Temel Göstergeler | |
Resmi Adı | Tayland Krallığı |
Yönetim Biçimi | Meşruti monarşi |
Bağımsızlık Tarihi | 1238 |
Başkent | Bangkok (8.2 milyon) |
Yüzölçümü | 513.115 km2 |
Nüfusu | 70,1 milyon (2022) |
Nüfusun Etnik Dağılımı | %86 Tay, %4 Malay, %2 Khmer %8 diğer |
İklimi | Tropikal muson ikliminin hâkim olduğu ülkede mayıs-eylül dönemi yoğun yağışlı, diğer aylar daha az yağışlı ve ılıktır. |
Coğrafi Konumu | Güneydoğu Asya’da bulunan Tayland kuzeyde Myanmar, Laos ve Kamboçya, güneyde Andaman Denizi ve Tayland Körfezi arasındadır. |
Komşuları | Myanmar (2.416 km), Laos (1.845 km), Kamboçya (817 km), Malezya (595 km), kıyı şeridi (3.219 km) |
Dil | Tayca, Çince, Malayca, İngilizce |
Din | %93 Budist, %6 Müslüman, %1 Hristiyan ve diğer |
Ortalama Yaşam Süresi | 77,4 yıl (2021) |
Okuma-Yazma Oranı | %93,8 (2018) |
Para Birimi | Baht |
Millî Gelir | 546 milyar dolar (2021 IMF) |
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir | 7.809 dolar (2021 IMF) |
İşsizlik Oranı | %1 (2022) |
Enflasyon Oranı | %1,3 (2022) |
Reel Büyüme Hızı | %1 (2021) |
Yoksulluk Oranı | %9,9 (2018) |
İhracat Ürünleri | Altın, bilgisayar, otomobil, elektronik entegre devreler, motorlu taşıtlar ve yedek parçaları, petrol yağları, kauçuk, pirinç, klima cihazları, telefon cihazları |
İthalat Ürünleri | Ham petrol, elektronik entegre devreler, altın, telefon cihazları, binek otomobiller ve yedek parçaları, doğal gaz, bilgisayar, demir-çelik, petrol yağları |
Başlıca Ticaret Ortakları | Çin, ABD, Japonya, Vietnam, Malezya, Singapur, Endonezya, Avustralya |
Ülke Tarihi
Tayland topraklarında ilk insan yerleşiminin izleri 20.000 yıl öncesine aittir. Bölgede varlığı tespit edilen ilk uygarlıklar Dvaravati (6. yüzyıl) ve Srivijaya (8. yüzyıl) krallıklarıdır. Tay halkının bölgeye gelişi ise Güney Çin coğrafyasından 10. yüzyılda olmuştur. Bölge 9. yüzyıldan itibaren merkezi bugün Kamboçya topraklarında bulunan Khmer İmparatorluğu’nun hâkimiyeti altına girmiştir. Tayland’ın tarih sahnesine bir devlet olarak çıkışı, 1238 yılında kurulan Sukhothai Krallığı’na dayandırılmaktadır. 1438 yılına kadar varlığını sürdüren bu Budist şehir devleti, ilk Siyam devleti olarak kabul edilmektedir. 1351 yılında tarih sahnesine çıkan Ayutthaya Krallığı, kısa sürede etkinliğini arttırarak Sukhothai Krallığı’nın yerini almış ve dört asrı aşkın bir süre varlığını devem ettirmiştir. Sukhothai Krallığı’nın yıkıldığı 1438 yılından itibaren Siyam’ın başkenti Ayutthaya olmuştur.
1767 yılında Myanmar bölgesinden gelen istilalar sonrasında devletin başkenti Kral Taksin tarafından Thonburi’ye taşınmış, ancak bu dönem kısa sürmüştür. 1782 yılında Kral Taksin’i tahttan indiren ve bugünkü Bangkok sınırları içinde kalan Rattanakosin’i yeni başkent ilan eden Chao Phraya Chakri, 1782 yılında Kral I. Rama unvanı ile tahta çıkmıştır. Günümüzde Tayland Krallığı’nın yönetimini elinde bulunduran Çakri Hanedanı’nın başlangıcı, 1782 yılında kurulan Rattanakosin Krallığı’na dayanmaktadır.
19. yüzyılın başlarından itibaren kültür, sanat, eğitim ve mimari gibi alanlarda önemli gelişmeler kaydeden ülke, yüzyılın ikinci yarısında modernleşme sürecine girmiş, bu dönemde İngiltere ile sürdürülen diplomasi sayesinde de sömürge hareketlerinin dışında tutulmuştur. Yüzyılın sonlarına doğru bölgenin iki önemli sömürgeci devleti Fransa ve İngiltere’nin baskısı arasında kalan Tayland, 1909 yılında İngiltere ile imzaladığı Anglo-Siyam Anlaşması ile güneydeki bazı Malay sultanlıklarını İngiltere’ye devretmiş, buna karşın aynı bölgede Müslümanların yoğun olarak yaşadığı Satun ve Patani bölgelerini topraklarına katmıştır. Bu anlaşma ile bugünkü Tayland-Malezya sınırı da çizilmiştir. Böylece Batı’da Burma ve Malay bölgelerinin bir kısmını İngilizlere, doğuda Mekong bölgesini Fransızlara bırakan Tayland, iki sömürgeci devlet arasında bir tampon bölge pozisyonunda Güneydoğu Asya’nın sömürgeleştirilmeyen tek devleti olarak varlığını sürdürmeyi başarmıştır.
1932 yılında devlet yönetiminde anayasal monarşiye geçilmiş ve ülkede ilk seçimler 1933 yılında yapılarak ilk meclis oluşturulmuştur. 1935 yılında gerçekleştirilen darbe ile Kral VII. Rama Prajadhipok tahttan indirilerek yerine o dönem İsviçre’de bulunan 10 yaşındaki Anando Mahidol kral ilan edilmiştir. 1939 yılında ülkenin Siyam olan adı Tayland olarak değiştirilmiş, İkinci Dünya Savaşı yıllarında ülkedeki milliyetçi yönetim Japonya’nın yanında yer almıştır. 1946 yılında genç kralın şüpheli ölümünün ardından tahta 19 yaşındaki kardeşi Bhumibol Adulyadej çıkmış ve 2016 yılındaki vefatına kadar 70 yıl tahtta kalmıştır. Onun yönetiminde ülke Batı yanlısı bir politika izlemiş, darbe ve sıkıyönetimlerin yaşandığı dönemlerin ardından 1990’lı yıllardan itibaren genel olarak seçimle iş başına gelen yönetimler anayasal sistem içerisinde görev yapmıştır. Son olarak 2014 yılında gerçekleştirilen askerî darbeyle yönetime el koyan Prayut Chan-o-cha hâlen başbakanlık görevini sürdürmektedir.
Siyasi Yapı
Tayland, 1932 yılında mutlak monarşiden anayasal monarşiye geçiş yapmıştır. Kral ülke yönetiminde geleneksel olarak etkin olmakla birlikte, yetki alanları sınırlıdır. Ülkenin kralı, 2016’da tahta oturan Maha Vajiralongkorn’dur. Ülkede 2014 yılında gerçekleştirilen darbeden bu yana devlet yönetiminde askerî kadrolar yer almaktadır.
Yürürlükteki anayasa 2016 yılında yapılan referandumla kabul edilmiş ve 2017 yılında onaylanmıştır. Ülke idari olarak 76 ilden, coğrafi olarak altı bölgeden oluşmaktadır. Devlet yönetiminin başı kral olup, başbakan kral tarafından görevlendirilmekte, bakanlar kurulu ise başbakan tarafından atanarak kral tarafından onaylanmaktadır.
İkinci Dünya Savaşı’nda Japonya’nın yanında yer alan Tayland, Soğuk Savaş yıllarında ABD yanlısı bir politika izlemiş, Kore ve Vietnam savaşlarında ABD politikaları doğrultusunda misyon üstlenmiştir. Monarşinin varlığıyla birlikte ülke, belirli aralıklarla gerçekleştirilen darbeler sebebiyle askerî yönetimlerce idare edilmiş, 1990’lı yıllardan itibaren demokratik sistemde gelişmeler görülmüştür. Ancak 2014 yılından bu yana idare yine darbeyle başa gelen askerî kadroların elindedir.
Tayland yönetimi ülkenin güneyinde bulunan ve Müslüman nüfusun yoğun olduğu Patani, Narathiwat ve Yala vilayetlerinde 100 yılı aşkın süredir uyguladığı ayrımcı politikalar sebebiyle başta İslam dünyası olmak üzere uluslararası çevrelerce eleştirilmektedir.
Ekonomik Durum
Tayland, diğer bölge ülkeleri gibi son yıllarda sanayi alanında yaptığı yatırımlarla giderek güçlenen bir ekonomiye sahiptir. 500 milyar doları aşan millî geliri ile dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri olma yolunda hızla ilerleyen Tayland, yakaladığı büyüme trendini istikrarlı bir şekilde devam ettirmektedir. Ülkede yoksulluk, işsizlik ve enflasyon rakamları da düşüktür. Sağlam altyapısı ve yatırım odaklı ekonomi politikaları ile Tayland, yatırımcılara da güven vermektedir.
Ülkede geleneksel geçim kaynağı tarım olmakla birlikte, 1980’lerden itibaren önce tekstil ve hazır giyim sektörlerinde, 1990’lardan itibaren ise bilgisayar teknolojileri ve otomotiv sanayinde ihracat odaklı ekonomi politikaları ağırlık kazanmıştır. Böylece Tayland ekonomisi Güneydoğu Asya’nın yükselen ekonomilerinden biri hâline gelmiş ve küresel piyasalarda da etkin bir pozisyon yakalamıştır.
İstihdamın üçte birini karşılamasına rağmen tarım sektörünün millî gelirdeki payı %10’un altındadır. Başlıca tarım ürünler pirinç, manyok, kauçuk, mısır, şeker kamışı, Hindistan cevizi, hurma yağı ve ananastır. Dünyanın en önemli pirinç üreticilerinden olan Tayland, konserve ve karides üretiminde de ilk sıralarda yer almaktadır. Ülkede balıkçılık da gelişmiştir.
Tayland yer altı kaynakları bakımından da zengin bir ülkedir. Ülkede bulunan başlıca yer altı kaynakları jips, kurşun, linyit, florit, doğal gaz, kalay ve tungstendir.
Ekonomisi büyük oranda ihracata dayalı olan Tayland’da dış ticaret hacmi 2020 yılında 229 milyar doları ihracat, 209 milyar doları ithalat olmak üzere toplamda 438 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. İhracatın yaklaşık %80’ini sanayi ürünleri oluşturmaktadır. Tayland’ın dış ticaretteki en önemli partnerleri Çin, ABD ve Japonya’dır.
Türkiye ile İlişkiler
Türkiye ile Tayland arasındaki ilişkiler genel olarak olumlu yönde ve gelişime açık pozisyonda devam etmektedir. Ticari ilişkilerdeki gözle görülür güçlenmenin diğer alanlara da yansıması beklense de tarihî ve kültürel farklılıklar ve coğrafi uzaklık bu sürecinin yavaş ilerlemesine neden olmaktadır. Türkiye’nin Bangkok Büyükelçiliği 1958 yılında, Tayland’ın Ankara Büyükelçiliği ise 1972 yılında açılmıştır. İki ülke arasında bugüne kadar devlet başkanlığı düzeyinde bir ziyaret gerçekleştirilmemiştir.
Türkiye ile Tayland arasındaki ticari ilişkiler giderek güçlenmektedir. Bu amaçla ilki 1987 yılında olmak üzere dört anlaşma imzalanmış ve serbest ticaret anlaşması imzalanması yolunda da adımlar atılmıştır. İki ülke arasındaki ticari ilişkiler bu gelişmeye uygun biçimde yükselen bir trend yakalamıştır. 2001 yılında 200 milyon dolar seviyelerinde olan toplam dış ticaret hacmi, 2017’de en yüksek seviyesi olan 2,1 milyar dolara ulaşmıştır. 2020 yılındaki rakamlar ise 184 milyon doları Türkiye’den Tayland’a ihracat, 1,2 milyar doları ithalat olmak üzere toplamda 1,39 milyar dolardır. Türkiye’den Tayland’a ihraç edilen başlıca ürünler karbonat, elektrik transformatörleri, kauçuk boru ve hortumlar, motor aksam ve parçaları, un, bitkisel yağlar, iplik, mücevherat, mermer ve kireç taşıdır. Türkiye’nin Tayland’dan ithal ettiği başlıca ürünlerse diyodlar, transistörler, yarı iletken devreler, motorlu taşıtlar, klima cihazları, kauçuk, kara yolu taşıtları için yedek parçalar, buzdolapları ve derin dondurucular, suni lifler, sentetik iplikler ve otomatik bilgi işlem makineleridir.
Ticari ilişkilerde Türkiye açısından en önemli handikap ticaret hacminin büyük oranda ithalat odaklı gerçekleşiyor olmasıdır. Türkiye’nin Tayland gibi önemli bir pazara yönelik yeni ihracat alanları oluşturması, önümüzdeki süreçte ticari ilişkiler açısından öncelikli alanlardan biri olarak gözükmektedir.
Müslümanların Durumu ve Patani Bölgesi
Tayland’da İslamiyet’in bilinen tarihi 12. yüzyıla kadar dayanmaktadır. O dönemde ticaret amacıyla Patani bölgesine gelen Müslüman Araplar vasıtasıyla İslamiyet’le tanışan bölge halkı, hızla Müslüman olmuş, 1457 yılında da dönemin Patani Kralı’nın Müslüman olmasıyla birlikte, İslamiyet hem krallığın resmî dini hâline gelmiş hem de ülke çapında yaygınlaşmıştır.
15 ve 16. yüzyıllarda Portekiz’in bölgedeki sömürge hareketleri karşısında kuzeyindeki Ayutthaya Krallığı ile iş birliğine giden Patani Sultanlığı, 16 ve 17. yüzyıllarda Malay Yarımadası’nın en büyük sultanlığı olarak öne çıkmıştır. 1786 yılında Çakri Hanedanı tarafından işgal edilen Patani bölgesindeki Tay varlığı, 1909 yılında Anglo-Siyam Anlaşması ile meşruiyet kazanmış ve Patani bölgesi bugün hâlen devam eden Tay hâkimiyetine resmî olarak dâhil olmuştur.
20. yüzyıl başlarından itibaren Tayland hâkimiyeti altında geçen dönem, Patani Müslümanları için diğer pek çok Güneydoğu Asya toplumu gibi, merkezî ulus devlet anlayışı içerisinde eritilmeye çalışıldıkları bir süreç olmuştur. Böylece ait olduğu kültür ve inanç havzasından kopartılan Patani bölgesi, Budist yönetim altında asimilasyon politikalarına maruz kalmıştır. İslami eğitimin, gündelik hayata dair dinî pratiklerin ve Malayca konuşmanın yasaklanması gibi uygulamalara karşı başlatılan isyan hareketleri ise baskı ve şiddetle kontrol altına alınmıştır. Bu süreçte öne çıkan Müslüman hareketlerin bir kısmı tam bağımsızlık için mücadele ederken, bir kısmı da Tayland idaresini kabul ederek mevcut yönetim içerisinde otonomi hakkı için çaba sarf etmiştir. Bu süreçte Patani Birleşik Kurtuluş Teşkilatı (Pattani United Liberation Organisation-PULO), Patani Millî Kurtuluş Cephesi (National Liberation Front of Pattani) ve Millî İnkılap Cephesi (Barisan Revolution National) gibi yapılanmalar öne çıkmıştır.
1960’lı yıllardan itibaren Tayland yönetimi Patanili Müslümanlara yönelik uygulamalarında bazı iyileştirmelere giderek entegrasyon politikası izlemiştir. Bölgedeki camilerin tamiri, Müslümanlara yönelik yeni okullar açılması, yoksul Müslüman toplumunun ekonomik seviyesini iyileştirecek kalkınma projeleri vb. çalışmalar Müslüman toplumla ilişkilere belirli katkılar sağlasa da istenilen seviyede olmamıştır.
1960’lardan 1980’lere kadar devam eden silahlı mücadele, 1980’lerde ülke yönetimindeki liberalleşme politikaları kapsamında yaşanan gelişmelerle yerini daha durağan bir sürece bırakmıştır. 2004 yılı başlarında bölgede yaşanan saldırı ve şiddet olaylarının ardından Patani sorunu tekrar patlak vermiş ve zaman zaman yoğunluğu azalsa da silahlı mücadele dönemi yeniden başlamıştır. 2005 yılında başlatılmak istenen barış süreci, 2006 yılındaki askerî darbe sonrasında yaşanan siyasi istikrarsızlık sebebiyle yarım kalmıştır. Tarafların 28 Şubat 2013’te gerçekleştirdiği görüşme ilk resmî diyalog olarak kayıtlara geçmiştir. Ancak 2014 yılında yeni bir askerî darbe daha yaşanan ülkede süreç yeniden kesintiye uğramıştır. Malezya’nın da girişimleriyle tekrar başlatılan süreç kapsamında özellikle 2015 yılında peş peşe birkaç görüşme gerçekleştirilmiştir. Patani tarafı adına görüşmelere MARA Patani Koalisyonu öncülük etmekle birlikte bu koalisyonun resmî bir statüye sahip olmaması ayrı bir sorundur. Taraflar arasındaki görüşmelerden bugüne kadar ciddi bir sonuç alınamamış olsa da siyasi sürecin işletilmesi önem arz etmektedir. 2018 yılında dönemin Malezya Başbakanı Mahatir Muhammed’in Tayland ziyareti esnasında gündeme getirmesinden sonra barış müzakerelerinin Malezya’nın arabuluculuğunda devam ettirilmesi noktasında bir irade ortaya konmuş olmakla birlikte MARA Patani Şubat 2019’da görüşmeleri durdurduğunu açıklamıştır. Hâlihazırda Patani sorunu taraflar arasında uzun yıllardır yürütülen fakat somut bir neticeye ulaşamayan diplomasi trafiği eşliğinde devam etmekte, bu süreçte Patani Müslümanlarının kronik hâle gelen sorunlarının çözümü de mümkün olamamaktadır.
Günümüzde Tayland’daki Müslümanların büyük bölümünü Patanili Malay Müslümanlar oluşturmaktadır. Ülkedeki Müslümanların sayısı 4 milyonun üzerindedir; kimileri ise bu sayının 5 milyonun üzerinde olduğunu savunmaktadır. Patani Müslümanları ülkenin güney kesiminde yer alan Patani, Narathiwa, Yala, Songkla ve Satun şehirlerinde yaşamaktadır. Ülkedeki diğer Müslümanlar ise başta başkent Bangkok olmak üzere çeşitli şehirlere dağılmış durumdadır. Taylandlı Müslümanların bir kısmı Malay kökenli, bir kısmı da Tay, Çinli, Hintli, İranlı ve Arap’tır.