Temel Göstergeler | |
Resmi Adı | Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti |
Yönetim Biçimi | Başkanlık Tipi Federatif Demokrasi |
Bağımsızlık Tarihi | 5 Temmuz 1811 (İspanya’dan) / 13 Ocak 1830 (Büyük Kolombiya’dan) |
Başkent | Karakas (2 milyon) |
Yüzölçümü | 912.050 km2 |
Nüfusu | 32.5 milyon (2018) |
Nüfusun Etnik Dağılımı | %67 Melez (Avrupalı-Afrikalı-Yerli), %21 Avrupa Asıllılar (İspanyol, İtalyan, Portekizli, Alman vb.), %10 Afrika Asıllılar, %2 diğerleri |
İklimi | Ülkede genel olarak tropikal iklim görülmekle birlikte, yüksek kesimlerde daha ılıman bir iklim hâkimdir. |
Coğrafi Konumu | Güney Amerika kıtasının kuzeyinde yer alan Venezuela, güneyden Brezilya, kuzeyden Karayip Denizi, doğudan Guyana ve batıdan Kolombiya ile çevrilidir. |
Komşuları | Kolombiya (2.341 km), Brezilya (2.137 km), Guyana (789 km), kıyı şeridi (2.800 km) |
Dil | İspanyolca ve yerel diller |
Din | %98 Hristiyan (tamamına yakını Katolik), %2 diğer |
Ortalama Yaşam Süresi | 76 yıl (2017) |
Okuma-Yazma Oranı | %97.1 (2016) |
Para Birimi | Venezuela Bolivarı |
Millî Gelir | 210.085 milyar dolar (2017 IMF) |
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir | 6.684 dolar (2017 IMF) |
İşsizlik Oranı | %26.4 (2017) |
Enflasyon Oranı | %1.087 (2017) |
Reel Büyüme Hızı | %-14 (2017) |
Yoksulluk Oranı | %19.7 (2015) |
İhracat Ürünleri | Ham petrol ve petrol ürünleri, alüminyum, boksit, demir, mineraller ve kimyasallar |
İthalat Ürünleri | Akaryakıt, mısır, buğday, eterler, ilaç, pirinç, santrifüjler, soya fasulyesi ve yağı, şeker pancarı, süt, binek otomobil, ulaşım araçları ve inşaat malzemeleri |
Başlıca Ticaret Ortakları | ABD, Çin, Hindistan, Meksika, Brezilya, Kolombiya, Malezya, İsveç, Arjantin, Singapur, Küba |
Ülke Tarihi
Venezuela topraklarının bulunduğu coğrafyaya ilişkin arkeolojik çalışmalar, bu bölgedeki insan yaşamını M.Ö. 15 binlere kadar götürmektedir. Carib, Arawak, Mariche, Caquetio ve Timoto-cuicas gibi bölgenin bilinen ilk yerleşimleri olan Kızılderili kabilelerinin binlerce yıl öncesinden itibaren Venezuela topraklarında bulundukları bilinmektedir.
15. yüzyıl sonlarında diğer bölge toprakları gibi İspanyol sömürgeciliği ile karşı karşıya kalan Venezuela’daki ilk işgal hareketleri 1498’de Kristof Kolomb’un ve 1499’da bölgeyi Venedik’e benzeterek buraya “Küçük Venedik” anlamına gelen “Veneziola” ismini veren Alonso de Ojeda ile başlamıştır. Bu tarihten itibaren bölge yerel söyleyişteki farklılıkla birlikte Venezuela ismini almıştır.
Ülkede ilk İspanyol yerleşimi 1502 yılında, 1525 yılında ise İspanyolların kıtadaki ilk kalıcı yerleşimi kurulmuştur. Bu tarihten itibaren İspanya’nın kıtadaki maden ve tarım faaliyetlerinde bir merkez üssü olarak kullanılan Venezuela, 1717 yılında Yeni Granada Alt Krallığı, 1777’de Venezuela Genel Yüzbaşılığı adını almıştır.
Fransız İhtilali, ABD’nin kurulması ve Napolyon’un İspanya’yı işgali gibi gelişmeler, 18. yüzyılın başlarından itibaren bölgedeki bağımsızlık faaliyetlerini hızlandırmış ve 5 Temmuz 1811’de Francisco de Miranda öncülüğünde İspanya’ya karşı bağımsızlık ilan edilmiştir. Ancak ülke tam bağımsızlığına 1821 yılında Simon Bolivar liderliğinde ulaşmış, Venezuela bu tarihte kurulan ve Kolombiya, Peru ve Panama’yı da kapsayan Büyük Kolombiya Cumhuriyeti içinde yer almıştır. Oldukça kısa ömürlü bu birliğin 1830 yılında dağılması üzerine Venezuela 13 Ocak 1830 tarihinde birlikten ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiştir.
Devletin ismi 1864 yılına kadar Venezuela Devleti olarak kalırken, 1864-1953 tarihleri arasında Venezuela Birleşik Devletleri (United States of Venezuela) ve 1953-1999 tarihleri arasında da Venezuela Cumhuriyeti ismi kullanılmıştır. 1999 yılından bu yana ise Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti adı kullanılmaktadır.
Bağımsızlığı takip eden süreçte uzun yıllar darbeler ve askerî yönetimlerle karşı karşıya kalan Venezuela, 1958 yılında demokratik yönetime geçmiş, bu tarihten itibaren 1992’de Hugo Chavez’in başını çektiği, 2002’de ise bu kez Chavez’i devirmeye yönelik olarak gerçekleştirilen iki başarısız darbe girişimi dışında herhangi bir askerî darbe yaşanmamıştır. Soğuk Savaş dönemi boyunca ABD’nin bölgedeki önemli müttefikleri arasında yer alan Venezuela, 2000’lerin başlarından itibaren bu görüntüsünden uzaklaşmış ve ülke liderlerinin ABD karşıtı söylem ve uygulamaları ile Venezuela’nın genel çizgisi değişmiştir. 1999-2013 yılları arasında devam eden Hugo Chavez yönetiminde başta ABD olmak üzere küresel aktörlerin ülkeyi hedef alan siyasî ve ekonomik manipülasyonları, mevcut devlet başkanı Nicolas Maduro döneminde de benzer şekilde devam etmektedir.
Siyasî Yapı
Venezuela federatif yapıya sahip bir cumhuriyettir. Resmî adı “Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti” olan ülkede, yasama, yürütme, yargı, vatandaşlık ve seçim olmak üzere beş erk bulunmaktadır. Yasama organı 167 üyeli ulusal meclis olsa da, 30 Temmuz 2017’de başkan Maduro tarafından imzalanan kararname ile Kurucu Ulusal Meclis’in oluşturulması için seçime gidilmiş ve 2 yıl süre için görev yapacak 545 üyeli bir meclis teşekkül etmiştir.
Yürütme organı başkan, başkan yardımcısı ve bakanlar kurulundan oluşmakta olup, hükümetin başı olan devlet başkanı altı yılda bir yapılan seçimlerle belirlenmektedir. Ülkedeki son seçimler 2018 yılı Mayıs ayında gerçekleştirilmiş ve oyların %68’ini alan Nicolas Maduro, ikinci kez başkan seçilmiştir.
Ülke idari olarak 23 eyalet, 1 başkent federal bölgesi (Karakas), 2 federal alan ve 72 adanın birleşimi ile oluşturulmuş 1 bağlı bölgeden oluşmaktadır. Ülkede 1999 yılında kabul edilen Bolivarcı Anayasa yürürlükte olup, yargı bağımsızdır. Ayrıca vatandaşlık erki ombudsman, başsavcı ve sayıştay başkanı tarafından temsil edilen “cumhuriyet etik konseyi” tarafından yürütülmektedir. Seçim erki ise yüksek seçim kurulu ve ona bağlı alt kuruluşlar tarafından temsil edilmektedir.
Venezuela 2000’li yılların başlarından bu yana dış politikada ABD karşıtı bir politika izlemektedir. Özellikle bir önceki başkan Hugo Chavez’in ülkesinin ekonomik bağımsızlığını kazanması noktasında ortaya koyduğu çaba, ABD’nin Irak ve Afganistan işgalleri karşısındaki tavrı ve Filistin meselesindeki yaklaşımları, Venezuela’yı son yıllarda Amerikan karşıtlığının sembollerinden biri haline getirmiştir. Bu tavrın Chavez’in vefatından sonra mevcut başkan Maduro tarafından da takip edilmesi, ülkenin son yıllarda yaşadığı siyasal ve ekonomik krizlerin de bir anlamda hazırlayıcısı olmuştur. Öte yandan son yıllarda benzer dış müdahalelerle muhatap olmuş Türkiye ile Venezuela arasındaki yakınlaşma da yine bu bağlamda açıklanabilir.
Ekonomik Durum
Venezuela 300 milyar varille petrol rezervi açısından dünyada birinci ve 5.7 trilyon metreküplük doğalgaz rezerviyle de sekizinci sırada olmasına karşın, ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıyadır. Son yıllarda başta ABD olmak üzere küresel aktörler tarafından Venezuela’ya karşı yürütülen politikaların yanı sıra, uluslararası finans kuruluşları ve kredi derecelendirmek şirketlerinin manipülatif kararları, ülke ekonomisine büyük zararlar vermektedir. Halihazırda ülkenin en önemli sorunları 2015’te üç haneli rakamlara ulaşan, 2017’de ise %1000’leri aşan korkunç enflasyon rakamları, yüksek seyreden yoksulluk ve işsizlik oranlarıdır. Ülkede yoksul kesimlere yönelik gelir dağılımı düzenlemeleri ve bir önceki başkan Hugo Chavez döneminden bu yana sürdürülen devletleştirme politikaları, enflasyonun en önemli gerekçeleri arasında zikredilmektedir ve yakın bir gelecekte enflasyon oranlarının %1.000.000 (bir milyon) seviyesine ulaşması beklenmektedir.
Dünyanın en yüksek petrol rezervine sahip ülkesi Venezuela’dır. ABD Jeoloji Servisi verilerine göre Venezuela’nın petrol rezervi 516 milyar varildir ki, bu rakam Suudî Arabistan petrol rezervinin iki katına tekabül etmektedir. Dolayısıyla ülke ekonomisi büyük oranda petrole dayanmakta, petrol ihracatı toplam ihracatın %80’ini ve GSMH’nın dörtte birin karşılamaktadır. Son yıllarda uluslararası piyasalarda petrol varil fiyatlarının düşmesi, ekonomisi büyük oranda petrol gelirlerine dayalı olan Venezuela’yı zor durumda bırakmıştır. Doğal kaynaklar bakımından oldukça zengin olan Venezuela’da petrol dışında öne çıkan diğer maden ve kaynaklar doğalgaz, altın, demir, karbon, su kaynakları ve ormanlardır.
Son yıllarda ülkeyi giderek kuşatan ekonomik kriz ve uluslararası piyasalarda petrol fiyatlarının düşmesi, dış ticaret rakamlarını önemli ölçüde azaltmıştır. 2012 yılında 152 milyar dolara kadar çıkan ticaret hacmi, bu tarihten itibaren her yıl düşüş göstermiş ve son olarak 2017 yılında 40 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. İhracat gelirlerin %80’i aşan oranlarda ham petrol satışına dayalı olup, diğer ihracat kalemleri akaryakıt, petrol ürünleri, demir, alüminyum ve kabuklu deniz hayvanları; başlıca ithalat kalemleri ise akaryakıt, buğday, mısır, ilaç, pirinç, santrifüjler, binek araçlar, elektronik cihazlar, soya yağı, makarna, şeker pancarı ve inşaat malzemeleridir. Venezuela’nın dış ticaretindeki en önemli partneri ihracatın %35’ini ve ithalatın %25’ini tek başına karşılayan ABD, diğer önemli aktörlerse Çin, Hindistan, Meksika, Brezilya, Arjantin, Kolombiya ve Malezya’dır.
Türkiye ile İlişkiler
Türkiye ile Venezuela arasındaki ilişkiler, birkaç yıl öncesine kadar coğrafî ve kültürel uzaklık gibi nedenlerle sınırlı düzeyde devam etmişse de, bir önceki Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez ve mevcut başkan Nicolas Maduro döneminde karşılıklı atılan adımlarla iki ülke arasındaki ilişkilerde önemli bir yakınlaşma gerçekleştirilmiştir. Esasen Venezuela, Türkiye’nin Güney Amerika kıtasında ilk diplomatik ilişki kurduğu ülkelerden biri olmuş ve iki ülke arasındaki resmî ilişkiler 1950 yılında başlamıştır. 1957 yılından bu yana hizmet vermekte olan Karakas Büyükelçiliğimizin yanı sıra, Karakas’tan sonra ülkenin en kalabalık ikinci şehri olan Maracaibo’da bir fahri konsolosluğumuz bulunmakta, Venezuela’nın da Ankara Büyükelçiliği ve İstanbul Konsolosluğu Türkiye’deki diplomatik misyonu olarak görev yapmaktadır.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro 2016 yılında İstanbul’da düzenlenen 23. Dünya Enerji Kongresi sebebiyle ülkemizde bulunmuş, 2017 yılında ülkemizi ziyaret ederek bu düzeydeki ilk ziyareti gerçekleştirmiş, aynı yılın Aralık ayında Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) zirvesine Gözlemci Üye ve Bağlantısızlar Hareketi Dönem Başkanı olarak katılmıştır. Maduro ayrıca Temmuz 2018’de Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın göreve başlama töreni münasebetiyle bir kez daha Türkiye’yi ziyaret etmiştir.
Öte yandan iki ülke arasında bakanlar ve üst düzey devlet yetkilileri nezdindeki ziyaretler de yoğun biçimde sürmektedir. Bu ziyaretlerin de etkisiyle İki ülke arasında ilişkilerin daha da güçlendirilmesi adına yeni antlaşmalar imzalanmaktadır. Bugüne kadar Türkiye ve Venezuela arasında kültür, turizm, eğitim, diplomasi, ticaret, tarım, enerji gibi çok çeşitli alanlarda toplam 11 antlaşma imzalanmıştır.
İki ülke arasındaki bu diplomatik yakınlaşma, ticarî sahada da etkisini göstermekte ancak ticaret hacmi dalgalı bir seyir izlemektedir. Bunda Venezuela’nın içinde bulunduğu ekonomik koşullar ve uluslararası piyasalarda yaşanan dalgalanmalar da etkili olmaktadır. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2012 yılında ulaştığı 353 milyon dolarlık seviye ile en yüksek düzeye ulaşmış, son olarak 2017 yılında ise 37 milyon doları Türkiye’den Venezuela’ya ihracat, 116 milyon doları ithalat olmak üzere toplam 154 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Ancak Mayıs 2018’de imzalanan ticaret antlaşmasının ardından, yılın ilk üç ayındaki ticaret hacmi yarım milyar doları geçmiştir ve yıl sonunda 2 milyar dolara ulaşması hedeflenmiştir. Türkiye’nin Venezuela ile ticaretinde başlıca ihracat kalemleri buğday, makarna, temizlik ürünleri ve tekstil ürünleri; başlıca ithalat kalemleri ise demir cevheri ve demirden mamul ürünler ve petrol ürünleridir.
Müslümanların Durumu
Venezuela Avrupa sömürgeciliği ile başlayan süreçte büyük oranda Hristiyanlaştırılmıştır ve bugün nüfusun çok büyük bir çoğunluğu Katolik Hristiyanlığa mensuptur. Buna karşın, diğer kıta ülkelerine kıyasla Venezuela’daki Müslüman kitle ve İslam kültürünün etkisinin daha belirgin olduğu söylenebilir.
İslamiyet Venezuela topraklarına ilk olarak İspanyol sömürge idaresi döneminde 16. yüzyılda girmiştir. Bu dönemden itibaren Afrika’dan getirilen Müslüman köleler ve ilerleyen dönemlerde Hindistan’dan gelen Müslümanlar olmuşsa da, baskı ve zulüm altındaki bu Müslümanlar aracılığıyla ülkede İslamiyet’in yaygınlaşması mümkün olmamıştır.
Günümüzde Venezuela’daki Müslüman nüfusuna ilişkin 100 bin ila 400 bin arasında değişen rakamlar verilmektedir ki 400 bin rakamı baz alınacak olursa bu ülke nüfusu açısından %1’in üzerinde bir orana tekabül etmektedir. Ülkede yaşayan Müslümanların büyük çoğunluğu 20. yüzyılın ortalarından itibaren çalışmak üzere ülkeye gelen Pakistanlılar, Filistin, Lübnan ve Suriyeli Araplardır; ayrıca az miktarda Türk de bulunmaktadır. 15 binden fazla Müslümanın yaşadığı Karakas’taki Şeyh İbrahim el-İbrahim Camii, kıtadaki en büyük cami olma özelliğine sahiptir. Öte yandan ülkede Müslümanlar tarafından açılmış ve gerek Müslümanlara gerek gayrimüslimlere hizmet veren çok sayıda İslam merkezi, camii ve eğitim kurumu bulunmaktadır. Ülkede yaşayan Müslümanların, siyasal mercilerden baskı görmemesi, bu alanda sürdürülen çalışmaların önünü açmakta ve verimliliğini arttırmaktadır.