Temel Göstergeler | |
Resmi Adı | İrlanda |
Yönetim Biçimi | Parlamenter demokrasi |
Bağımsızlık Tarihi | 6 Aralık 1922 (İngiltere’den) |
Başkent | Dublin (1,3 milyon) |
Yüzölçümü | 170.273 km2 |
Nüfusu | 5,1 milyon (2020) |
Nüfusun Etnik Dağılımı | %83 İrlandalı, %9,5 Avrupalı, %2,5 Asyalı, %1,5 Afrikalı, %2,5 belirtilmeyen, %1 diğer |
İklimi | Ilıman deniz iklimi |
Coğrafi Konumu | Bir Batı Avrupa ülkesi olan İrlanda, Kuzey Atlantik Okyanusu’nda ve İngiltere’nin batısında bulunan İrlanda Adası’nın Kuzey İrlanda dışında kalan büyük bölümünü teşkil etmektedir. |
Komşuları | İngiltere (490 km), kıyı şeridi (1.448 km) |
Dil | İngilizce, İrlandaca |
Din | %83,5 Hristiyan, %10 dinsiz, %1,5 Müslüman, %2,5 belirtilmeyen, %2,5 diğer |
Ortalama Yaşam Süresi | 81,2 yıl (2020) |
Okuma-Yazma Oranı | %99 (2015) |
Para Birimi | Avro |
Millî Gelir | 384,940 milyar dolar (2019 IMF) |
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir | 77.771 dolar (2019 IMF) |
İşsizlik Oranı | %4,7 (2020) |
Enflasyon Oranı | %1,3 (2020) |
Reel Büyüme Hızı | %4,1 (2019) |
Yoksulluk Oranı | %8,2 (2013) |
İhracat Ürünleri | Tıbbi ilaç ve aşılar, azotlu bileşikler ve kimyasallar, hava araçları, ortopedik ve tıbbi cihazlar, elektronik entegre devreler, bilgisayar |
İthalat Ürünleri | Hava araçları, tıbbi ilaçlar ve aşılar, bilgisayar, petrol yağları, otomobil, azotlu bileşikler, ham petrol, telefon cihazları, tıbbi cihazlar |
Başlıca Ticaret Ortakları | ABD, İngiltere, Almanya, Belçika, İsviçre, Hollanda, Fransa, Çin, İsviçre |
Ülke Tarihi
İrlandalıların ataları kabul edilen Keltlerin bu coğrafyaya MÖ 8. yüzyıldan itibaren göç etmeye başladıkları tahmin edilmektedir. Roma İmparatorluğu’nun Avrupa’daki hâkimiyetinin artmasıyla birlikte Kelt kültürü zayıflamış ve giderek Britanya ve İrlanda adalarına doğru çekilmiştir. 5. yüzyıldan itibaren bölge Hristiyanlaşırken, 9. yüzyılda başlayan ve 11. yüzyıla kadar devam eden Viking saldırıları sonucunda İrlanda’nın belirli bölgelerinde Viking yerleşimleri kurulmuş ancak Vikingler adanın hâkimiyetini tam anlamıyla ele geçirememişlerdir. Vikinglerin ardından küçük bölgesel krallıkların hüküm sürdüğü 12. yüzyılın ikinci yarısında, Normanlar adayı işgal etmiş ve II. Henry döneminde ada Normanlar tarafından yönetilen İngiltere’nin hâkimiyeti altına girmiştir.
O döneme kadar bir lordluk olan İrlanda, VIII. Henry döneminde 1542 yılında İrlanda Krallığı’na dönüştürülmüştür. 1532 yılında İngiltere Kralı VIII. Henry’nin Protestanlığı kabul etmesiyle birlikte İngilizler, İskoçlar ve Galliler Protestanlığa geçiş yapmasına karşın İrlanda halkı Katolik Kilisesi’ne bağlı kalmaya devam etmiştir. İrlanda’nın bu tavrı İngiltere ile İrlanda arasında günümüzde etkileri hâlâ devam eden derin tarihsel sorunlara yol açmıştır. İngiltere’nin İrlanda’yı Protestanlaştırmak için yürüttüğü misyonerlik faaliyetleri ve ardından bölgeye gönderdiği kesimler üzerinden toplumsal yapıya dönük müdahaleleri istenilen sonucu vermemiştir. 1641 yılında başlayan ayaklanmalar kanlı bir şekilde bastırılmış ve yaşanan süreçte İrlanda nüfusunun üçte biri katledilmiş veya sürgüne gönderilmiştir. İlerleyen yıllarda İrlandalılar İngiltere’deki Katolik-Protestan çekişmesine müdahil olmuş ve Katolik kral II. James’i desteklemişlerdir. Ancak onun tahttan indirilmesinin ardından 1690 yılında başlayan Boyne Savaşı’nın kaybedilmesinden sonra, Katoliklere yönelik baskıcı politikalar devam etmiştir. 1707 yılında İngiltere ve İskoçya’nın birleşmesiyle Büyük Britanya Krallığı’nın kurulması üzerine İrlanda da bu krallığa bağlı bir yönetim hâline gelmiştir.
İngiltere 18. yüzyılda sömürgecilik faaliyetleriyle giderek zenginleşirken, İrlanda kıtlık ve yoksullukla karşı karşıya kalmıştır. 1740 yılında yaşanan büyük kıtlıkta yaklaşık 400.000 kişinin açlıktan öldüğü tahmin edilmektedir. Fransız İhtilali’nin ardından bir kez daha ayaklanan İrlandalılar başarıya ulaşamamış, 1 Ocak 1801 tarihinde kabul edilen Birlik Yasası ile Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı kurulmuştur.
1845-1849 yılları arasında İrlanda bir kez daha kıtlıkla karşı karşıya kalmıştır. Büyük Kıtlık ya da bir diğer adıyla Patates Kıtlığı’nda 1 milyon civarında insan hayatını kaybetmiş, nüfusun önemli bir bölümü başta ABD olmak üzere çeşitli ülkelere göç etmiş ve 8 milyon olan İrlanda nüfusu bu sancılı süreç sonunda 4,5 milyona kadar düşmüştür. Ülke nüfusundaki bu keskin düşüş ve göç hareketleri 20. yüzyılın ortalarına kadar etkilerini sürdürmüştür.
Birinci Dünya Savaşı devam ederken 1916 yılında İrlanda bir kez daha bağımsızlık mücadelesine girişmiş ve 24 Nisan’da Paskalya Ayaklanması başlatılmıştır. Bağımsızlık mücadelesinde kısa adı IRA olan İrlanda Cumhuriyet Ordusu (Irish Republician Army) öne çıkmıştır. Bu dönemde İrlanda’nın kuzeyindeki Protestanlar ve güneydeki Katolikler için iki ayrı meclis oluşturulmuşsa da bu girişim yeterli olmamış ve nihayet 6 Aralık 1921’de Güney İrlanda “İrlanda Bağımsız Devleti” adıyla İngiliz Milletler Topluluğu’na bağlı bir devlet olarak bağımsızlığını ilan etmiş, Kuzey İrlanda ise İngiltere’de kalmıştır. Tam bir yıl sonra İrlanda tam bağımsız bir devlet statüsü kazanmıştır. IRA’nın bir kanadı bu paylaşımı İrlanda’nın bölünmesi olarak görüp kabul etmemiş, Haziran 1922’de başlayan iç savaş, 1923 yılı Mayıs ayında devlet birliklerinin galibiyeti ile neticelenmiştir. 1949 yılında İngiliz Milletler Topluluğu’ndan ayrılan İrlanda’da 18 Nisan’da cumhuriyet ilan edilmiştir.
Siyasi Yapı
İrlanda Cumhuriyeti parlamenter demokrasi ile yönetilen bir ülkedir. Devlet başkanı halk tarafından yedi yıllık görev süresi için seçilen ve en fazla iki dönem görev yapabilen cumhurbaşkanıdır. Tek aday olması durumunda, seçim yapılmadan bu aday cumhurbaşkanı olarak görevlendirilmektedir. Cumhurbaşkanlığı yetkileri sınırlı olup yürütme organı meclis tarafından seçilen başbakan ve onun kurduğu hükümettir. Cumhurbaşkanı başbakanı ve hükümeti atama, gerekli gördüğü durumlarda meclisi feshetme yetkilerine sahiptir. 2011 yılında göreve gelen Cumhurbaşkanı Michael D. Higgins 2018 yılı Ekim ayında yapılan son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı %55,8’lik oyla ikinci kez seçilmiştir.
Yasama organı 158 sandalyeli temsilciler meclisi ve 60 sandalyeli senatodan oluşan iki kanatlı parlamentodur. Milletvekilleri beş yılda bir yapılan seçimlerle belirlenmektedir. 2020 yılı Şubat ayında gerçekleştirilen son genel seçimlerde, iktidardaki liberal muhafazakâr çizgideki parti Fine Gael %20,9 oy ve 35 sandalye ile üçüncü sırada yer almıştır. Yeni dönemde partinin hükümette yer almayacağı tahmin edilmektedir. 2017 yılından bu yana başbakanlık koltuğunda oturan Fine Gael lideri Leo Varadkar’ın da görevi devretmesi beklenmektedir. Senato üyelerinin 11’i başbakan, 43’ü meslek grupları, 6’sı ise üniversiteler tarafından belirlenmektedir.
Dış politikada genel itibarıyla tarafsız ve bağımsız bir yaklaşımı benimseyen İrlanda’nın İngiltere ve ABD ile olan ilişkileri güçlü ve önemlidir. Bununla birlikte İrlanda NATO’ya üye değildir ve İkinci Dünya Savaşı ve sonrasındaki Soğuk Savaş sürecinde tarafsızlık söylemini benimsemiştir. 1973 yılında Avrupa Birliği’ne katılan İrlanda, son olarak 2013 yılında birliğin dönem başkanlığını üstlenmiştir.
Ekonomik Durum
İrlanda küçük fakat gelişmiş bir ekonomiye sahiptir. 2008’deki küresel ekonomik krizi takip eden ilk yıllarda yaşanan durağanlık, 2011 yılından itibaren güçlü bir büyüme ile aşılmış ve son 10 yılda %6’nın üzerinde ortalama büyüme sağlanmıştır. Son yıllarda yakalanan bu yüksek büyüme trendinde ihracat ve dış yatırımların önemli payı bulunmaktadır. Ülke 70.000 doları aşan kişi başı ortalama yıllık geliriyle bu alanda dünyada yedinci sırada yer almaktadır.
Ekonomi 1990’lı yıllardan itibaren hizmet sektörü ve nitelikli iş kollarına doğru çeşitlendirilmiştir. Hâlihazırda GSYİH’nin %60’ı hizmet, %38’i sanayi sektöründen karşılanmaktadır. Yakın geçmişe kadar çok daha merkezî bir role sahip olan tarım sektörünün payı ise %2 civarındadır. Öne çıkan belli başlı sektörler teknoloji, ilaç, kimya, gıda ve tıbbi cihazlardır. Tarım alanında yetiştirilen başlıca ürünlerse arpa, buğday ve patatestir. Ülkede ar-ge yatırımlarına büyük pay ayrılmakta ve başta yüksek teknoloji gerektiren alanlar olmak üzere ekonominin çeşitlendirilmesi ve güçlendirilmesi için çalışmalar yürütülmektedir.
İrlanda dış ticarette son yıllarda sürekli fazla veren ve toplam hacmini giderek arttıran bir ülke pozisyonundadır. 2018 yılında dış ticaret hacmi 164,4 milyar doları ihracat, 105,7 milyar doları ithalat olmak üzere toplamda 270 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. İrlanda’nın dış ticaretteki en önemli ortakları 50 milyar doları aşan toplam dış ticaret hacmi ve %20’nin üzerindeki payı ile ABD ve 40 milyar dolar civarındaki toplam hacim ve %20’ye yakın payı ile İngiltere’dir.
Doğal kaynaklar bakımından görece iyi durumda olan İrlanda, çinko üretiminde dünyada 7. ve kurşun üretiminde 12. sırada yer almaktadır. Diğer önemli kaynaklar alçı taşı, kireç taşı, gümüş, bakır, barit, dolomit ve altındır.
Türkiye ile İlişkiler
Türkiye ile İrlanda arasındaki ilişkilerin kökeni Osmanlı’ya kadar dayanmaktadır. 16. yüzyılda korsanlar tarafından kaçırılan bir İrlanda gemisinin Osmanlı Devleti tarafından İrlanda’ya iade edilmesi bilinen ilk temastır. 19. yüzyılın ortalarında İrlanda’da yaşanan kıtlık sebebiyle 1847 yılında Sultan Abdülmecid’in emriyle İrlanda’ya para ve gıda yardımı yapılmış, bu yardım iki ülke arasındaki ilişkilerde olumlu bir tesir bırakmıştır. Benzer şekilde Birinci Dünya Savaşı sonrasında her iki ülke de bağımsızlık mücadelesine girişmiş, bu mücadele sırasında siyasi merciler arasında alınan kararlarla karşılıklı dayanışma tesis edilmiştir. Bu olumlu tarihsel zemine karşın iki ülkenin bağımsızlıklarını kazandığı 1920’li yılların başlarından bu yana geride kalan bir asırlık süreçte ilişkiler durağan bir seyir takip etmiştir. İlk diplomatik ilişkiler hayli geç sayılabilecek bir tarihte, 1951 yılında kurulmuş, Türkiye’nin Dublin Büyükelçiliği 1973’te, İrlanda’nın Ankara Büyükelçiliği ise 1998 yılında hizmete açılmıştır. İrlanda’nın ayrıca İstanbul’da da fahri konsolosluğu bulunmaktadır. İki ülke arasındaki üst düzey ziyaretler de bu minvalde sınırlıdır. İrlanda’dan devlet başkanlığı düzeyindeki ilk ziyareti 2010 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Mary McAleese gerçekleştirmiştir. Mevcut Cumhurbaşkanı Michael D. Higgins de 2015 yılında Çanakkale Kara Savaşları’nın 100. yıl dönümü anma törenleri, 2016 yılında Birleşmiş Milletler İnsani Zirvesi münasebetiyle ülkemizi iki kez ziyaret etmiştir. Ülkemizden İrlanda’ya yapılan son üst düzey ziyareti ise 2004 yılında başbakan sıfatıyla R. Tayyip Erdoğan gerçekleştirmiştir.
İki ülke arasındaki ticari ilişkiler de iki ülkenin potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda düşük seviyede ve durağandır. Toplam ticaret hacmi 2000’li yılların ortalarından bu yana ortalama 1 ila 1,5 milyar dolar aralığında seyretmektedir. Son olarak 2019 yılında karşılıklı ticaret hacmi, 601 milyon doları Türkiye’den İrlanda’ya ihracat, 817 milyon doları ithalat olmak üzere toplamda 1,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’den İrlanda’ya ihraç edilen başlıca ürünler; binek otomobil ve motorlu taşıtlar, izole edilmiş tel ve kablolar, plastik eşya, demir-çelik ürünler, tekstil ürünleri, monitör ve TV alıcılarıdır. İrlanda’dan ithal edilen başlıca ürünlerse; tıbbi ilaç ve aşılar, kimyasallar, bilgisayar, ortopedik tıbbi cihazlar, canlı büyükbaş hayvan ve azotlu bileşiklerdir. İki ülke arasında “Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması” ve “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması” bulunmaktadır. Öte yandan İrlanda’dan Türkiye’ye yönelik dış yatırımların toplam tutarı 1 milyar dolara yaklaşmıştır.
İki ülke arasındaki ilişkilerin gelişimine turizm sektöründeki canlılık da katkı sağlamaktadır. Ülkemiz son yıllarda İrlanda vatandaşlarının yurt dışı seyahatlerinde en önemli duraklardan biri hâline gelmiş durumdadır.
Müslümanların Durumu
İrlanda’nın Müslümanlarla ilk teması 16. yüzyılda olmuşsa da İrlanda topraklarındaki kalıcı Müslüman varlığı 20. yüzyılın ortalarında başlamıştır. Eğitim ve çalışma amacıyla ülkeye gelen Müslümanların sayısı yıldan yıla giderek artmış ve 2000’lerin başlarında 20.000’i, 2010’ların başlarında 40.000’i geçmiştir. Günümüzde İrlanda’da yaşayan Müslümanların sayısı 75.000 civarındadır ki bu sayı ülke nüfusunun %1,5’ine tekabül etmektedir. Büyük çoğunluğu Katolik olmak üzere nüfusun %80’den fazlasını Hristiyanların oluşturduğu ülkede, dinsizler hesaba katılmadığında en kalabalık ikinci dinî grubu Müslümanlar oluşturmaktadır. Ülkede hem İslamiyet’e olan ilgi hem de farklı ülkelerden gelen göçmenlerle birlikte Müslümanların sayısı her yıl artmaktadır. Önemli bir bölümünü Türklerin oluşturduğu Müslüman topluluğun yaklaşık yarısı başkent Dublin’de yaşamaktadır.
Ülke Müslümanları ilk olarak 1959 yılında kurdukları İrlanda İslam Vakfı ile teşkilatlanmaya başlamış ve ülkedeki ilk cami olan Dublin Camii 1976 yılında ibadete açılmıştır. Hâlihazırda ülkede Sünni ve Şii topluluklar tarafından yaptırılan onlarca cami ve mescit bulunmaktadır ve burada görev yapan imamlar da 2006 yılında kurulan İrlanda İmam Konseyi adındaki çatı kuruluşa üyedir.