Temel Göstergeler | |
Resmi Adı | Zambiya Cumhuriyeti |
Yönetim Biçimi | Başkanlık Tipi Cumhuriyet |
Bağımsızlık Tarihi | 24 Ekim 1964 (İngiltere’den) |
Başkent | Lusaka (1.75 milyon) |
Yüzölçümü | 752.614 km2 |
Nüfusu | 17.5 milyon (2018) |
Nüfusun Etnik Dağılımı | Ülkede 72 farklı kabile bulunmaktadır. En kalabalık olanlar; Bemba, Tonga, Ngoni, Lozi’dir. |
İklimi | Ilıman iklim görülür, sıcaklık 35 C’yi nadiren aşar. Kasım-Nisan arası yağışlı, Mayıs-Ağustos arası soğuk ve kurak, Eylül-Ekim aylarında sıcak ve kuraktır. |
Coğrafi Konumu | Sahraaltı Afrika’sında denize kıyısı bulunmayan bir ülkedir. Afrika’nın güney bölgesinde yer alır. |
Komşuları | Kuzeyinde Kongo Demokratik Cumhuriyeti (1.930 km) ve Tanzanya (338 km), doğusunda Malavi (837 km) ve Mozambik (419 km), güneyinde Zimbabve (797 km), Botsvana (1 km’den az) ve Namibya (233 km), batısında Angola (1.110 km) bulunur. |
Dil | İngilizce ve yerel diller (Niyanja, Bemba, Lunda, Tonga, Lozi, Luvale, Kaonde) |
Din | %87 Hristiyan, %5-10 Müslüman, diğer inançlar |
Ortalama Yaşam Süresi | 52.1 (2015) |
Okuma-Yazma Oranı | %63.4 (2015) |
Millî Gelir | 25.5 milyar dolar (2017 IMF) |
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir | 1.480 dolar (2017 IMF) |
Para Birimi | Kwacha |
İşsizlik Oranı | %7.7 (2017) |
Yoksulluk Oranı | %60.5 |
Enflasyon Oranı | %7.1 (2018) |
Reel Büyüme Hızı | %3.98 (2017 IMF) |
Başlıca Ticaret Ortakları | İsviçre, Çin, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Güney Afrika Cumhuriyeti, Singapur, Kuveyt, Hindistan, Morityus |
İhracat Ürünleri | Bakır, kobalt, altın, şeker pancarı, mısır, tütün |
İthalat Ürünleri | Bakır, kobalt, petrol yağları, ham petrol, kimyasal gübre, iş makinaları, motorlu taşıtlar, hava araçları, elektronik cihazlar |
Ülke Tarihi
Zambiya topraklarının bulunduğu bölgede yapılan araştırmalar, burada binlerce yıldır yerleşim birimlerinin olduğunu ortaya koymaktadır. Bilinen ilk yerleşimciler olan Buşimenlerden sonra bölgeye 4. yüzyılda gelen Bantular asırlar boyunca burada yaşamışlardır. Günümüzde Zambiya toplumunu teşkile eden unsurlar ise bölgeye 16. yüzyıldan itibaren farklı zamanlarda gerçekleşen göçler yoluyla gelmişlerdir.
Zambiya toprakları 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren özellikle fildişi, altın ve köle ticareti için önce Portekiz ardından İngiliz sömürge güçlerinin faaliyet alanına girmiştir. 1890 yılında bugünkü Zambiya ve Zimbabve topraklarını içine alan bölge, daha sonra ülkelere ismini de verecek olan İngiliz Güney Afrika Şirketi’nin kurucusu Cecil John Rodes’in kontrolüne geçmiştir. 1894 yılında bölgenin İngiltere’ye ait olduğu ilan edilmiş, Rhodes’in ismine nispetle Kuzey Rodezya olarak isimlendirilen Zambiya’nın yanı sıra, Güney Rodezya (Zimbabve) ve Nyasaland (Malavi) bölgelerinin kontrolü de İngiliz Güney Afrika Şirketi’ne bırakılmıştır. 1911 yılında yürürlüğe konulan anayasa ile devletin bugünkü sınırları belirlenmiş, 1923 yılında Güney Rodezya’ya otonomluk verilirken Kuzey Rodezya (Zambiya) İngiliz kontrolünde kalmaya devam etmiştir.
1953 yılında İngiltere Nyasaland (Malavi), Güney Rodezya (Zimbabve) ve Kuzey Rodezya’yı (Zambiya) “Rodezya-Nyasaland Federasyonu” adı altında birleştirme kararı almışsa da, bu yapının ömrü uzun olmamıştır. Zambiya 1962 yılında ayrıldığı federasyon 1963 yılında dağılmıştır. Bu tarihten kısa bir süre sonra da Kuzey Rodezya bağımsızlığına kavuşmuş, 24 Ekim 1964 tarihinde Zambiya adıyla bağımsızlık ilan edilmiştir.
Siyasî Yapı
Zambiya bağımsızlığın kazanıldığı 1964 yılından bu yana askerî darbe ve iç savaşın yaşanmadığı, devlet başkanının 1991 yılından bu yana çok partili seçimlerle belirlendiği bir ülke konumundadır. Bu bakımdan pek çok Afrika ülkesine kıyasla istikrarlı ve sakin bir siyasî yapıya sahiptir.
Bağımsızlığın kazanılmasından kısa süre önce gerçekleştirilen seçimleri kazanarak başbakan olan KennethKaunda, bağımsızlık ilanı ile birlikte ülkenin ilk devlet başkanı olarak göreve başlamış ve 1991 yılına kadar 27 yıl bu makamda kalmıştır. Bu tarihte Kaunda’ya karşı seçimi kazanan Frederick Chiluba devlet başkanlığına seçilmiş ve 1996 yılındaki seçimlerden de galibiyetle ayrılarak ülkeyi iki dönem yönetmiştir. Chiluba’dan sonra devlet başkanlığı görevini sırasıyla Levy Mwanawasa (2002-2008), Ruphiah Banda (2008-2011), Michael Sata (2011-2014) ve Guy Scott (2014-2015) sürdürmüştür. 2015 yılında göreve gelen Edgar Lungu o tarihten bu yana Zambiya’nın devlet başkanı olarak görevine devam etmektedir.
Başkanlık sistemi ile yönetilen Zambiya, tek meclisli bir yapıya sahiptir. Beş yılda bir yapılan seçimler neticesinde göreve gelen ve en fazla iki dönem görev yapabilen devlet başkanı aynı zamanda ordunun ve yürütmenin de başıdır.
Ülkede yürütme erki devlet başkanı, devlet başkan yardımcısı ve bakanlar kurulundan oluşmaktadır. Yardımcılar ve bakanlar, seçilmiş meclis üyeleri arasından başkan tarafından atanarak göreve gelmektedir. Ülke meclisi 166 üyeden oluşmaktadır.
Zambiya idarî bakımdan 9 bölgeden oluşmaktadır. Her bölge, merkezî hükümetin atadığı bir bakan tarafından yönetilmektedir.
Ekonomik Durum
BM tarafından belirlenen “En Az Gelişmiş Ülkeler” kategorisinde yer alan Zambiya, dünyanın en fakir ülkelerinden biri konumundadır. Yoksulluk sınırının altında yaşayan insanların oranı bakımından dünyadaki en sorunlu ülkelerden biridir. Ancak diğer Afrika ülkeleri gibi Zambiya da, önümüzdeki yıllar için önemli ölçüde ekonomik potansiyele sahiptir. Öyle ki son on yılda yakalanan ortalama büyüme hızı %5’in üzerindedir.
Ülke ekonomisinin temel taşıyıcı gücü sahip olduğu bakır rezervleridir. Millî gelirin %15’i madencilik, %15’i müteahhitlik, %10’u tarım, %8’i imalat, geri kalanı ise diğer sektörlerden elde edilmektedir. İstihdamın yarısından fazlası hizmet sektöründen, %15’i tarım, %12’si madencilik, %10’u ise imalat sektöründen sağlanmaktadır.
Zambiya’nın dış ticaret hacmi son yıllarda 15 ila 20 milyar dolar aralığında seyretmektedir ve 2017 yılında 16.8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Ülkenin en önemli ihracat ürünü bakırdır. Bakır dışındaki başlıca ihracat ürünleri kobalt, altın, tütün, şeker pancarı ve mısırdır. Başlıca ithalat ürünleri ise bakır cevheri, kobalt, yakıt ve enerji ürünleri, sanayi ürünleri, motorlu araçlar, elektronik cihazlardır.
Ülke ekonomisini bakıra bağımlı olmaktan çıkartacak ve ekonomide çeşitliliği sağlayacak projeler üzerinde çalışılmaktadır. Öte yandan ülkenin denize kıyısının olmaması da uluslararası ticaret açısından sorun teşkil etmektedir.
Türkiye ile İlişkiler
Son yıllara kadar zayıf konumda olan Türkiye-Zambiya ilişkileri özellikle 2010’lu yıllarda karşılıklı büyükelçiliklerin hizmete girmesi ve ziyaretlerin gerçekleşmesi ile olumlu bir ivme yakalamıştır. Türkiye’nin Lusaka Büyükelçiliği 2011 yılında, Zambiya’nın Ankara Büyükelçiliği 2013 yılında açılmıştır.
İki ülke arasındaki en üst düzey ziyaret, 2010 yılında dönemin Zambiya Cumhurbaşkanı Rupiah Bwezani Banda’nınTemmuz 2010’da ülkemize gerçekleştirdiği ziyarettir. Ayrıca 2014 yılında Zambiya Dışişleri Bakanı Harry Kalaba da ülkemize bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Söz konusu ziyaretler iki ülke arasında bu düzeydeki ilk ziyaretler olarak tarihe geçmiştir. Bu ziyaretlerde havacılık, ticaret, sağlık, diplomasi gibi alanlarda ikili antlaşmalar imzalanmıştır.
İki ülke arasındaki ticaret hacmi, istisna olarak 119 milyon seviyesinde gerçekleştiği 2011 yılı hariç, yıllık ortalama 20-30 milyon dolar aralığında seyretmektedir. Son olarak bu rakamlar 2016 yılında 19 milyar, 2017 yılında 21 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Zambiya’nın Türkiye ile ticaretinde başlıca ihracat kalemleri bakır ve tütün, başlıca ithalat kalemleri demir-çelik ürünleri, makine ve sentetik liflerdir.
Öte yandan Türkiye’deki kamu kuruluşları ve STK’lar aracılığıyla Zambiya’da sürdürdüğü pek çok kalkınma ve yardım projesi bulunmaktadır. Otelcilik ve turizm eğitimleri, ilaç ve malzeme yardımları bu kapsamda zikredilebilir. Ayrıca Türkiye Bursları kapsamında Türkiye’ye lisans ve lisansüstü eğitim almak için gelen Zambiyalı gençlerin de iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi noktasında bir köprü vazifesi görmesi hedeflenmektedir.
Müslümanların Durumu
Zambiya toprakları, Afrika kıtasında İslamiyet’le en geç tanışan bölgelerden biridir. Erken dönemlerde Doğu Afrika’daki Müslüman unsurların, Umman’dan gelerek Mozambik bölgesinde devlet kuran Ebu Said Hanedanlığı’nın fildişi ticareti için buralara geldiği bilinmekle birlikte, bu temaslar bir İslamlaşma sürecine dönüşmemiştir. Müslümanların bölgeye kalıcı olarak gelişleri ve burada bir Müslüman nüfusun oluşması ancak 19. yüzyılın sonlarına doğru, İngiliz sömürge yönetimi tarafından Hindistan ve Pakistan’dan demiryolu yapımı için getirilen Müslüman göçmenlerce gerçekleşmiştir. Böylece bugüne kadar uzanan süreçte özellikle şehirlerde yaşayan ve sosyo-ekonomik açıdan ülkenin geri kalanına nispetle iyi durumda olan sınırlı sayıda Müslüman bir topluluk oluşmuştur.
Sömürge döneminde yoğun bir misyonerlik dalgası ile muhatap olan Zambiya nüfusunun önemli bir bölümü Hristiyanlaştırılmıştır. Özellikle 1996 yılında anayasaya devletin dininin Hristiyanlık olduğu yönünde bir madde eklenmesinden sonra Hristiyanlık eğitimi müfredatta zorunlu hale getirilmiştir ki bu da ülkedeki Müslüman açısından sıkıntı doğurmaktadır. Buna karşın ülkede 200’den fazla cami bulunmakta, 1980’li yıllardan itibaren yurtdışında eğitim alan Zambiyalı Müslümanlar ülkelerinde İslamiyet’in yayılması için faaliyet göstermekte, ayrıca yerel ve uluslararası İslamî yapılar da bu noktada çaba sarf etmektedir. Bu çabalar neticesinde Zambiya, Müslüman nüfusundaki artışın en hızlı seyrettiği ülkelerden biri konumuna erişmiştir. Ülkedeki Müslümanları Zambiya Yüksek İslam Konseyi temsil etmektedir. Ayrıca ülkede dinî faaliyet yürütmek üzere kurulmuş irili ufaklı çok sayda dernek bulunmaktadır.
Ülkede farklı dinlere mensup olanların sayılarına ilişkin kesin veriler bulunmamaktadır. 2000 yılındaki nüfus sayımında %1 civarında gösterilen Müslüman nüfusun günümüzde resmî kurumlar tarafından dahi %5 ila 10 arasında olduğu ifade edilmektedir. Buna karşın ülkedeki Müslümanlar tarafından kurulan STK’ların yaptıkları araştırmalarda bu oranın daha da yüksek olabileceği iddia edilmektedir. Bu bakımdan Zambiya’daki Müslüman nüfusun uluslararası kamuoyuna yansıtılan rakamların aksine milyonlarla ifade edilebilecek rakamlara ulaşmış olması muhtemeldir. Bu durum, İslam toplumu açısından, barındırdığı Müslüman nüfusun kestirilemediği Zambiya gibi ülkelere yönelik çalışmalara ağırlık verilmesi hususunu elzem kılmaktadır.