Temel Göstergeler | |
Resmi Adı | Malavi Cumhuriyeti |
Yönetim Biçimi | Başkanlık Tipi Demokrasi |
Bağımsızlık Tarihi | 6 Temmuz 1964 (İngiltere’den) |
Başkent | Lilongve (1 milyon) |
Yüzölçümü | 118.484 km2 |
Nüfusu | 19.2 milyon (2018) |
Nüfusun Etnik Dağılımı | %35 Chewa, %18 Lomwe, %13 Yao, %12 Ngoni, %9 Tumbuka, %5 Nyanja, %3.5 Sena ve diğerleri |
İklimi | Ülkede subtropikal iklim hakim olup, Mayıs-Ekim arası kurak, Kasım-Nisan ayları yağışlıdır. Alçak kesimlerde sıcaklık yıl boyu yüksek seyrederken, ülke topraklarının %20’si ormanlıktır. |
Coğrafi Konumu | Güneydoğu Afrika’da yer alan Malavi; Tanzanya, Mozambik ve Zambiya ile çevrili olup denize kıyısı yoktur. |
Komşuları | Mozambik (1.498 km), Zambiya (847 km), Tanzanya (512 km) |
Dil | İngilizce, Chichewa, yerel diller |
Din | %65 Hristiyanlık, %30 Müslümanlık, %5 yerel inanışlar |
Ortalama Yaşam Süresi | 61.7 yıl |
Okuma-Yazma Oranı | %62.1 (2015) |
Para Birimi | Kvaça |
Millî Gelir | 6.261 milyar dolar (2017 IMF) |
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir | 324 dolar (2017 IMF) |
İşsizlik Oranı | %20.4 (2013 verileri) |
Enflasyon Oranı | %11.5 (2017) |
Reel Büyüme Hızı | %4 (2017) |
Yoksulluk Oranı | %50.7 (2010) |
İhracat Ürünleri | Tütün, kuru baklagiller, şeker, çay, pamuk, yer fıstığı, kahve, soya, kabuklu meyveler, iş makineleri |
İthalat Ürünleri | Gıda, petrol ürünleri, posta pulu ve tahvil defteri gibi kağıtmamüller, tüketim malları, binek araçları ve diğer motorlu taşıtlar, ilaç, azotlu mineral ve gübreler, telefon cihazları |
Başlıca Ticaret Ortakları | Belçika, Çin, Güney Afrika Cumhuriyeti, Tanzanya, Almanya, Mısır, Hindistan, BAE, İngiltere, Kuveyt, Zambiya |
Ülke Tarihi
Malavi topraklarının bulunduğu bölgeye ilişkin araştırmalar, burada M.Ö. 10. yüzyıldan itibaren yerleşim birimlerinin olduğunu ortaya koymakla birlikte, Malavi ile ilgili kayıtlar, Doğu Afrika’daki Müslümanların iç kesimlere yöneldiği 13-14. yüzyıllardan başlamaktadır. Müslüman tüccarlar 8. yüzyıldan itibaren bölge ile ticarî ilişkiler kurmuşsa da, burada bir İslam hakimiyeti söz konusu olmamıştır.
16. yüzyılın başlarından itibaren Portekiz’in bölgeye karşı artan sömürgeci uygulamaları kapsamında insanlar köleleştirilerek Güney Amerika’daki sömürgelerde çalıştırılmak üzere vatanlarından kopartılmıştır. Bölgenin önde gelen kabilelerinden olan Yao kabilesinin Müslümanlığı benimseyerek ZengibarSultanlığı’na bağlanmasının ardından, İslamiyet hızlı biçimde yayılmış ve 1800’lerin ortalarına gelindiğinde Müslümanlar Malavi’de çoğunluğu oluşturur hale gelmişlerdir. Aynı tarihlerde başlayan misyonerlik faaliyetleri de uzun vadede Malavi halkının Hristiyanlaşmasını beraberinde getirmiştir.
19. yüzyılın son çeyreğinde bölge İngiltere ve Portekiz arasında bir güç mücadelesine sahne olmuş, iki ülke arasında 1891 yılında imzalanan antlaşma ile Malavi İngiltere’ye bırakılmıştır. Bölge 1907 yılında Nyasaland ismi ile resmen sömürgeleştirildikten sonra, yarım yüzyıl daha İngiliz sömürgesi olarak kalmıştır. Malavi 1953 yılında Rodezya ile birlikte federasyona dönüştürülse de, 1963 yılında tekrar müstakil bir sömürge olmuş, 1964 yılında ise bağımsızlığını kazanmıştır.
Bağımsızlık sonrası dönemde devlet yönetiminin başına geçen Hastings Banda, 1994 yılına kadar ülkeyi bir dikta rejimi ile yönetmiş, 90’ların başlarından itibaren ülkede çok partili sisteme geçilmesi noktasındaki çabalar neticesinde 1994 yılında yapılan ilk seçimleri Müslüman siyasetçi Bakili Muluzi kazanmıştır. 1999’daki seçimlerde de başarısını sürdüren Muluzi, 2004 yılına kadar ülkeyi yönetmiştir. Bu dönemde Sudan, Libya ve Kuveyt gibi ülkelerle yakın ilişkiler kurulmuş, ülkede misyonerlik döneminden kalma kimi uygulamalar kaldırılmıştır. 2004 yılında yapılan seçimleri Binguwa Mutharika, 2009 yılındaki başkanlık seçimlerini de kazanmış, fakat 2012 yılında geçirdiği kalp krizi sebebiyle görev süresini tamamlayamamıştır. Onun yerine görevi devralan Joyce Banda ülkenin ilk kadın başkanı olmuş, ancak 2014 yılında yapılan seçimleri kaybetmiştir. Bu tarihte devlet başkanlığına gelen ve aynı zamanda bir önceki başkan Binguwa Mutharika’nın kardeşi olan Peter Mutharika halen devlet başkanlığı görevini sürdürmektedir.
Siyasî Yapı
Pek çok Afrika ülkesi gibi, Avrupa sömürgeciliği ile muhatap olan ve bağımsızlığını ancak 20. yüzyılın ortalarında kazanabilen Malavi, 1964 yılında kazanılan bağımsızlığı takip eden otuz yıl boyunca tek parti yönetimi ile idare edilmiş, ülkede çok partili demokratik hayata ancak 90’lı yıllarda geçilebilmiştir.
Günümüzde Malavi 1995 yılında kabul edilen bir anayasaya sahiptir. Ülke başkanlık tipi demokrasi ile yönetilmekte olup, başkanlık ve başkan yardımcılığı ile milletvekilliği seçimleri beş yılda bir gerçekleştirilmektedir. Başkan, seçilmiş başkan yardımcısı dışında ikinci bir başkan yardımcısını başka bir partiden olmak kaydıyla atama hakkına sahiptir. Son seçimler 2014 yılında gerçekleştirilmiş olup, bir sonraki seçimlerin 2019 yılında yapılması öngörülmektedir.
Devlet yönetimi yasama, yürütme ve yargı olmak üzere üç erke ayrılmıştır. Devlet başkanı yürütmenin başı olup, aynı zamanda hükümet başkanıdır ve kabine üyelerini meclis içinden veya dışından başkan seçmektedir. Yasama organı olan meclis 193 üyeli tekli bir yapıya sahiptir. Yargı alanında ise İngiliz modeli uygulanmaktadır. Ülke idarî olarak Kuzey, Orta ve Güney olmak üzere üç bölgeye ve 28 alt bölgeye ayrılmıştır.
Ekonomik Durum
Dünyanın en yoksul ülkelerinden biri olan Malavi’de nüfusun yarısının yoksulluk sınırının altında yaşadığı tahmin edilmektedir. Ülkenin en önemli sorunu yoksulluk olup, kişi başı ortalama yıllık gelir 500 doların altındadır. Ülke istikrarsız yönetimler, zayıf altyapı, nitelikli iş gücü azlığı, sömürge döneminin sancıları ve en önemlisi IMF, Dünya Bankası gibi küresel finans kuruluşlarının ülke üzerindeki uygulamaları nedeniyle içinde bulunduğu ekonomik bunalımı aşamamaktadır. İşsizlik oranının %30’lar civarında olduğu Malavi’de, enflasyon rakamları da oldukça yüksek seyretmektedir. Bütün bu olumsuzluklarla birlikte ülke son on yılda ortalama %5’lik bir büyüme trendi yakalamıştır.
Ülke ekonomisi büyük oranda tarıma dayalıdır. İstihdamın ve ihracat gelirlerinin %80’ini, millî gelirin yaklaşık %30’unu karşılayan tarım sektörünün taşıyıcı gücü tütündür. İhracatın yarıdan fazlasını karşılayan tütün, ülke ekonomisi açısından kısa vadede büyük önem taşımaktadır. Tütün dışındaki diğer önemli tarım ürünleri şeker, çay, kuru baklagiller ve soya fasulyesidir.
Verimli toprakları, bol yağış alan iklimi ve geniş ormanlık alanları ile Malavi, bu özellikleri sebebiyle ekonomik açıdan aslında büyük bir potansiyel barındırmaktadır. Ülkenin %20’si büyüklüğündeki Malavi Gölü de, gerek su politikaları, gerek balıkçılık açısından son derece önemlidir. Balıkçılık ülkede yaklaşık 200 bin kişiye istihdam sağlayan önemli geçim kaynaklarından biri olmakla birlikte, bu alandaki bilinçsiz uygulamalar nedeniyle istenen verimlilik sağlanamamaktadır. Malavi’nin yeraltı kaynakları bakımından da zengin olduğu tahmin edilmektedir. Ancak bugüne kadar bu alanda elle tutulur bir gelişme yaşanmamıştır.
Ülkede dış ticaret hacmi 2000’li yılların başlarından bu yana belirgin bir artış göstermiştir. 2002 yılında 1 milyar dolar olan dış ticaret hacmi son yıllar 3 ila 4 milyar dolar seviyelerinde seyretmektedir ve son olarak 2017 yılında 900 milyon doları ihracat, 2.5 milyar doları ithalat olmak üzere 3.4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Başlıca ihraç ürünü, ihracat gelirlerinin yarısını karşılayan tütün olup, diğer ihracat kalemleri çay, soya fasulyesi, şeker pancarı, kuru baklagiller, pamuk, yer fıstığı ve mısırdır. Başlıca ithalat kalemleri ise petrol yağları, kağıt evraklar, binek araçlar ve diğer motorlu taşıtlar, telefon cihazları, azotlu mineraller ve kimyasal gübreler, buğday ve ilaçtır. Malavi’nin dış ticaretteki başlıca ortakları Çin, Belçika, Güney Afrika Cumhuriyeti, Hindistan, Almanya, İngiltere, Tanzanya, Mısır, BAE, Zambiya ve Kuveyt’tir.
Türkiye ile İlişkiler
Türkiye ile Malavi arasındaki ilişkiler, son yıllarda olumlu yönde ivme kazanmakla birlikte henüz oldukça sınırlı düzeydedir. Bunda tarihî, coğrafî ve kültürel uzaklık kadar, Türkiye’nin son yıllara kadar yüzünü Afrika’ya dönmemiş olmasının da etkisi büyüktür. Halihazırda iki ülkenin de bir diğerinde büyükelçiliği bulunmamakla birlikte, Türkiye’nin Malavi’de büyükelçilik açma yolundaki adımları 2017 sonlarında resmiyet kazanmıştır ve Lilongve’de yakın zamanda bir büyükelçiliğin hizmete girmesi beklenmektedir.
İki ülke arasında bugüne kadar devlet başkanlığı düzeyinde bir ziyaret gerçekleşmemiş olup, Malavi tarafından bakanlık düzeyinde birkaç ziyaret gerçekleşmiştir. Bu ziyaretlerden birini, halihazırda Malavi Devlet Başkanı olan Peter Mutharika, Eğitim Bilim ve Teknoloji Bakanı sıfatıyla 2011 yılında gerçekleştirmiştir.
İki ülke arasındaki ticarî ilişkiler de sınırlı düzeydedir. 2000’li yılların başlarında 2 milyon dolar civarında olan toplam ticaret hacmi, takip eden yıllarda oransal olarak büyük bir artış göstermişse de, halen yıllık 20-30 milyon dolar civarında seyretmektedir. Son olarak 2017 yılında iki ülke arasında gerçekleşen yıllık ticaret hacmi 19.8 milyon dolardır. Türkiye ile Malavi arasındaki ticaretin tamamına yakını Türkiye’ye Malavi’den ithalat şeklinde gerçekleşmekte olup, neredeyse tek ithalat kalemi tütündür. Türkiye’den Malavi’ye ihraç edilen başlıca ürünlerse maya, makine parçaları, elektrik iletkenler, alüminyum çubuk ve profiller, demir-çelik mamüller ve prefabrik yapılardır.
Türkiye, son yıllarda Afrika ülkeleri ile olan ilişkilerini güçlendirmeye yönelik adımlar atmakta, bu kapsamda Malavi ile olan ilişkilerde belirgin bir ilerleme görülmektedir. Diplomatik misyonların hayata geçirilmesi ve ticaret hacminin arttırılmasının yanı sıra, kamu kuruluşları ve bağımsız sivil toplum kuruluşlarınca yürütülen kalkınma projeleri de iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine katkı sağlamaktadır.
Müslümanların Durumu
Malavi topraklarının İslamiyet’le ilk münasebeti, 8. yüzyıldan itibaren Doğu Afrika kıyılarına gelen Müslüman Arap tüccarlar aracılığıyla kurulmuştur. Bugünkü Tanzanya kıyılarından iç bölgelere doğru seyahatler yapan Müslümanlar Malavi coğrafyasında da İslam’ın tanınması ve yaygınlaşmasına katkı sağlamıştır. 19. yüzyılın ortalarında Yao ve Chewa kabileleri arasında İslam’ın kitlesel biçimde yayılması ile Malavi’de haklın büyük çoğunluğu Müslüman olmuş, bu tarihlerde Müslümanların oranı %80’lere ulaşmıştır. Ancak ilerleyen dönemlerde sistematik olarak uygulanan sömürge politikaları ve misyonerlik faaliyetleri sebebiyle halk Hristiyanlaştırılmıştır. Bu yöndeki katı uygulamalar, devletin bağımsızlığına kavuştuğu 1964 yılından sonra da resmî düzeyde sürdürülmüş, özellikle eğitim politikaları bu yönde şekillendirilmiştir.
Ülkede İslamî bilinç 70’li yıllardan sonra ivme kazanmış, 80’li yıllarda İslam ülkeleriyle ilişkiler geliştirilerek Malavi Müslümanları dünyaya açılmaya başlamıştır. Nitekim 1994 yılında gerçekleştirilen ilk demokratik seçimleri Müslüman aday Bakili Muluzi kazanmış, ancak o tarihten bu yana da Müslümanların ülkedeki siyasal temsilleri nüfuslarını yansıtmaktan uzak olmuştur. Günümüzde resmî rakamlar ülkedeki Müslümanların oranını %12 olarak göstermekteyse de, gerçek oranın %30-35 aralığında olduğu tahmin edilmektedir. Ülkedeki Müslümanların büyük çoğunluğunu yerli Afrikalılar oluştururken, %10’luk bir kesimini ise İngiliz sömürgeciliğinin devam ettiği dönemlerde Hint Altkıtası’ndan gelenler oluşturmaktadır.
Dünyanın en yoksul ülkelerinden biri konumunda olan Malavi’de, Müslümanların ekonomik koşulları genel halk ortalamasının da altındadır ve yoksulluk oranı %60’lar civarındadır. Müslümanlar benzer şekilde eğitim, sağlık, siyasal temsil, dinî yaşam gibi konularda da son derece olumsuz koşullara sahiptir.