Temel göstergeler | |
Resmi adı | Makedonya Cumhuriyeti |
Yönetim biçimi | Parlamenter Demokrasi |
Başkent | Üsküp (Skopje; Nüfusu 910,218) |
Bağımsızlık tarihi | 8 Eylül 1991 (Yugoslavya’dan), 8 Nisan 1993 (BM tarafından tanınma) |
Yüzölçümü | 25.713 km² |
Coğrafi konumu | Güneydoğu Avrupa’da, Balkan yarımadasının ortasında yer alan Makedonya Bulgaristan, Sırbistan, Arnavutluk, Yunanistan ve Kosova arasındadır. |
İklimi | Yazları ılıman ve kuru, kış ayları oldukça soğuk ve rüzgârlı, kar yağışlı geçer. |
Doğal kaynakları | Krom, kurşun, çinko, manganez, tungsten, nikel, demir, asbest, kükürt, kereste, işlenebilir topraklar |
Nüfusu | 2.072.490 (2016 Tahmini) |
Nüfusun etnik dağılımı | %64,2 Makedon, &25,2 Arnavut, %3,9 Türk, %2,7 Roman, %1,8 Sırp, %2,2 diğer (2002 sayımı) |
Din | %64,7 Makedonya Ortodoksları, %33,3 Müslümanlar, %2 diğer |
Diller | %66,5 Makedonca, %25,1 Arnavutça, %3,5 Türkçe, %4,9 diğer (2002 sayımı) |
Nüfus artış oranı | 0,091 (Dünya Bankası 2016 Tahmini) |
Ortalama yaşam süresi | 75 yıl |
Milli Gelir | 10,9 milyar dolar |
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir | 5,237 dolar |
Para Birimi | Makedonya Dinarı (MKD – 1 Euro = 61 Dinar) |
Asgari Ücret | 9,000 MKD (150 Euro) |
Reel büyüme oranı | %2,4 (2016 verileri) |
GSYİH - Sektörel Bileşim | %9,9 tarım, %29,7 endüstri, %60,4 hizmet |
Enflasyon oranı | -%0,2 |
İşsizlik oranı | %26,7 |
Yoksulluk Oranı | %21,5 |
Endüstri | Gıda işleme, içecek, tekstil, kimya, demir, çelik, çimento, enerji, ilaç, otomotiv parçaları |
Tarım ürünleri | Üzüm, buğday, mısır, patates |
Ülke Tarihi
Bugün Makedonya olarak bilinen topraklar tarih içerisinde çok sayıda imparatorluğa ev sahipliği yapmıştır. Bu topraklar üzerinde bilinen en eski devlet Paeonia Krallığı’dır. Makedonya toprakları Makedon Krallığı, Roma İmparatorluğu, Bulgar Krallığı, Bizans ve Sırp Krallığı gibi pek çok devletin idaresi altında bulunmuştur. 15. yy’ın ilk yarısında Osmanlı orduları tarafından fethedilen ülke toprakları 500 sene Osmanlı hâkimiyetinde kalmıştır. Bu süreç içerisinde bölgedeki Müslüman nüfus, göçler ve diğer sebeplerle zaman içerisinde artmıştır.
1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında ülkenin bir kısmı kısa bir süreliğine Bulgaristan tarafından ilhak edilmiştir. 1912 senesinde 1. Balkan Savaşı’nda Sırbistan tarafından işgal edilmiş ve savaş sonrası anlaşmalarla birlikte Sırbistan sınırları içerisine dâhil edilmiştir. 1. Dünya Savaşı’ndan sonra Sırp, Hırvat ve Sloven krallıklarının birleşmesinin ardından 1929’da Yugoslav Krallığı resmî olarak ilan edilmiş, Üsküp de Vardar idari bölgesinin başkenti olarak belirlenmiştir. 2. Dünya Savaşı’nın ardından Yugoslavya, Tito önderliğindeki Komünist Parti yönetimi altında federal bir devlet olarak tesis edilmiştir. 1946’da Makedonya topraklarına otonom statüsü tanınmış, 1963 yılında ise ülkenin ismi Makedonya Sosyalist Cumhuriyeti olarak değiştirilmiştir.
Makedonya, bağımsızlığını 1991’de Yugoslavya’nın dağılmasıyla kazanmıştır. Ancak Yunanistan’ın, Makedonya isminin Helenistik kültüre ait olduğu iddiası nedeniyle ülkenin uluslararası arenada tanınması zorlu bir süreç sonunda gerçekleşmiştir.
Siyasi Durum
1999’da yaşanan Kosova Savaşı süresince 340.000 Arnavut mülteci Makedonya’ya sığınmıştı. Ancak Arnavut nüfusunun sayıca artması, ülkede gerginliklere yol açmıştır. 2001 baharında Makedonyalı Arnavutlar kendilerine daha geniş haklar tanıyacak şekilde anayasanın tekrar yazılması yönünde isteklerini dile getirmişlerdir. Ülkedeki Hristiyan nüfus ile aralarındaki siyasi ve ekonomik uçurum sebebiyle ayaklanan Makedonyalı Arnavutlar, mücadelelerini silahlı bir mücadeleye dönüştürmüştür. Bu ayaklanma Arnavutlar arasında giderek yayılmıştır. Savaş sonrasında Arnavutlara daha geniş sivil haklar tanıyan çerçeve bir anlaşmaya varılmıştır. Ohri Çerçeve Anlaşması olarak bilinen bu anlaşma ile ülkede yaşamakta olan azınlık gruplara daha fazla haklar tanınması öngörülmüştü. Ancak, anlaşma neticesinde kazanılan haklar günümüzde bile yerine getirilmemiştir. Bunun ana nedeninin azınlık partilerinin toplumun çıkarı yerine şahsi çıkarlarını ön planda tutmalarıdır.
Siyasette son 10 yıldır hükümette olan sağcı Makedon milliyetçi partisi olan VMRO-DPMNE’nin başta Arnavutlar üzerinde uyguladığı baskıcı politikalar ve Arnavut partilerinin de bu politikalar karşısında adım atmamaları seçmeni hayal kırıklığına uğratmıştır. Bunun yanısıra, hükümetin karışmış olduğu yolsuzluklara ilgili ses kayıtları da muhalefet tarafından paylaşılmaya başlanmış olup bu durum ülkeyi siyasi krize sürüklemiştir. Yaşanan siyasi kriz neticesinde ve ABD başta olmak üzere uluslararası aktörlerin baskısı neticesinde Makedonya 2016 yılının son aylarında seçime gitmiştir. Seçimler neticesinde uzun yıllardır hükümette olan Makedon milliyetçileri hükümeti kurmayı başaramamıştır. Makedonya hükümeti Sosyal Makedonya Demokrat Birliği tarafından kurulmuştur. Kurulan yeni hükümet batı yanlısı politikalar izlemekte olup ABD ve AB tarafından desteklenmektedir. Ayrıca, hükümetin olumlu söyleminden ümitli olan halk ekonomik bir canlanma beklemektedir.
Bu ekonomik canlanma beklentisinin kaynağı yeni hükümetin başta Yunanistan ile olan isim sorununda daha reformist adımlar atacağına dair inançtır. Makedonya’nın NATO ve AB üyeliği önündeki en büyük engel durumunda bulunan isim sorununun bir şekilde çözümlenmesi, ülkesel ve bölgesel güvenliği önemli bir ölçüt olarak değerlendiren uluslararası yatırımcılar açısından büyük önem taşımaktadır.
İktisadi Durum
Yugoslav cumhuriyetleri arasında en az gelişmiş ülke Makedonya’dır. Toplam federal mal ve hizmet çıktısının yalnızca% 5'ini kendisi üretebilmektedir. 1991 yılında bağımsızlığını kazanmasının ardından büyük bir ekonomik çöküntüyle karşı karşıya kalan Makedonya’da hızla özelleştirilen üretim tesislerinin çoğunluğu iyi işletilemediğinden kapanmış ve ülkenin mevcut üretim kapasitesi büyük azalmıştır.
2000’li yılların başında 3,7 milyar dolar olan gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYİH) takip eden yıllarda tüm diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi artış göstermiştir. Yaşanan bu artışlar neticesinde GSYİH 10,9 milyar dolara yükselmiş olup kişi başına düşen GSYİH 5,237 dolar seviyesine yükselmiştir.
Ülkenin en büyük sorunları arasında işsizlik yer almaktadır. İşsizlik oranlarının 2012 yılı öncesinde %35 ve üzerindeyken takip eden yıllarda işsizlik oranında düşüş meydana gelmiştir. Ancak işsizlik oranlarında meydana gelen düşüşler yeni istihdam yaratılmasından ziyade, iş bulma ümidini kaybetmiş olan özellikle gençlerin yurtdışına göç etmelerinden kaynaklanmaktadır. Günümüzde her ne kadar resmi işsizlik oranları %26 seviyesinde olarak açıklansa da gerçek oranların çok daha yüksek seviyede olduğu iddia edilmektedir. İş bulunduğu takdirde bile asgari ücretin 9,000 Makedonya dinarı (yaklaşık 150 Euro) olması insanların çalışma şevkini kırmaktadır. İşsizlik seviyelerinin bu denli yüksek ve maaşlarında bir o kadar düşük olduğu Makedonya’da aileler geçimlerini genellikle yurtdışına çalışmaya gitmiş olan aile bireylerinin gönderdikleri paralarla sağlamaktadırlar.
2016 yılında 4,8 milyar dolar ihracat ve 6,8 milyar dolar ithalat gerçekleştiren ülkenin en büyük ticari ortakları arasında Almanya, Sırbistan, Türkiye, Kosova, Bulgaristan ve Yunanistan bulunmaktadır. Makedonya ijracatının büyük bir kısmını Avrupa ülkeleri ile gerçekleştirmektedir. Avrupa’yla kurduğu güçlü bankacılık bağlarından dolayo Avrupa’daki ekonomik gelişmeler Makedonya’yı direkt olarak etkilemektedir.
Türkiye-Makedonya İlişkileri
Türkiye, bağımsızlığını kazandığı tarihten bu yana Makedonya Cumhuriyetinin ülke bütünlüğünü, egemenliğini ve sınırlarının değişmezliğini kararlılıkla savunmakta ve Makedonya’nın üniter devlet yapısının yanı sıra çok etnikli ve çok kültürlü dokusunun korunmasını desteklemektedir. Makedonya’yı anayasal adıyla ve ulus olarak tanıyan Türkiye, Üsküp’e büyükelçi göndermiş ilk devlettir.
Makedonya’da yaşamakta olan ve toplam nüfusun %3,85’ine denk gelen 78 bin civarında Türk asıllı Makedon vatandaşı yaşamaktadır. Birçok Arnavut vatandaşının Türkiye’ye göç ettiği de bilinmektedir. Hatta Türkiye’deki Makedon ve Arnavut göçmenlerin ülkede yaşamakta olan Müslümanlardan bile daha fazla olduğu iddia edilmektedir.
Türkiye Makedonya’nın önemli ticari ortaklarından birisidir. Türkiye-Makedonya ticaret hacmi 2016 yılında 461 milyon dolar seviyesine ulaşmıştır. Türkiye Makedonya’ya 378 milyon dolar seviyesinde mal ve hizmet ihraç etmekteyken, Makedonya’dan ithal ettiği mal ve hizmet değeri 82,6 milyon dolar seviyesindedir. Makedonya’nın Türkiye’den ithal ettiği başlıca ürünler turunçgiller, tekstil, beyaz eşya, mobilya, metal ürünleri ve ilaçtır. En fazla ithal ettiğimiz ürünler ise Demir-çelik, sentetik dokuma, tuğla, metal ürünleri, ham deri ve hurdadır.
İki ülke ticaretinin yanısıra Türkiye’nin bölgeye yapmış olduğu yatırımların oranı da oldukça yüksektir. Makedonya’ya doğrudan yabancı sermaye yatırımı gerçekleştiren Türk şirketlerinin sayısı 100 civarında olup, yatırımların toplam tutarı 1,2 milyar dolar seviyesindedir. Söz konusu yatırımları yapan büyük yatırımcılar arasında uzun yıllardır ülkede hizmet vermekte olan Türk Hava Yolları, bankacılık alanında büyük yatırımlar yapan Halk Bankası, inşaat alanında Cevahir Holding, havalimanını yeniden inşa eden TAV bulunmaktadır.
Ticari ilişkilerin yanında Türkiye, Yunus Emre Türk Kültür Merkezi aracılığıyla Türkçe öğrenmek isteyen Makedonya vatandaşlarına eğitim vermekte ve Türk kültürünü tanıtmak babında aktiviteler yapmaktadır. Son olarak dünyanın en etkili haber ajanslarından bir olma yolunda kararlılıkla ilerlemekte olan Anadolu Ajansı 2015 yılında Makedonya’nın başkenti Üsküp’te Makedonca ve Arnavutça yayın merkezini açmıştır.
Müslümanların Durumu
Ülkede Hristiyanlardan sonra en fazla nüfusa Müslümanlar sahiptir. Makedonya’da hayatlarını sürdüren Müslüman vatandaşlar ülke içerisinde birtakım sorunlarla karşı karşıyadırlar. Bu sorunlardan ilki resmi bir dini kurum olan Makedonya Cumhuriyeti İslam Dini Birliği (MCİDB) devlet tarafından tanınmasına ve resmi bir kurum olmasına rağmen Makedonya devletinden her hangi bir finansal yardım alamamaktadır. Mali anlamda MCİDB’ye destek çıkmayan Makedonya, İslam Birliğine ait olan ve Yugoslavya yönetimi sırasında el konulan vakıf mallarının tekrardan İslam Birliğine iade edilmesi için yapılan talepleri de reddetmektedir.
Finansman kaynağı eksikliği MCİDB’nin ülkedeki Müslüman nüfusu temsil etmekte yetersiz kalmasına neden olmaktadır. İslam Dini Birliği özellikle de Türk ve Slav kökenli Müslümanların ihtiyaçlarına yeterli oranda cevap verememektedir. Örneğin Türklerin yoğun olarak bulunduğu doğu bölgelerinde dini faaliyetlerin azlığı ve yeteri kadar nitelikli personel görevlendirilmemesi öne çıkan birincil sorunlardandır.
İslam Birliği Müslüman vatandaşlarca yapılan bağışlar, vakıf mallarından elde edilen gelirler ve dış yardımlarla finanse edilmeye çalışılmaktadır. İktisadi anlamda karşılaşılan bu sorunlar, İslam Dini Birliği’ni ve birliğe bağlı din adamlarını özellikle de Suudi Arabistan, Suriye, Ürdün, Mısır ve İran kaynaklı dış kuruluşlardan yardım talep etmeye veya gelen mali yardımları kabul etmeye mecbur bırakmaktadır. Bu durum birliğin iş ve işlemlerini dışarıdan müdahalelere açık hale getirmektedir.