Temel Göstergeler | |
Resmi Adı | Kiribati Cumhuriyeti |
Yönetim Biçimi | Başkanlık tipi demokrasi |
Bağımsızlık Tarihi | 12 Temmuz 1979 (İngiltere’den) |
Başkent | Tarava (30.000) |
Yüzölçümü | 811 km2 |
Nüfusu | 120.000 (2020) |
Nüfusun Etnik Dağılımı | %98 Mikronezyalı, %2 diğer |
İklimi | Tropikal iklim |
Coğrafi Konumu | Okyanusya’da bir takımada ülkesi olan Kiribati, Pasifik Okyanusu’nda Ekvator kuşağında yer almaktadır. |
Komşuları | Bir takımada ülkesi olan Kiribati’nin hiçbir ülke ile kara sınırı yoktur, kıyı şeridi 1.143 km’dir. |
Dil | İngilizce, Kiribati dili |
Din | %91 Hristiyan, %5 Mormon, %2 Bahai, %2 diğer |
Ortalama Yaşam Süresi | 67,5 yıl (2020) |
Okuma-Yazma Oranı | Veri yok |
Para Birimi | Avustralya Doları |
Millî Gelir | 184 milyon dolar (2019 IMF) |
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir | 1.574 dolar (2019 IMF) |
İşsizlik Oranı | %30 (2010) |
Enflasyon Oranı | %0,6 (2018) |
Reel Büyüme Hızı | %2,3 (2019) |
Yoksulluk Oranı | Veri yok |
İhracat Ürünleri | Hindistan cevizi, deniz mahsulleri, balık |
İthalat Ürünleri | Temel gıda ürünleri, makine ve teçhizat, petrol yağları, pirinç, deniz taşıtları, demir-çelik ürünleri |
Başlıca Ticaret Ortakları | Avustralya, Japonya, Fiji, Yeni Zelanda, Çin, ABD, Filipinler, Malezya |
Ülke Tarihi
Günümüzde Kiribati’yi oluşturan takımadalardaki ilk insan izleri MÖ 3000’li yıllara tarihlendirilmektedir. Bu tarihlerden itibaren bölgede Okyanusya ve Güneydoğu Asya coğrafyasından Avustronezyalı yerli halklar, Polinezya ve Melanezya halkları yaşam sürmüştür. Sömürge dönemine kadar adalar, yerli halklar ve kabileler arasında hâkimiyet mücadelelerine sahne olmuştur.
17 ve 18. yüzyıllarda adalara tesadüf eseri ulaşan Avrupalılar olmuş, farklı rotalarla sömürge yolculukları yapan Avrupalı denizciler Pasifik Okyanusu’ndaki bu adalara da ulaşmıştır. 19. yüzyılın ilk yarısından itibaren adalar Avrupalı, Çinli ve Güneydoğu Asyalı denizcilerin ticaret güzergâhı üzerinde yer almıştır.
İngiltere 1877 yılında bölgedeki sömürge adalarını Britanya Batı Pasifik Toprakları adı altında müstakil bir sömürge idaresine dönüştürürken, 1892 yılında bugünkü Kiribati ve Tuvalu’yu oluşturan adalar Gilbert ve Ellice adaları olarak bu idareye bağlı bir birime dönüştürülmüştür. 1916 yılında kraliyet kolonisine dönüştürülen bu yapıya, 1919’da Christmas ve Fanning adaları, 1937’de Phoenix Adası da dâhil edilmiştir.
Adaların bir bölümü İkinci Dünya Savaşı esnasında 1941’den 1943’e kadar Japonya’nın işgali altında kalmış, 1943 sonlarında ABD operasyonuyla işgal sona erdirilmiştir. Adalar savaş sonrasında 1950’li ve 1960’lı yıllarda ABD ve İngiltere’nin nükleer denemeleri için kullanılmıştır.
1960’ların sonlarından itibaren adaların özerklik süreci başlamış, 1975 yılında koloniden ayrılan Ellice adaları, 1978 yılında Tuvalu adıyla bağımsız bir ülke statüsüne kavuşmuştur. Gilbert adaları ise 12 Temmuz 1979 tarihinde Kiribati adıyla bağımsızlığını kazanmış, daha sonra Line ve Phoenix takımadaları da Kiribati’ye dâhil edilmiştir. İngiltere Kiribati’nin bağımsızlığını 1983 yılında tanımış, 1992 yılında da Kiribati’nin Birleşmiş Milletler (BM) üyeliği gerçekleşmiştir.
Son yıllarda küresel ısınmanın etkisiyle adalardaki su seviyesi giderek yükselmektedir. Bu durum ülkenin geleceği açısından hayati riskler barındırmaktadır. Zira yakın bir gelecekte adaların tamamen su altında kalması ve ülkenin haritadan silinmesi ihtimali dahi bulunmaktadır. Devlet yönetimi bu durum karşısında ada halkını bölgedeki ülkelerden birine tamamen taşımak gibi köklü çözüm ihtimallerini dahi gündemde tutmaktadır. 2012 ve 2013 yıllarında hükümet tarafından Fiji’den büyük arazi alımları gerçekleştirilmiş ve halka bu bölgeye yerleşme önerileri yapılmaya başlanmıştır.
Siyasi Yapı
1971 yılında özerklik elde eden ve 1979 yılında bağımsızlığını kazanan Kiribati, İngiliz Milletler Topluluğu (Commonwealth) üyesi bağımsız bir devlet statüsünde olup başkanlık tipi demokrasi ile yönetilmektedir. Devlet başkanı adayları meclis üyeleri tarafından meclis içinde belirlenmekte ve halk tarafından dört yıllığına seçilmektedir. Devlet başkanlığı görevini Mart 2016’da gerçekleştirilen başkanlık seçimini %60 oy oranı ile önde tamamlayan Taneti Maamau yürütmektedir. 2020 yılı içerisinde yeni başkanlık seçimlerinin yapılması planlanmaktadır.
Yürütme organı başkan ve başkan yardımcısının liderliğinde 10 bakandan oluşan kabinedir. Cumhurbaşkanı aynı zamanda hükümetin de başıdır ve kabineyi başkan belirlemektedir. Yasama organı 47 sandalyeli parlamentodur. Üyeler dört yılda bir yapılan seçimlerle belirlenmektedir. Aralık 2015 ve Ocak 2016’da iki turlu olarak gerçekleştirilen son seçimlerde Gerçeğin Sütunları Partisi (BTK) 26 sandalye kazanırken, KTK-MKP koalisyonu 19 sandalye elde etmiştir. 2020 yılı Nisan ayında gerçekleştirilmesi planlanan son seçimlerse Covid-19 salgını nedeniyle ileri bir tarihe ertelenmiştir.
Ülke idari olarak üç bölgeden oluşmaktadır. Bunlar; 16 mercan adasından oluşan Gilbert adaları, 8 mercan adasından oluşan Phoenix adaları ve yine 8 mercan adasından oluşan Line adalarıdır. Bunların dışında bir de Banaba adaları bulunmaktadır. Başkent Tarava, Gilbert adalarında yer almaktadır.
Ekonomik Durum
Kiribati dünyanın en küçük ekonomilerinden birine sahiptir. GSYİH’si 200 milyon dolar gibi sembolik düzeylerde olan ülke, bu verilerle BM sıralamasında sondan ikincidir. Ülkeye ilişkin ekonomik veriler sınırlı olup, resmî işsizlik rakamları oldukça yüksek ve kişi başı ortalama yıllık gelir de oldukça düşük seviyededir. Bölge ülkeleri ve uluslararası kuruluşların yardım ve fonları ülke ekonomisi açısından belirleyicidir. Öte yandan yurt dışında çalışan Kiribatililer aracılığıyla ülkeye giren döviz de ekonomiye büyük katkı sağlamaktadır. Tarımsal verimlilik ve doğal kaynaklar bakımından da fakir olan ülkede, daha önce mevcut olan fosfat zenginliği İngiliz sömürge döneminde tüketilmiştir. Ülkenin karşı karşıya olduğu ekonomik sorunlar arasında altyapı ve yatırım yetersizliği, uluslararası piyasalara uzaklık, nitelikli iş gücü eksiği, dış yardımlara bağımlılık, sınırlı doğal kaynaklar ve verimsiz tarımsal faaliyetler sayılabilir.
Ülke ekonomisi %75 oranında hizmet sektörüne endekslidir. En önemli gelir kaynağı ülke kara sularında balıkçılık yapmak için başta Japonya olmak üzere bölge ülkelerine verilen balıkçılık lisanslarıdır. Benzer şekilde turizm sektörü ve bu alanda arazi kiralama yoluyla elde edilen lisanslar da ülkeye gelir sağlamaktadır.
Geçimlik tarım halk için gelir kapısı olmakla birlikte, ekilebilir araziler oldukça kısıtlı ve verimlilik bir hayli düşüktür. Yetiştirilen başlıca ürün Hindistan cevizi ve kopradır. Ayrıca balıkçılık faaliyetleri de oldukça yaygındır. Balık ve diğer deniz mahsulleri ülkenin önemli gelir kaynakları arasındadır.
Kiribati’nin dış ticaret kapasitesi sembolik düzeydedir. Son yıllarda bu kapasite 200 milyon dolar seviyelerinde seyretmektedir. Kiribati dış ticaretini genellikle çevre ülkeleri ile sürdürmektedir.
Türkiye ile İlişkiler
Türkiye ile Kiribati arasındaki ilişkiler, gerek coğrafi uzaklık gerekse Kiribati’nin küçük bir takımada ülkesi olması sebebiyle sınırlı düzeydedir. İki ülke arasındaki ilk siyasi temas 2008 yılında kurulmuştur. Her iki ülkenin de bir diğerinde büyükelçiliği bulunmayıp, Kanberra (Avustralya) büyükelçiliğimiz Kiribati’ye akreditedir. Ülkemizde Kiribati’ye yönelik vize işlemleri İngiltere Konsolosluğu üzerinden gerçekleştirilmektedir. İki ülke arasındaki siyasi temaslar büyük oranda Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen uluslararası toplantı ve konferanslar aracılığıyla yürütülmektedir. Bu kapsamda 2008 ve 2014’te düzenlenen Türkiye-Pasifik’teki Ada Ülkeleri Dışişleri Bakanları Toplantıları’na, 2011’deki BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı’na ve 2016’daki BM Dünya İnsani Zirvesi’ne Kiribati bakanlıklar düzeyinde katılım sağlamıştır.
İki ülke arasındaki ticari ilişkiler Kiribati’nin ekonomik potansiyelinin de etkisiyle sembolik düzeydedir. Türkiye’den Kiribati’ye ihraç edilen başlıca ürünler; petrol yağları, temel gıda ürünleri, deniz taşıtları aksamı ve elektronik cihazlardır. Kiribati’den sınırlı düzeyde ithal edilen başlıca ürünse hurda gemidir.
Müslümanların Durumu
Günümüzde 120.000 nüfuslu Kiribati’de halkın büyük çoğunluğu Hristiyan’dır. Ülkedeki Müslümanların sayısı ise son derece sınırlı olup, bu sayının birkaç yüzü geçmediği tahmin edilmektedir.