımsal üretimin verimliliği oldukça düşüktür. Ayrıca son yıllarda gerçekleşen doğal afetler sebebiyle ülkedeki yağmur ormanlarının neredeyse tamamının yok olması, tarım sektörüne büyük darbe vurmuştur.
Ülkenin dış ticaret hacmi son yıllarda 3 ila 5 milyar dolar aralığında seyretmektedir. 2019 yılında 1,3 milyar doları ihracat, 2,8 milyar doları ithalat olmak üzere toplam dış ticaret hacmi 4,1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
Haiti, olumsuz ekonomik koşullarına karşın doğal kaynaklar açısından zengin bir ülkedir. Ülkede bulunan başlıca madenler; altın, elmas, uranyum, platin, bakır, gümüş, linyit, boksit, krom, antimon, manganez, nikel, fosfat ve mermer olup bunlardan yalnızca boksit işlenebilmektedir. Haiti ayrıca 2.000 kilometreye yaklaşan kıyı şeridiyle balıkçılık açısından da önemli bir potansiyele sahiptir. Ekonomik anlamda büyük potansiyel taşıyan bir diğer sektörse ülkenin sahip olduğu doğal güzellikler sebebiyle turizmdir. Son yıllarda yaşanan afetler sebebiyle bu potansiyel değerlendirilemese de turizmin Haiti’nin geleceğinde önemli bir yeri olacağı tahmin edilmektedir.
İhracat gelirlerinin yarıdan fazlası tekstil ürünlerinden karşılanmaktadır. Haiti, sınırlı dış ticaretinin yarısından fazlasını ABD ile gerçekleştirmektedir. ABD’nin ihracattaki payı %80’in üzerindedir. Diğer önemli partnerler Fransa, Çin, Kanada, Hindistan, Türkiye ve Endonezya’dır.
Ülke ekonomisinin başlıca sorunları, kronikleşen yoksulluk ve işsizlik, peş peşe yaşanan büyük doğal afetlerin yıkıcı etkileri, düşük okuma yazma oranı ve nitelikli iş gücü eksikliği, siyasi istikrarsızlık, altyapı eksikliği ve sömürge döneminden bu yana devam eden dış müdahalelerdir. Önümüzdeki yıllarda Haiti’nin bu sorunlara karşı göstereceği reaksiyon, ülke geleceği açısından hayati önem taşımaktadır.
Türkiye ile İlişkiler
Türkiye ile Haiti arasındaki ilişkiler, son yıllarda artan bir ivme ile olumlu yönde gelişme kaydetmektedir. Haiti’de 2010 yılında meydana gelen ve 300.000’e yakın insanın yaşamını yitirdiği deprem felaketi, ardından 2016 yılında yaşanan ve ülke için çok ağır sonuçları olan Matthew Kasırgası sonrasında Türkiye’nin Haiti’ye yardım elini uzatması, iki ülke ilişkilerinin güçlenmesinde itici bir güç teşkil etmiştir. Başta İHH İnsani Yardım Vakfı olmak üzere bağımsız STK’lar ve kamu kurumları tarafından gerçekleştirilen yardım kampanyalarına ve kalkınma projelerine Türk halkı büyük teveccüh göstermiş ve Haiti’ye dostluk elini uzatmıştır.
İki ülkenin henüz bir diğerinde büyükelçiliği bulunmamakla birlikte, güçlenen ilişkilerle önümüzdeki süreçte bu noktada gerekli adımların atılacağı öngörülmektedir. Hâlihazırda Türkiye’nin Santa Domingo (Dominik Cumh.) Büyükelçiliği Haiti’ye akreditedir. Haiti ile Türkiye arasında bugüne kadar devlet başkanlığı düzeyinde bir ziyaret yapılmamıştır. Bakanlık düzeyindeki tek ziyaret ise 2014 yılında dönemin Haiti Dışişleri Bakanı Duly Brutus’un ülkemizdeki cumhurbaşkanlığı devir teslim töreni sebebiyle gerçekleştirdiği ziyarettir.
İki ülke arasındaki ticari ilişkiler, Haiti’nin ekonomik büyüklüğünün sınırlı oluşu ve coğrafi uzaklığa karşın, oransal açıdan güçlü sayılabilecek düzeydedir. Özellikle 2010’ların ikinci yarısıyla birlikte Türkiye Haiti’nin en önemli ticaret ortaklarından biri konumuna yükselmiştir. 2000’li yılların ortalarına kadar yıllık 5 milyon dolar civarında olan ticaret hacmi, 2010-2016 yılları arasında 20-25 milyon bandında seyretmiş, 2019 yılında ise tamamına yakını Türkiye’den Haiti’ye ihracat olmak üzere 129 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’nin Haiti’ye ihraç ettiği ürünler başta demir-çelik ve çimento gibi inşaat malzemeleri olmak üzere buğday, makarna, bulgur ve maya gibi temel gıda maddelerdir. Türkiye’nin Haiti’den ithalatı yıllık 1 milyon doları bulmayan sembolik bir düzeydedir ve başlıca ithalat kalemi yağlardır.
Müslümanların Durumu
İslamiyet’in Haiti topraklarındaki tarihi 16. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Bu dönemde İspanyol sömürgeciler tarafından çalıştırılmak üzere Haiti’ye zorla getirilen Afrikalı Müslüman köleler, bu toprakların ilk Müslümanları olmuştur. Ancak geride kalan yaklaşık beş asırlık sürede İslamiyet Haiti’de kitlesel olarak yayılma imkânı bulamamıştır.
Günümüzde Haiti’de 4.000-5.000 civarında Müslüman’ın yaşadığı tahmin edilmektedir ve bunların büyük bölümünü Haitili yerliler oluşturmaktadır. Ülkedeki Müslümanlar da tıpkı diğer ülke vatandaşları gibi yoksulluk başta olmak üzere çeşitli sorunlarla karşı karşıyadır. Özellikle 2010 yılındaki deprem ve 2016 yılında yaşanan kasırga afeti sebebiyle yoksul halkın yaşam şartları daha da zorlaşmıştır. Bu noktada, son yıllarda meydana gelen doğal afetler karşısında başta Türkiye olmak üzere İslam coğrafyasının gösterdiği insani reflekslerin Haiti halkının İslamiyet’e karşı ilgisini arttırdığı da belirtilmelidir.
Ülkede Müslümanlara hizmet veren birkaç ibadet mekânı ve Müslümanlar tarafından kurulmuş vakıf ve dernekler bulunmaktadır. Bunlar Cap Haiti’deki Bilal Camii ve İslam Merkezi, başkent Port au Prince’deki Haiti İslam Vakfı, El Nur Camii ve Allahuekber Manevi Merkezi, Miragoane’deki Nuru’l İslam Camii’dir. Haiti İslam Vakfı, Müslümanlara olduğu kadar ülkedeki diğer vatandaşlara da hizmet vermekte, özellikle cuma namazlarından sonra halka gıda yardımı yapmaktadır. Türkiye Diyanet Vakfı tarafından Türkiye halkının yardımları ile Cap Haiti şehrinde yaptırılan ve 2016 yılında hizmete açılan Boukman Buhara Camii de ülkenin ilk minareli camisi olma özelliğine sahiptir.