Temel Göstergeler | |
Resmi Adı | Şili Cumhuriyeti |
Yönetim Biçimi | Başkanlık tipi demokrasi |
Bağımsızlık Tarihi | 18 Eylül 1810 (İspanya’dan) |
Başkent | Santiago (5,5 milyon) |
Yüzölçümü | 756.096 km2 |
Nüfusu | 18 milyon (2018) |
Nüfusun Etnik Dağılımı | %89 beyaz ve yerli olmayanlar, %9 Mapuçe, %2 diğer |
İklimi | Ülke kuzey-güney yönünde ince uzun bir hatta sahip olduğundan, kuzeyde çöl iklimi, orta kesimlerde ılıman iklim, güney kesimlerde ise serin ve nemli bir iklim hâkimdir. |
Coğrafi Konumu | Güney Amerika kıtasının güneybatısında yer alan Şili, kuzey-güney yönü boyunca ince uzun bir hatta sahip olup batısında Pasifik Okyanusu, doğusunda Arjantin, kuzeyinde Peru yer almaktadır. |
Komşuları | Arjantin (6.691 km), Bolivya (942 km), Peru (168 km), kıyı şeridi (6.435 km) |
Dil | İspanyolca |
Din | %70 Hristiyan, %25 ateist, %5 diğer |
Ortalama Yaşam Süresi | 79,1 yıl (2018) |
Okuma-Yazma Oranı | %96,9 (2015) |
Para Birimi | Şili Pesosu |
Millî Gelir | 298,172 milyar dolar (2018 IMF) |
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir | 16.079 dolar (2018 IMF) |
İşsizlik Oranı | %6,7 (2017) |
Enflasyon Oranı | %2,2 (2017) |
Reel Büyüme Hızı | %1,5 (2017) |
Yoksulluk Oranı | %14,4 (2013) |
İhracat Ürünleri | Bakır ve türevleri, odun hamuru, dondurulmuş balık, altın, meyve-sebze, demir cevheri, ağaç ve mamülleri, karbonat. |
İthalat Ürünleri | Petrol yağları, binek otomobiller, ham petrol, telefon cihazları, motorlu taşıtlar, otomatik bilgi işlem makineleri, sığır eti, monitör ve TV alıcıları, jeneratör, tıbbi cihazlar, kauçuk lastik, ayakkabı. |
Başlıca Ticaret Ortakları | Çin, ABD, Japonya, Brezilya, Güney Kore, Arjantin, Almanya, Meksika, Peru, İspanya. |
Ülke Tarihi
Şili topraklarındaki arkeolojik çalışmalar ülkedeki ilk insan izlerini MÖ 18.000’lere kadar götürmektedir. MÖ 10.000’li yıllarda, başta Monte Verde olmak üzere bölgeye göç eden yerli halklar Şili’deki bilinen ilk toplulukları teşkil etmektedir. Şili topraklarının kuzey bölümü, sömürge öncesi dönemde kıtanın en büyük devleti olan İnka İmparatorluğu’nun hâkimiyeti altına girmiştir.
Şili’de sömürge sürecinin başlangıcı olarak 1520’de Macellan’ın ülkenin güneyine ayak bastığı tarih baz alınmaktadır. 1535’te bölgedeki altın madenlerini ele geçirmek için Peru’ya ayak basan İspanyol sömürgeciler, 1540-1541 yıllarında bugünkü Şili topraklarını da kontrol altına almış ve başkent Santiago şehrini kurmuşlardır. 1542’de Şili, İspanya İmparatorluğu’nun Peru Valiliği’ne bağlı bir birim hâline getirilmiştir. Bölgenin sömürgeleştirilmesi ile birlikte yerli halk yok edilmeye başlanmış, misyonerlik faaliyetleriyle insanlar zorla Hristiyanlaştırılmıştır. 1777’de gerçekleştirilen nüfus sayımına göre, nüfusun yalnızca %10’unun yerli halktan oluştuğu, bölgedeki Avrupa kökenlilerin oranının %70’leri aştığı görülmektedir. Öte yandan Şili, coğrafi ve jeopolitik konumu sebebiyle İspanya İmparatorluğu’nun kıtadaki askerî üslerinden biri olarak kullanılmıştır.
Şili’de bağımsızlık mücadeleleri, kıtadaki diğer ülkeler gibi 19. yüzyılın ilk çeyreğinde başlamış, 18 Eylül 1810 tarihinde İspanya’ya karşı otonom bir bölge olarak, 12 Şubat 1818 tarihinde de cumhuriyet idaresi şeklinde bağımsızlık ilan edilmiştir. Bağımsızlığın kazanılmasından sonra da iktidar sınırlı seçkin bir zümrenin elinde kalmaya devam etmiş, bununla birlikte ülkede yüzyılın sonlarına kadar görece istikrarlı bir siyasi yapı muhafaza edilebilmiştir. Şili, komşu ülkeler Peru ve Bolivya ile yaşadığı sınır anlaşmazlıklarından kazançlı çıktığı savaşlar sonrasında topraklarını büyük oranda genişletmeyi başarmıştır. 1879-1883 yılları arasındaki Pasifik Savaşı’nın kazanılmasıyla Şili, topraklarını üçte bir oranında genişletirken, Bolivya’nın okyanusla olan bağlantısı kesilmiş ve bölgede bulunan dünyanın en zengin bakır ve nitrat yatakları Şili’nin kontrolüne geçmiştir. Böylece Şili, 19. yüzyılın ikinci yarısında kıtanın en zengin ülkelerinden biri olmuştur.
Ülkede ekonomik güç ve siyasi iktidarın sınırlı bir kesimin tekelinde kalması, 20. yüzyılın başlarından itibaren gelir dağılımındaki eşitsizliğin artmasına ve geniş halk kitlelerinin giderek fakirleşmesine yol açmıştır. Bu durum ise siyasi istikrarsızlıkları, işçi hareketlerini ve askerî müdahaleleri beraberinde getirmiştir. 1970 yılında iktidara gelen Salvador Allende’nin 1973 yılında ABD destekli bir askerî darbe ile devrilmesiyle birlikte Augusto Pinochet, 1990 yılına kadar 17 yıl ülkeyi cunta rejimi ile yönetmiştir. Pinochet’nin iktidara gelmesinden sonra ABD’nin de desteği ile ekonomide belirli bir istikrar yakalanmış olsa da insan hakları ihlalleri, faili meçhul cinayetler, keyfî tutuklama ve işkenceler döneme damgasını vurmuştur.
Şili’de 1988’de gerçekleştirilen referandumun ardından askerî yönetimin sonlandırılması gündeme gelmiş ve 1989’da uzun bir aradan sonra ilk bağımsız seçimler gerçekleştirilmiştir. 1990 yılından itibaren de ülkede yeniden demokratik düzene dönülmüş ve bu tarihten itibaren Şili, siyasi ve ekonomik alanda hızla gelişme kaydeden bir ülke pozisyonu kazanmıştır. Başta Pinochet olmak üzere cunta rejiminde görev alan üst düzey pek çok isim yargılanmış ve mahkûm edilmiştir.
Siyasi Yapı
İki asrı aşkın süredir bağımsız bir devlet statüsünde olan Şili, başkanlık tipi demokrasi ile yönetilmektedir. Devlet başkanı, devletin ve hükümetin başı olup dört yılda bir gerçekleştirilen seçimlerle halk tarafından seçilmektedir. Yasama organı 43 üyeli senato ve 155 üyeli temsilciler meclisinden oluşan iki kanatlı parlamentodur. Ülkede son başkanlık seçimleri Kasım-Aralık 2017’de iki turlu olarak gerçekleşmiş, seçimi kazanan Sebastian Pinera, 11 Mart 2018’de, 2010-2014’teki ilk döneminin ardından ikinci kez devlet başkanı olarak göreve başlamıştır. Ülkede bir sonraki devlet başkanlığı seçimlerinin 2021 yılında yapılması planlanmaktadır. Senato ve milletvekili seçimleri de başkanlık seçimlerinin ilk turunda, 19 Kasım 2017’de gerçekleştirilmiş olup bir sonraki seçimlerin yine 2021 yılında yapılması öngörülmektedir. Senato ve milletvekilliği seçimlerinde de devlet başkanlığı seçimlerine paralel olarak merkez sağ görüşlü “Chile Vamos” (Haydi Şili) Koalisyonu seçimi önde tamamlamış, ancak 1990 yılından bu yana ilk kez hiçbir parti ne senatoda ne de temsilciler meclisinde salt çoğunluğu elde etmeyi başarabilmiştir.
Ülke idari olarak 16 bölgeye ayrılmış olmakla birlikte, Antarktika bölgesindeki hak talepleri uluslararası alanda kabul görmüş değildir. Öte yandan 1990’lı yıllarda yeniden demokratik sisteme geçilmesiyle birlikte Şili, uluslararası camiada aktif bir pozisyon almış, BM’de Güvenlik Konseyi ve İnsan Hakları Komisyonu geçici üyeliklerini icra etmiş, ayrıca 2010 yılında Meksika’nın ardından OECD’ye üye olan ikinci Latin Amerika ülkesi olmuştur.
Ekonomik Durum
Şili gelişmekte olan bir ekonomiye, sağlam ve istikrarlı bir ekonomik yapıya sahiptir. 1970’lerin ortalarından bu yana sürdürülen politikalarla gelir ve refah seviyesinde önemli bir iyileşme sağlanmış; işsizlik, yoksulluk ve enflasyon oranları düşük seviyelere indirilebilmiştir. Latin Amerika’nın Brezilya, Arjantin ve Meksika’dan sonra dördüncü büyük ekonomisine sahip olan Şili’de, finans sistemi de oldukça gelişmiştir. 61 ülkeyi kapsayan 26 serbest ticaret anlaşmasına sahip olunması da dış ticaret açısından oldukça zengin bir zemin sunmaktadır. Öte yandan sürekli ve düzenli bir ekonomik büyüme trendi yakalamış olan ülkenin son 10 yıldaki ortalama büyüme oranı %3,5 civarındadır.
Şili ekonomisi büyük oranda başta bakır olmak üzere maden ihracatına dayanmaktadır. Ülkede madencilik, balıkçılık, turizm, finans sektörleri gelişmiştir. Sanayi sahası millî gelirin üçte birinden fazlasını karşılamakta olup başlıca sanayi kolları maden, gıda işleme, demir-çelik, tekstil, çimento ve odun işleme, nakliye ve balıkçılıktır. Dünyanın en büyük bakır üreticisi olan Şili’de ülkenin en büyük madencilik şirketi olan Codelco dünya bakır üretiminin %10’unu tek başına sağlamaktadır.
Tarım ülkenin önemli geçim kaynaklarından biri olup istihdamın %10’dan fazlasını, millî gelirinse yaklaşık %5’ini karşılamaktadır. İşlenmiş sebze-meyve ve şarap üretimi ülkenin önemli sektörlerindendir. Yetiştirilen başlıca ürünler sebze-meyve, üzüm, buğday, mısır, soğan ve fasulyedir. Ayrıca ormancılık, kümes hayvancılığı, balıkçılık ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliği de yaygındır.
Doğal kaynaklar bakımından oldukça zengin olan Şili’de başlıca maden ve kaynaklar bakır, demir, nitrat, iyot, molibden, altın, lityum, kömür, petrol, doğal gaz ile orman ve su ürünleridir.
Ülke, dış ticarette maden ihracatına dayalı bir seyir izlemektedir. Son yıllarda bakır fiyatlarındaki düşüş ihracat gelirlerini sıkıntıya soksa da sağlam ekonomik yapı ile bu sorun aşılabilmiştir. Toplam dış ticaret hacmi 150 milyar dolar seviyelerinde seyretmekle birlikte, 2018 yılında 75 milyar doları ihracat, 68 milyar doları ithalat olmak üzere toplamda 143 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Şili’nin en önemli ticaret ortağı Çin ve ABD’dir. Çin hem ithalatın hem de ihracatın tek başına dörtte birden fazlasını karşılamaktadır. ABD’nin ithalat ve ihracattaki payı da %15 civarındadır. Bu iki ülkenin Şili’nin dış ticaretindeki payı %40’lar seviyesindedir.
Türkiye ile İlişkiler
Türkiye ile Şili arasındaki ilişkiler dostluk ve iyi niyet temelinde olumlu yönde seyretmektedir. Esasen iki ülke arasındaki ilişkiler 1913 yılında Osmanlı Devleti zamanında Madrid’de imzalanan Dostluk Protokolü’yle başlatılmış, ardından 1926 yılında imzalanan Dostluk ve İşbirliği Anlaşması ile birlikte Şili, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını tanıyan ilk Latin Amerika ülkesi olmuştur. Şili’deki ilk diplomatik temsilciliğimiz 1930 yılında açılırken, 1954 yılında büyükelçilik seviyesine çıkartılmış, Şili’nin ülkemizdeki diplomatik temsilciliği ise ilk olarak 1940 yılında açılmış ve 1957’de büyükelçiliğe dönüştürülmüştür. İki ülke arasında devlet başkanlığı düzeyindeki ilk ziyaret 1995 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından gerçekleştirilmiş, ikinci olarak 2016 yıllında Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan da Şili’yi ziyaret etmiştir.
İki ülke arasındaki ticari ilişkiler, coğrafi uzaklığa rağmen son yıllarda büyük bir ivme kazanmıştır. Özellikle 2009 yılında imzalanan ve 2011’de yürürlüğe giren serbest ticaret anlaşması ile birlikte dış ticaret hacminde belirgin bir artış gözlemlenmiştir. Son olarak 2018 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 386 milyon doları ihracat, 370 milyon doları ithalat olmak üzere toplamda 756 milyon dolar olarak gerçekleşmiş ve 1 milyar dolar seviyesine iyice yaklaşmıştır. Öte yandan Şili ile ticaretinde sürekli açık veren Türkiye, bu yılda fazla vermiş ve ihracatı ithalatını geçmiştir. Türkiye’den Şili’ye ihraç edilen başlıca ürünler inşaat demiri ve diğer demir-çelik ürünler, otomobil ve motorlu taşıtlar, plastik mamuller, kara yolu taşıtları için yedek parça, dokunmuş halı ve hazır giyimdir. Şili’den Türkiye’ye ithal edilen başlıca ürünlerse bakır cevheri ve bakır mamulleri, nitrit ve nitratlar, kabuklu meyve, balık yağı, tohum, kimyasal odun hamuru ve canlı büyükbaş hayvandır.
Müslümanların Durumu
Şili coğrafyasının İslamiyet’le ilk temasının 15. yüzyılın sonlarında İspanyol zulmünden kaçan Endülüs’ten göç etmiş Morisco ve Moorlar aracılığıyla kurulduğu tahmin edilmektedir. Ancak bu dönemde Şili’ye gelen Müslümanların dinî kimliklerini kaybettikleri ve zorla Hristiyanlaştırıldıkları düşünülmektedir.
Modern dönemde Şili’ye ilk Müslüman göçleri 1850’lerde Suriye, Filistin ve Lübnan’dan gerçekleşmiş, o dönemde çok sayıda Müslüman Arap, Osmanlı coğrafyasından Güney Amerika’ya göç etmiştir. Bu göçlerle ülkede ilk Müslüman azınlık teşekkül etmiş ve bu topluluklar günümüze kadar varlıklarını muhafaza etmişlerdir. Günümüzde Şili’de çoğunluğu yabancı kökenli olmak üzere 5.000 ila 10.000 arasında Müslüman’ın yaşadığı tahmin edilmektedir. Es-Selam Camii 1989 yılında başkent Santiago’da ibadete açılmıştır. Aynı zamanda Şili İslam Merkezi olarak hizmet veren caminin ibadete açılması, hem ülkede İslamiyet’e olan ilginin artmasını sağlamış hem de Müslümanlar açısından başta cuma ve bayram günleri olmak üzere önemli günlerde bir toplanma noktası olmuştur. Selam Camii dışında, çoğunluğu başkent Santiago ve Iquique’de olmak üzere, ülke Müslümanları tarafından hizmete açılan başka merkezler de bulunmaktadır. Bunlar arasında en önemlileri Iquique’deki İslam Merkezi ve Bilal Mescidi, Valdivia’daki İslam Bilgi Merkezi ve Santiago İslam Merkezi’dir.